Paris 2024 Olimpiyatları çok fazla tartışmayla sona erdi. Madalya sıralamasında geride kalsak da özellikle Yusuf Dikeç’le takım arkadaşı Şevval İlayda Tarhan’ın performansı sonrası olimpiyatların en havalı ve ikonik pozunu veren ülkesi olduk.Tartışmalarda aslan paylarından birini de A Milli Kadın Voleybol Takımı aldı.Olimpiyatlarda takım sporu düzeyinde en büyük başarımızı almış olsak da (dördüncülük) sonuçlar rüya gibi geçen 2023 sezonundan sonra beklentisi yükselen çoğunluğu mutlu etmedi. Tartışmalarla gündemden düşmeyen voleybol takımımıza geçmeden önce olimpiyatlardaki sportif başarının temel faktörlerinden kısaca bahsetmek gerekir. ABD, yine en fazla madalya kazanan ülke oldu. Olimpiyat tarihine baktığımızda da altın madalyaların yaklaşık yüzde 20’sini kazandı. Başarının ardındaki sistemi öğrenmek için atletizm örneğini inceleyelim.Makale reklamdan sonra devam ediyor.Ekonomi üstatlarından uzmanlık dersi: Inc. Türkiye Economy MasterClass 13 Ekim'deErken dönem fiyatlarından yararlanmak için 1 Eylül’e kadar yerinizi ayırtın.ABD’nin Başarısının Ardındaki Güç: ÜniversitelerParis olimpiyatlarına katılan ABD’li atletlerin hatırı sayılır çoğunluğu üniversite öğrencisi. Spor eğitimlerini üniversite bünyesinde atlet-öğrenci olarak sürdürüyor. Örneğin Stanford Üniversitesi atletleri olimpiyatlarda 12’si altın olmak üzere 39 madalya kazandı. ABD’deki diğer üniversitelerle kıyaslandığında Stanford en çok madalya kazanan kurum oldu. Dokuz ülkeyi tenzih edersek Stanford olimpiyatlara katılan tüm ülkelerden fazla madalya kazandı. Şayet Stanford Cumhuriyeti olarak katılsaydı olimpiyatları onuncu sırada bitirecekti. Bu örnek üniversitelerin çok yönlü eğitim verip öğrenciye her türlü destek sunarak neler başarabileceğini göstermesi açısından oldukça değerli.Dünyadaki saygın üniversiteler sporu bir görgü ve sosyalleşme aracı olarak görüyor. Spor tıpkı kültür ve sanat gibi eğitimin önemli bir parçası. 2024’teki olimpiyatlarda üç altın madalya kazanan Harvard mezunu atlet Gaby Thomas da başka güzel bir örnek. Gelişmiş ekonomiye sahip ülkeler sadece sporda değil hayatın birçok farklı alanında kurulu sisteme sahip. Bazı istisnalar dışında ülkemizde böyle eğitim veren kurumlar pek olmadığından ya mesleğin delisine çatmamız gerek ya da vizyoner, ilham verici bir lidere. Tabii kulüp düzeyinde istisna olan başarılı bir örneğimiz var. Çok uzun süredir amatör branşlara yatırım yapan Fenerbahçe.Yedi branşta 27 sporcuyla olimpiyatlara en çok sporcu gönderen dünyadaki 3’üncü kulüp. Başı 12 branşta 67 sporcuyla New York Athletic Club çekiyor. Hemen ardından onu dokuz branşta 38 sporcuyla INSEP France takip ediyor. Umarım önümüzdeki olimpiyatlarda daha nice kulüpler bu furyaya katılır.Dönüşüm bir dizi olayla veya patlamayla değil ihtiyatlı, usul usul ve durmaksızın meydana gelir. Tek bir mutlaka ve eşi benzeri olmayan noktada gerçekleşen herhangi bir yaratım tasavvur edilemez. Üniversite, kulüp ya da belediyeler. Hangi kurum olursa olsun bu sistem kurma gayesi organizasyonel açıdan kabiliyetli kurumlar üzerinden olmalı. Tek yapmamız gereken kendi kültürümüze göre bir yöntem bulmak.Liderliğin Er Meydanı Takım SporlarıTakım sporunda sistemsel ilerleyerek başarıya ulaşan A Milli Kadın Voleybol takımımız. Kulüp bazında da milli takımda da sürdürülebilir bir başarıdan bahsediyoruz. Bu başarının güzel örneklerinden birisi de bu yaz genç yeteneklerimizin yani U20 Kadın Voleybol Milli Takımı’nın Avrupa Şampiyonu olması. 2023’te üç kupayla bize rüya gibi bir yaz yaşattılar. Dünya sıralamasında yedincilikle başlayan seneyi zirvede tamamladık. Santarelli de bu başarıda yeni nesil lider olarak öne çıkan figürlerin başında geldi. 