Konuya yönetim yeri Maslak’ta bulunan bir anonim şirketin patronuyla aramda geçen diyaloğu aktararak başlayayım. Şirketine uzun zamandır hukuki hizmet veriyorum, zamanla aramızda bir dostluk da oluştu. Patron aynı zamanda şirketin yönetim kurulu başkanı. Prensipli de biri. Kurulu düzenli aralıklarla toplantıya çağırır ve toplantıya genellikle 15.00’te başlar. Bazılarına beni de davet eder. Daha doğrusu, toplantıya değil de öncesinde baş başa yiyeceğimiz öğle yemeğine. Yemekte, o günkü toplantının gündemiyle ilgili aklına gelen hususları sorar, ben de cevaplamaya çalışırım. Sonra o toplantısına girer, ben de Nişantaşı’ndaki ofisime dönerim. Başlarda teklif ederdim, “İstersen toplantıda ben de bulunayım, belki bir katkım olur.” diye. “Yok yok” derdi, ”Şimdi üyelerden biri, olumsuz kanaat beslediği bir proje hakkında sana bir soru sorar, sen de tüm kurulun önünde hukuki riskleri anlatmaya başlarsın ve projeye ket vurulmuş olur.” Bazı yöneticiler cidden de avukatı, işin ilerlemesinin önünde yavaşlatıcı bir fren mekanizması, hatta engel olarak görür. Evet, avukatlık hizmeti yapısı gereği hızlı sonuç vermediği kesin. Bunun pek çok nedeni olabilir ama temel mesele, mesleğin özüne ilişkindir. Düşünün, dünyada başka hiçbir meslek yoktur ki senin başarın, rakibinin kaybetmesine ya da onun başarısı, senin yenilmene bağlı olsun. Bir avukat, şirketteki bir projeyle ilgili görüş verirken, ileri evrelerde çıkması muhtemel ihtilafları da gözetir. Bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda, yargı önünde başarılı olmayı sağlayacak argümanları mümkün mertebe şimdiden kurmak ister. Buysa analitik bakış, deneyim ve ciddi çalışmayla mümkün. Bu sürecin olabildiğince hızlı ilerleyebilmesi için yöneticiye de iş düşer. Bir yönetici, zaman ve içerik anlamında verimli hukuki destek almak istiyorsa, şu üç noktayı şirketin işleyişine oturtmuş olmalı: Güvenmek, anlatmak ve dinlemek. 1. GüvenmekÖncelikle güvendiğiniz bir avukatla (kimi şirketler Hukuk Direktörü veya Hukuk Müşaviri terimini tercih eder.) çalışmalısınız. Güven, avukat-müvekkil ilişkisinin temelidir. Yöneticinin özellikle hukuki riski yüksek konularda karar alırken danışacağı en yakın kişi avukatıdır. Avukatın yeterli bilgi ve deneyime sahip olması elbette önemli ama burada güven karşılıklı olmalı. Zira güven ilişkisinin tesisi, avukata daha cesur çözüm önerileri sunabilme motivasyonu sağlar. Yöneticinin avukattan yana bir tereddüdü varsa, konuyu bütün açıklığıyla anlatamaz. Bu da sürecin uzamasına veya riskli sonuçlar doğmasına neden olabilir. Karşılıklı güven, verimli bir çalışma ortamı için temel şarttır. 2. AnlatmakHukuki destek istenen konu avukata enine boyuna aktarılmalı. Yeterli bilgi vermemek ya da çok cepheli bir konunun yalnızca tek bir cephesini aktarmak çoğunlukla zaman baskısından ya da organizasyon eksikliğinden kaynaklanır. Fakat bunun ciddi sonuçları olabilir. Proje gecikmesin diye en başından yeterli hukuki değerlendirme yapılmadığı için ileride ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları telafi etmek zaman ve para kaybına neden olur. Uzak Asya tedavilerinde de bütüncül yaklaşım uygulanır. Örneğin baş ağrısı şikâyetinizi, ayak parmağınıza akupunktur yaparak ortadan kaldırabilirler. Dolayısıyla yöneticinin konuyu avukata tüm yönleriyle aktarması önemlidir. Aksi takdirde, isabetli ve basit hukuki çareye ulaşma olanağı ıskalanabilir. Avukata gereksiz bilgi belge yüklemesi yapmamak adına yalnızca ilgili detayları aktarmak çok önemli. Örneğin avukat spesifik bir fatura ister. İlgili departmanın kendi uzmanlığındaki bilgiyi ayrıştırmaya üşenip veya hata yapmaktan çekinip o yılın tüm faturalarını içeren bir klasör göndermesi fazladan iş çıkaracağı için hukuki hizmet alma süreci uzar. Böyle gecikmelere meydan vermemek adına yönetici, avukatın yalnızca ihtiyaç duyduğu teknik bilgi ve belgelerin aktarılmasını sağlayacak basit bir metod oluşturmalı.3. DinlemekKonu avukata aktarıldıktan ve avukat gerekli çalışmayı yaptıktan sonra sıra, onu dinleme aşamasına gelir. Şirketin, avukatın tavsiyesine uyması burada esastır. Eğer alternatif tavsiyelerde bulunulmuşsa, şirketin öncelikli amacına göre alternatiflerden biri tercih edilmelidir. Bazen yöneticiler, hukuki tavsiye almaktan ziyade kendi düşüncesinin avukat tarafından teyit edilmesini arzular. Aldığı tavsiye , arzusuyla örtüşmediği takdirde uygulamak istemez. Oysa bu oldukça riskli bir yöntem olabilir. Ayrıca telafisi güç veya pek fahiş zararlara maruz kalma olasılığını artırır. Bunu kanıtlayan örneklerin sayısı hiç de az değil. Öte yandan, avukatın verdiği görüş de kendi içinde birtakım riskler taşıyabilir. Zaten iyi bir avukat tavsiyesi, konuyla ilgili tüm hukuki risklere değinmeli. Yani tüm hukuki riskleri bertaraf etmek mümkün olmayabilir ama önemli olan bu risklerin varlığını atlamamak. Avukatın tavsiyeleri ışığında yürütülen işlerde de çeşitli risklerle karşılaşmak mümkün. Bu risklerin gerçekleşmiş olması, hukuki hizmetin yetersiz olduğu anlamına gelmez. Ama avukatın tavsiyesinde öngörmediği bir risk ortaya çıkarsa hukuki hizmet sorgulanabilir. Zaten, yöneticinin yapması gereken, işletmeyi ilgilendiren kararın artı ve eksilerini, avukatın bildirdiği hukuki risklerle birlikte değerlendirmek ve şirketin menfaati için en doğru tercihi yapmaktır. Sonuçta, bir yönetici hukuki yönü bulunan herhangi bir konuda güvenmek, anlatmak ve dinlemek başlıklarını hakkını vererek uygulatabilirse, zaman ve risk optimizasyonu açısından en etkili hizmeti almış olur.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.