İş dünyasının geleceğini öngörmek hiçbir zaman kolay olmadı. Son birkaç yıldır yaşadığımız belirsizlikler ve değişimler de bu zorluğun üzerine adeta tuz biber ekti. Pandemi, ekonominin dinamik ve hızlı bir büyüme sürecine girmesi ve yoğun işe alımlarla şekillenen çalışma yaşamımızda işler tersine döndü. Yapılan piyasa düzeltmeleri hisselerin şişmesinin önüne geçtiyse de ekonomide yavaşlamayı ve işten çıkarmaları engelleyemedi. Şimdiyse ekonominin daha kontrollü ve yumuşak bir şekilde dengelenmeye doğru ilerlediği görülüyor.Peki yakın gelecekte bizi neler bekliyor? İşte 2024’te öne çıkacağını düşündüğüm beş önemli trend:1. Liderliğin EvrimiLiderlik her zaman aranan bir nitelik. Fakat kendimizi kandırmayalım, günümüzde birçok lider aslında bu uzun soluklu yolculuğa hazır değil. Yapılması gerekense, liderlik becerilerinin ivedilikle güncellenmesi ve geliştirilmesi.Pandemi öncesinden kalma bir yönetim anlayışıyla hareket eden yöneticiler var. “Liderlik” değil mikro yöneticilik yapıyor, herkesin haftanın beş günü ofiste çalışmasını bekliyorlar. Kim ofise kaçta gelmiş, kim ofisten kaçta çıkmış devamlı bir kontrol hâlindeler. Tıpkı Orwell’in 1984’ündeki “büyük birader” gibi gözleriyle izliyor, sesiyle sarıp sarmalıyorlar. Şu an şahit olduğumuz en büyük yönetim hataları, işte bu yaklaşımdan kaynaklanıyor. Fakat bu anlayış günümüzde geçerliliğini kaybetmiş durumda. Artık liderlerin güven oluşturmaya ve çalışan bağlılığını derinleştirmeye odaklanması gerekiyor.Bu da emir-komuta yaklaşımından uzaklaşıp çalışan deneyimine önem vermek anlamına geliyor. Etkin bir çalışan bağlılığı, daha bütüncül bir deneyim oluşturmak demek. Burada önemli husus Gallup'un belirttiği beş bağlılık unsuru olan amaç, gelişim, empatik yönetim, sürekli diyalog ve güçlü yönler üzerine odaklanmak. Liderlik sadece emir vermek değil, motivasyon, ilham, cesaretlendirme, geribildirim ve hesap verebilirliği desteklemekle de ilgilidir.2. Uzaktan ve Hibrit ÇalışmaPandeminin ortaya çıkardığı trendlerden biri de uzaktan ve hibrit çalışma modeli. Daha önce istisna olan bu çalışma şekli şimdi norm kabul ediliyor. Birçok şirket, maliyet ve verimlilik avantajlarının farkına vararak bunu kalıcı hâle getirmenin yollarını arıyor.Uzaktan çalışma modelinin tercih sebeplerinin başında çalışanların refahına ve zihinsel sağlığına yaptğı olumlu etki geliyor. Bu yılın başlarında ABD’li Genel Cerrah Dr. Vivek Murthy, bir yalnızlık salgınına girildiğini ve kopan ya da zayıflayan insani bağların, ABD’de yaşanan halk sağlığı krizinin önemli bir bileşeni olduğunu belirtti.İnsanların çalışmak için ne kadar zaman harcadıkları göz önüne alındığında diyebiliriz ki sosyal bağları zenginleştirme ve çalışan refahına yatırım yapmak daha da önem kazanacak. Bunun için daha kapsamlı sağlık yardımı, sağlık destek hizmetleri ve kaynakları, zihinsel sağlığı güçlendiren esnek politikalar ve bağ odaklı bir kurum kültürü gibi yatırımlara öncelik vermek gerekecek.Sonuçta, bu süreç verimlilik ve pratiklik arasında sürekli bir denge kurma çabasıyla devam edecek. 