2024’te Ahmet Hamdi Tanpınar’ın meşhur sözünü hatırladık: “Yapmasını çok iyi bilen ve seven şark, muhafaza etmesini bilmez.” Ahmet Hamdi haklı mı çıkacaktı, yoksa Santarelli mi?2024 olimpiyatlarında altın madalyayı Santarelli değil ama yıllara yayılan liderliği kazandı. İtalya Milli Takımı’nda liberoyu da saydığımızda takımın iskeletini oluşturan yedi oyuncudan ikisi Imoco Volley Takımında uzun süredir Santarelli’nin öğrencisi (De Gennaro ve Fahr.)Bu üç sporcuyla beraber çalıştı ve bulundukları takıma liderlik etti. Örnek vermek gerekirse Myriam Sylla’la dört sene Paola Egonu’yle üç, Anna Danesi’leyse iki sene. Başarılı oyuncuların hepsi Santarelli’nin koçluk yaptığı takımlarda oynamıştı. Ayrıca U20 finaline çıkan İtalyan takımının en önemli iki oyuncusu da (libero ve pasör çaprazı) yine Santarelli’nin öğrencisiydi.İyi bir lidersen, gün gelir yetiştirdiklerin de seni de yener. İyi bir lidersen yetiştirdiğin yetenekler sensiz de başarılı olur. İyi bir lidersen senin tedrisatından geçenler kendilerini geliştirmeye devam eder. Ne büyük gurur, eğer egonu yenebilirsen. Çünkü iyi bir lidersen elde ettiğin başarı egondan daha büyüktür. Eğer iyi bir lidersen ekibindekileri her şartta ve koşulda üretecek ve başarılı olacak şekilde yetiştirmek, zaman ve mekândan bağımsız parlamalarını sağlamak da görevin olur. Kısacası boynuz kulağı geçti ve Santarelli kendisine yenilerek liderlik tarzının başarısını bir kez daha ispatladı. Büyük resme bakınca 2024 Paris Olimpiyatları’nın ötesinde bir hikâyeyi değerlendirip olimpiyatların kazananı Santarelli’nin liderlik tarzı diyoruz. Çünkü kulüp takımında dokuz ay oyuncularla beraberken milli takımda sadece üç ay zaman geçirebiliyor. Bireysel oyuncu gelişimi kulüp düzeyinde çok daha sistematik ilerliyor.Santarelli güzellemesi yapmak niyetinde değilim. Bana kalırsa bu yaz Santarelli’nin de kendini geliştirmesi gereken çok konu olduğu ortaya çıktı. Yarı final maçını izlerken kendimi Santarelli’nin yerine koydum. Hepimizin bildiği gibi Ebrar ciddi potansiyeli olan bir yetenek. Son üç senede hangi takımda oynadıysa harikalar yarattı. Bu yüzden Santarelli Ebrar konusunda ısrar ediyor. Şimdi İtalya’da oynayan Sarah Fahr üzerinde de ciddi emeği var. Üstelik Fahr turnuva özelinde Ebrar’dan daha başarılıydı. Peki Santarelli bu durumda başarılı mı yoksa başarısız mı hissetti? Ebrar’dan vazgeçmeyerek fazla mı duygusal davrandı? Yetiştirdiği insanların çok iyi mevkilere geldiğini görenler ne hissediyor? İş hayatında lider bu gibi durumlarla çok karşılaşıyor. Geçmişte yüksek performans gösteren birisinin performansı dibe vurunca eski günlerin hatrına çok ısrar ediyor, geçmişte kalabiliyoruz. Sonuç olarak, Santarelli’nin liderliği örnek alınasıdır. Eminim ki hatalarından da ders çıkarmayı bilen bir lider. Spordaki liderleri takip etmek bir nevi liderlik laboratuvarına dalmak gibi. Çok şey öğreniyoruz. Hayatın diğer alanları için bize pusula oluyor. Diğer taraftan da spor liderleri ve sporcular her an mikroskop altında baskıya maruz kalıyor. Bu baskıyı yönetmek hiç de kolay değil. (Bu konuda en iyisi olan Simone Biles’ın belgeselini izlemenizi öneriyorum.) Birey yaratır, kitle yıkar. Türkiye’de herhangi bir şeye adanmış insan sayısını artırmamız gerekiyor. Yıkımın şu aşamada bize pek faydası olmayacak. Vasatın egemenliğini değil, bireylerin hayatın her alanında potansiyellerine ulaştığı, kendilerini gerçekleştirdiği; erdemin, bilginin hâkim olduğu bir gelecek için doğru spor liderliği örneklerine ihtiyacımız var. Farklı branşlarda bireysel ve takım boyutunda örnek olacak başarılara şahit olmak umuduyla. Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.