Profesyonel bir iş insanı olarak kendinize biçtiğiniz değeri ne kadar meşgul olduğunuzla tanımlıyorsanız, artık yeni bir hayat tarzı veya kariyer seçmenizin zamanı gelmiş demektir. Son derece yoğun ama hiçbir zaman önemli bir şey başardıkları görülmemiş insanları hepimiz tanıyoruz. Liderlerin hayatta kalmasının yolu kendileri, ekipleri ve müşterileri için anlamlı sonuçlar elde etmeye odaklanmaktan geçer. Gerçek üretkenlik budur.Peki bunu yapmak neden bu kadar zor? Franklin Covey’in ses getiren araştırmasında, katılımcılar zamanlarının yüzde 40’ını kendileri veya şirketleri için önemli olmayan işlere harcadıklarını söylüyor. Bu, verimlilik anlamında son derece büyük bir kayıp. Daha detaylı fikir edinmek isterseniz size, Kory Kogon, Adam Merrill ve Leena Rinne’in yazdığı bir klasiği önerebilirim: The 5 Choices: The Path to Extraordinary Productivity.Kitapta bahsi geçen konseptler her ne kadar büyük organizasyonlar bağlamında ele alınsa da, genç girişimciler ve büyüme aşamasındaki şirketler için çok daha uygun olduğu kanaatindeyim. Her profesyonel sadece iş hayatında rekabet etmek ve hayatta kalmak için değil, aynı zamanda verdiği emeklerin sonucunda kişisel olarak tatmin hissetmek için de bu beş temel adımı dikkatli bir şekilde takip etmelidir: Acil olana değil, önemli olana öncelik verin. İşlerinizi “çok önemli ve öncelikli” ve “aciliyeti olsa da daha az önemli” şeklinde ayırın. İyi sonuçlar elde etmek için en önemlilere odaklanın. Böylece dikkatinizi dağıtan şeylere rağmen “zaman dönüşü”nüzü artırabilirsiniz. (Franklin Covey Türkçeye “zaman dönüşü” olarak çevirebileceğimiz “Return on Moment (ROM)” adını verdiği bir kavram ortaya atıyor. Önemli ve öncelikli işlere odaklanarak dikkatinizi dağıtabilecek pek çok unsura rağmen zamanınızı ve enerjinizi verimli bir şekilde kullanabileceğinizi söylüyor.) Sıradışı yollardan yürüyün. Dünyayı arzuladığınız şekilde değiştirmek için önemli konularda olağanüstü sonuçlar elde etmeniz gerekir. Bu da şu an işinizde üstlendiğiniz başlıca birkaç önemli rolü belirleyerek denge sağlamak, motive ve tatmin olmak için bir çerçeve oluşturmanız gerektiği anlamına gelir. Detaylarda kaybolmayın. Hayatınızdaki büyük dönüm noktalarına önemsiz işlerinizi hızlıca yaparak asla ulaşamazsınız. Neyin öncelikli olduğuna karar verin ve bu işleri hafta başlamadan programınıza ekleyin. Her hafta en az 30 dakikanızı işlerinizi kusursuz bir şekilde hayata geçirmek için planlama yapmaya ayırın. Teknolojiye teslim olmayın. Üretkenliğinizi olumsuz etkileyen ve ardı arkası kesilmeyen e-posta, mesaj ve sosyal medya bildirimleriyle başa çıkmak için teknolojiyi suçlamaktan vazgeçin. Onu sizi besleyecek bir araca dönüştürün. Teknolojiden yararlanarak kaosu giderin ve aldığınız tüm bildirim ve bilgileri dört kategoriye ayırın: Randevular, görevler, kişiler ve belgeler. Motivasyonunuzu yüksek tutun. Enerjinin iki kaynağı vardır: Net, motive edici bir amaç ve sağlıklı bir bünye. Temel enerji kaynağı olan hareket etme, beslenme, uyku, dinlenme ve sosyalleşme süreçlerini doğru yöneterek enerjinizi besleyen ve tükenmenizi önleyecek bir yaşam düzeni kurun. Bir şirket sahibinin bu seçimleri uygulaması yetmez, ekibindeki her bir çalışana da aynı öncelikleri ve değerleri aşılamalıdır. Bir şirketin kültürü, özellikle büyüme süreçlerinde liderlerinin attığı adımlarla şekillenir. Ekibinizin üretkenliğini arttıracak bir kültür yaratmak için bir lider olarak neler yapabileceğinize dair de birkaç önerim var: Bu konudaki kararlılığınızı düzenli olarak paylaşın. Kritik pozisyonlardaki ekip üyelerinizle sorumlu oldukları işleri verimli bir şekilde nasıl tamamlayacaklarını planlamaya yönelik çalışmalar yapın. Çalışanlarınız için güvenli bir ortam yaratın ve zamanlarını, dikkatlerini ve enerjilerini nereye harcayacakları konusunda daha iyi kararlar vermelerine yardımcı olun.Talep ettiğiniz her şeyin acil olması gerektiği varsayımını ortadan kaldırın. Bilgi kirliliğini yönetmek için teknolojinin en doğru şekilde kullanılmasını sağlayın ve herkesi buna teşvik edin. Acil durumlarda atılan doğru adımları ödüllendirdiğiniz gibi üretkenliği arttırmak için verilen emekleri de ödüllendirin. Bir şeyin ne pahasına olursa olsun yapılması gerektiği düşüncesinden uzak durun. İyi bir enerji yayan, hayat dolu bir ortamın daha önemli olduğu mesajını verin. İster bir ekip üyesi olun ister üst düzey pozisyonda bir lider, tüm çıktıların yüzde 80’inin girdilerin yüzde 20’sinden elde edildiğini ileri süren Pareto İlkesi’ni unutmayın. Önemli olan çalıştığınız saatler değil, verilen emektir.Hangi işin yüzde 20’sinin hangi işin yüzde 80’inden daha fazla sonuç vereceğini iyice düşünün. İşte olağanüstü üretkenlik budur. Orijinal yayın tarihi: 27 Mart 2024Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.