İş fikriniz harika ama kasanız tam takır kuru bakır. Daha yola çıkmadan ilk engelle karşılaştınız: Fon bulmak. E tabii para gökten zembille inmiyor. İşinizi kurmak için hemen çevre edinmeye ve başlangıç sermayesi toplamaya çalışıyorsunuz, değil mi?Bu hikâye bir yerden tanıdık gelmiş olabilir. Zira hemen her girişimci benzer mücadeleler veriyor. Dahası araba yarışçıları da aynı yollardan geçiyor.Hadi o televizyondan izlerken çenemizin düştüğü araba yarışlarına çıkan pilotlar ve kariyer yolculuklarına bir göz atalım. Bir şirkette istihdam edilen beyaz yakalılar gibi değiller. Yarış takımları pilotları sözleşmeli olarak işe alır. Yani yarış dönemi çalışır, sigortasını da kendi öder. Ekibe katılan bir yarışçının sadece bilek gücünü masaya koyması yetmez. Takıma güçlü sponsorluk anlaşmaları da getirmesi beklenir. Bir keresinde Amerika’daki meşhur araba yarış organizasyonu Nascar’ın kamyonet yarışları Truck Series’ın sahibi, bana birkaç milyon dolar fazla paran varsa seni hemen kamyonetin başına geçireyim demişti. Fakat burada yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemem. Parayı veren düdüğü çalar diye bir şey yok. Para getiren yarışçılar yeteneksiz falan asla değil. Burada demek istediğim, para yeteneğin yongası. Yani bir yarışçının sadece yetenekli olması yetmiyor. Girişimciliği Yüreğinde TaşıyanlarEzcümle fıtrat değişir sanmayın bu kan aynı kandır. Pilotlarla girişimcilerin tahmin dahi edemeyeceğiniz kadar çok ortak noktası var. Bir kere yarışçılar girişimciliği yüreğinde taşıyanların ta kendisi. Neden mi? Çünkü onlar da girişimciler gibi tüm zorluklarına rağmen emeğini yüreğinin götürdüğü yollara koyanlardan. Mesela tam 10 kez Indy 500 yarışına katılmış Townsend Bell’e bakalım. En prestijli üç spor araba yarışı 12 saat süren Sebring, 24 saat süren Rolex 24 ve Le Mans’ta sınıf birincilikleri kazanmış bir yarışçı ve aynı zamanda sıkı bir spiker. Bu ek iş sayesinde Bell yarışlara katılmaya da devam edebiliyor. Gerçi Amerikan motor sporu yarışlarında spikerlik yapmaya ek iş demek de haksızlık olur. Ocak 2025’te düzenlenen Rolex 24’te GTD PRO sınıfında yarışırken, spikerliği de elden bırakmadı ve tüm yarışı anlattı. 10 parmağında 10 marifet. Üstelik bu yarışa katıldığında çok büyük bir felaketten yeni kurtulmuştu. ABD’yi hem mecazi hem gerçek anlamıyla kasıp kavuran Los Angeles yangınlarında çok sayıda mülkünü kaybetmişti. Pistlerden Mikrofon Başına 1 Mart 2025’te Bell, (Netflix’teki Drive to Survive’ı izlediyseniz tanıyacağınız) Will Buxton ve (altı IndyCar Series şampiyonluğu olan) James Hinchcliffe’le birlikte Florida’nın sevimli şehri St. Petersburg’daki IndyCar sezon açılışı için Fox Sports yayınına katıldı. Venus Williams’ın dediği gibi Bell’i Bell yapan da bu: Her taşın altına eline sokması. Spiker olmak hayali değilmiş. Ama hiç kolay bir kariyer yolu da olmamış. Hem Formula 1’den hem de IndyCar’dan yarış spikerliği teklifi gelmiş. Bell düşünmeden reddetmiş. Bu kararının sebebini bakın nasıl anlatıyor: “Ben kendimi bildim bileli yarışçı olmak istedim. Spikerlik aklımın ucundan geçmezdi. Başarılı bir yarışçı olmayı kafaya koymuş, gözümü karartmıştım.”Şans kapıyı ikinci kez çaldığında eşi bu teklifi reddetmenin akıl kârı olmayacağını söylemiş. Spikerliğe adım atmasında eşinin teşviğinin önemini vurgulayan Bell, eşim “Yerinde saydıkça geçinemiyoruz. Lütfen bu işi bir dene.” dediğini anlatıyor.Bir Koltukta İki Karpuz “Geçmişe mazi diyelim. Bugünkü Bell yaptığı işi seviyor. Bu işin nasıl yapıldığını biliyorum. Ekibin bir parçası olmaktan hoşnutum. Galiba en güzel kısmı da burası.” diyor Bell. Spiker-yarışçı ekip işinden son derece memnun. En sevdiğiyse yarış sırasında sürüş pilotlarının değiştiği dayanıklılık yarışları. Takım içerisindeki rekabetten de hoşnut olduğu aşikâr. Zira duygularını şöyle dile getiriyor: “24 saat süren Rolex 24 yarışında dayanıklılığımızı sınarken araçlarımız bize pek de yardımcı olmuyordu. 25 yaşındaki takım arkadaşıma kıyasla içimde rekabetin sıcaklığını hissediyordum. Ne de olsa üç senedir elim direksiyona değmemişti. Eh, yaşlı kurt geri döndü. Şimdi onlar düşünsün.” Rekabeti yalnızca pistte değil, yorumcu kulübesinde de hissetmek mümkün. Burada otururken takım arkadaşlarını geçmeye çalışmıyorsunuz tabii. Fakat yayının daha eğlenceli kılmak adına farklı bakış açılarıyla araya girme fırsatını da kaçırmamak gerek. Sürücüler ve ekip için bu yarışlar bir spor. İzleyiciler içinse bir eğlence. Bell’e düşen de hem bilgi vermek hem de izleyicileri eğlendirmek.Her Şey Bu Kafanın İçindePistte yarışçı, basın kulübesinde yorumcu, evde baba ve eş, bir yanda da dostlar meclisi, öteki yanda da yanan mülkler… Bu adam hepsine nasıl yetişiyor?Her başarılı girişimci gibi canını dişine takıyor. Bell o günleri şu sözlerle yâd ediyor: “Kaliforniya Üniversitesi’ndeki eğitimimi üçüncü sınıftayken bıraktım. Araba yarışçısı olmayı kafaya koymuştum ama $2,5 milyon gerekiyordu. Fakat ne bir tanıdığım ne de param vardı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bir şekilde yolumu buldum. Hayallerim çok, planlarım yoktu. Bu yolculuğa çıkarken tek yapabileceğim kanımın son damlasına kadar bu uğurda çalışmaktı. Tıpkı her yarışçı gibi.”Bell’in sözünün üstüne söz olmaz ama ben de şunu ekleyeyim: Tıpkı her girişimci gibi. Orijinal yayın tarihi: 27 Şubat 2025Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.