3. Yapay Zekâ Her ŞeyYapay zekâ 2023'te çok popülerdi ve bu eğilimin 2024'te de değişmesi pek olası görünmüyor. Yapay zekânın benimsenmesinde, sohbet robotlarından makine öğrenimine, perde arkasında çalışan birçok otomasyona kadar heyecan verici bir artış bekleyebiliriz.Yapay zekâ kullanımı yaygınlaştıkça doğacak istenmeyen sonuçları da göz ardı edemeyiz elbette. Süregelen önyargılar, şeffaf olmayan ve denetlenemez algoritmalarla ayrımcılığın körüklenmesi gibi olumsuz etkileri sayabiliriz. Bu nedenle yapay zekânın tasarımında şeffaflık, anlaşılabilirlik ve adil olmak gibi konu başlıkları, tartışmanın bir parçası olmalı.Yapay zekâ bir yandan yeni iş kolları yaratırken diğer yandan da pek çoklarının yerini alabilir. Esas soru, insanların vereceği tepkinin ne olacağı, yeniden beceri kazandırma veya reddetme. Yapay zekâyı gelişmiş bir araçtan başka bir şey olarak görmemek gerek. İnsanların becerilerini aşan ya da emeklerini boşa harcamalarına neden olan işlerin halledilmesinde kritik olacak. Makine öğrenimi, veri bilimi ve siber güvenlik gibi alanlara talebin artması , yapay zekâyı benimseyen ve ondan yararlananlar için de büyük fırsatlar doğuruyor. Bu yüzden ekibinizi yapay zekâ kullanımı konusunda teşvik edin ve eğitin.Dönüştürücü güce sahip her teknoloji gibi, yapay zekânın da insan potansiyelini sadece verimlilikten öteye taşıyacak şekilde rehberliğe ve sorumlu gelişime ihtiyacı var. Yapay zekânın etik kullanımı insanoğlunun gelecekteki ilerleyişini belirleyecek. Etik çerçeve dikkat ve hassasiyetle çizilirse, tüm insanlara hizmet eden devrim niteliğindeki yeniliklerin önünü açabilir.4. Serbest Çalışma Piyasasının Perde ArkasıUber'de çalıştığım dönem uygulamanın kendisini de epey sık kullanıyordum. Genellikle şoförle sohbet eder ve deneyimleri hakkında sorular sorardım. En çok duyduğum cevap “Esnekliği seviyorum.” olurdu. Yani serbest çalışma piyasasının genişlemesi sürpriz değil. Bu kadar benimsenen bir modelden kolay kolay vazgeçeceklerini sanmıyorum. Serbest, geçici veya sözleşmeli olsun, ek işlerin 2024'te yaygınlaşmasını ve iş piyasasındaki payını artırmasını bekleyebiliriz. Günden güne büyüyen esnek çalışma talebine cevap niteliği taşıyan Uber gibi platformların sayısı da doğal olarak aynı oranda artacaktır.5. Boomer'lardan Zoomer'lara Liderlikte Değişim RüzgârıBaby Boomer kuşağı yavaş yavaş emekliler safına geçtikçe, boşalan koltukları yeni nesiller, yani X, Y ve Z (ya da diğer adıyla) Zoomer kuşağı doldurmaya başladı bile. Bu durum, iş yapma yöntemleri, değerler ve beklentiler açısından jenerasyonlar arası farklılıklar doğruyuro . Hâl böyle olunca birçok şirket için günün gerekliliklerine etkili şekilde ayak uydurabilmek adına yönetim anlayışını bugüne uyarlamak zorunlu hâle geliyor.Yaşı ilerleyen liderlerin Z kuşağını anlayamadığını söylediği bir ortamda en önem kazanacak konu yönetim tarzı olacak gibi görünüyor . Zoomer'ların 2025 yılına kadar iş gücünün yüzde 25'ini oluşturacağı öngörüsünden hareketle, liderler hiç vakit kaybetmeden bu jenerasyon hakkında bilgi edinmeli. Çeşitliliğe önem veren, esnek ve değer odaklı şirketleri önceliklendiren Z kuşağının ihtiyaçlarını ve liderlerle etkileşimini anlamak kritik önem taşıyacak.Sadece yeni kuşakların yeni liderlik pozisyonlarına geçmeleri söz konusu değil. Bu değişim, tarihin epey karmaşık ve çalkantılı bir dönemide denk gelmek gibi bir zorluk da barındırıyor. Özellikle Z kuşağını istihdam eden liderler için uzaktan çalışma, dengeye oturtması zor bir uygulama olabiliyor. Çünkü bu genç çalışanlar, profesyonel becerilerini ve iş yerine uygun davranış biçimlerini geliştirecek bir ofis ortamından ve dolayısıyla kolektif bir destek ve dayanışma ağından mahrum kalıyor.Orijinal Yayın Tarihi: 26 Aralık 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.