Kent nüfusunun artması ve megakentlerin ortaya çıkışı akıllı şehir kavramını da gündeme getirdi. Kentleşmenini zorluklarına bir zamanlar altyapıya odaklanan yaklaşımlarla çözüm aranırdı. Ne var ki nüfusu 10 milyonun üzerinde olan megakentlerin sürekli yükselişi ve yenilerinin doğuşuyla yaşam kalitesini yükselten şehirler öne çıkmaya başladı. Birleşmiş Milletler’e göre 2050’ye kadar dünya nüfusunun neredeyse yüzde 70’inin şehirlerde yaşaması bekleniyor. Bugün dünya genelinde 44 olan megakent sayısının 2050’de 67'ye çıkacağı tahmin ediliyor. Bu da şehirlerde yaşayacak 266 milyon insan daha demek. Tahminen bin şehrin toplam nüfus artışı yaklaşık 130 milyona varacak.Bu şehirler arasında en hızlı büyüyenler Afrika'da. Asya Pasifik'teki megakentler en büyük olmaya devam edecek. Delhi 2050’de yaklaşık 47 milyonluk nüfusuyla dünyanın en büyük megakenti unvanını alacak. Hoornweg & Pope’un araştırmasına göre megakent sıralamasında 15’inci sırada olan Türkiye aynı yıl 30’uncu sıraya inecek. Böylesi bir megakentleşme hiç kuşkusuz, şehir yapılarının değişmesi gerektiğinin sinyalini veriyor. Araştırmalar akıllı şehirlerin temelinde öncelikle akıllı yaşam olarak ifade edilen kaliteli yaşamın yattığını gösteriyor. Ardından ekonomik refahın artırılması geliyor. Bir şehrin akıllı olması için hangi donelerin önceliklendirilmesi gerektiği ülke ve şehir bazında değişmekle birlikte yaşam kalitesinde artış beklentisi her ülkede birinci sırada. Bu nedenle yaşam kalitesi odaklı akıllı şehirler konusunda giderek daha fazla araştırma ve çalışma yapılıyor. Yaşam kalitesinin belirleyicileri sübjektif ve objektif göstergeler olmak üzere ikiye ayrılıyor. Sübjektif göstergeler bireylerin deneyimleri sonucu ortaya çıkan duygular. Objektif göstergelerse sübjektifleri yaşatan etmenleri içeriyor. Akıllı şehirlerin birincil hedefinin yaşam kalitesini artırmak olmasıysa yaşam doyumu yüksek bireylerin de artmasını sağlar.Yaşam Kalitesi Odaklı Akıllı Şehir YapısıBir bireyin yaşam kalitesi fiziksel sağlığı, psikolojik iyi oluşu, sosyal ilişkileri, finansal refahı, entelektüel zenginliği ve yaşanan çevre şartları tarafından belirlenir. Bir şehrin yaşam kalitesi de bireyin bu ihtiyaçlarının genel olarak, iletişim teknolojilerinin kullanımı yoluyla sağlanmasını ifade eder. Kaliteli bir yaşamın alt belirleyicilerinin başında kentsel altyapıların sosyal uyum ve katılımının sağlaması, kaynakların verimli kullanımı, çevrenin korunması, mekânsal gelişim ve yapılaşmanın iyileştirilmesi, güvenliğin sağlanması, eğitim hizmetlerine erişim, eşitsizliğin giderilmesi ve uzun ve sağlıklı bir ömür sürülmesi gelir. Yaşam kalitesini belirleyen her alanda birbiriyle bağlantılı bir iyileştirmeye giden bir planlama yapılması akıllı yaşamın temelidir. Teknolojiyse bu bağlamda yaşamı iyileştirmek için kullanılan bir araç. Araştırmalar akıllı şehirlerin altı ana alanda gelişim göstermesi gerektiği konusunda birleşiyor: Akıllı yaşam, akıllı ekonomi, akıllı insanlar, akıllı mobilite, akıllı çevre, ve akıllı yönetişim. Yaşam kalitesinden sonra ikinci en önemli unsur akıllı ekonomi olarak ortaya çıkıyor. Bu iki alanda başarı sağlayan kentlerin yaşam kalitesi skorlarının yüksek olduğunun altını çizmemiz önemli. Şehirler bazında fiziksel ve psikolojik iyi oluş, entelektüel iyi oluş ve güvenli çevre şartlarının yaşam kalitesi üzerinde büyük bir etkisi var. Elbette her ülkenin yapısı ve her şehrin beklentisi farklı. Bu nedenle kurulacak akıllı şehir modellerinde bireylerin kaliteli yaşama dair beklentilerinin belirlenerek plan yapılması esas. Örneğin genç nüfusa sahip bir şehrin beklentisiyle, 65 yaş üstü nüfusa sahip şehirlerin beklentisi benzer olmaz. Ayrıca teknolojinin kullanımının ne dereceye kadar teşvik edilmek istendiği de ayrı bir tartışma konusu. Karbon nötr bir dünyadan bahsederken, dijital dünyanın en büyük karbon salınımını yarattığı gerçeğini göz ardı etmek ne kadar doğru olur?Akıllı şehirler kurabilmek için hiç kuşkusuz akıllı insanların ortak anlayışına ihtiyaç var. Polarize olmuş ve giderek ben merkezci bir yapıya dönüşmüş bir dünyada ortak akıl oluşturabilmek ve bunu etkin kullanmak mümkün mü? Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.