Gastronomi pazarlaması dediğimizde aklımıza sadece B2C yani son tüketicileri hedefleyen gıda markaları ve uyguladıkları pazarlama stratejileri geliyor olabilir.Ama bir de tersini düşünsenize. Son tüketici olarak restoranlara gidiyor, tatillerde otellerde kalıyorsunuz.Peki yeme-içme trendlerinin bu tüketim noktalarından yayıldığını hiç fark ettiniz mi?Basit bir örnek verecek olursam, son birkaç yılda menülerde gördüğünüz sağlıklı kase trendlerini kaçımız evde uygulama başladık bir düşünelim. Ya da kaçımız alternatif kahvaltı seçeneği olan “acai bowl” gibi sağlıklı tarifleri evde hazırladığımız sabah kahvaltımızda uygulamaya başladık?İşte bu örnekler, yeme-içme trendlerinin restoranlardan yayıldığının en güzel örneği. Peki bu trendleri yaymak için aslında B2B gıda markalarının stratejik olarak plan yaptığını biliyor muydunuz? Geleceğin Menüleri nedir?Unilever’in ev dışı tüketim markası Unilever Food Solutions’ın (UFS) hedef kitlesi oteller, restoranlar, catering işletmeleri ve tüm bu kanallarda çalışan şefler. Aslında tamamen B2B hedef kitlesi olan bir marka. Bu marka, trendlerin yayılması ve dolayısıyla UFS markası çatısı altında yer alan tüm ürünlerin satışını artırmak üzere farklı bir pazarlama metodu geliştiriyor. “Geleceğin Menüleri” adı altında son iki yıldır sektöre sunulan trend raporunda sekiz farklı menü trendi yer alıyor. 21 ülkede, bin 600 şefle yapılan araştırma sonucunda ortaya çıkan bu trend raporu, sadece menü trendlerini anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda tarifler, farklı pişirme teknikleri ve kendi ürünleriyle ilişkilendirerek ünlü şeflerle işbirliği içinde sektöre sunuyor. Menü trendleri arasında karşı konulamaz sebzeler, paylaşma hazzı, iyi hissettiren yiyecekler, şoku, yerel zenginlik, gelenekten geleceğe lezzetler, düşük atıklı menüler, anlamlı proteinler yer alıyor. Bu aslında gastronomi azarlamasının bir B2B markası tarafından yapılan en güzel örneği.Avrupa’nın en pahalı ve bir milyon kişi bekleme listesi olan restoranı: The AlchemistUFS, Geleceğin Menüleri 2024 raporunu sektöre geçtiğimiz haftalarda ikinci kez sundu.Lansman, Unilever’in Gıda İnovasyon Merkezi olarak kullanılan, dünyanın birinci sırasında yer alan tarım üniversitesi Wageningen Üniversitesi kampüsü içerisinde yer alan binasında gerçekleşti.Lansman davetine, dünyanın dört bir yanında ünlü şefler, gıda sektöründe yer alan fikir önderleri ve gastronomi basınından 152 kişi katıldı. Konuşmacılar ise katılımcılara ilham vermek üzere özel olarak seçildi. 52 kişilik masası, bir milyon kişilik bekleme listesi, 300 kişi başı €1.300 ödeyerek yemek yiyebileceğiniz, The Alchemist’in sahibi ve şefi Rasmus Munk da konuşmacılar arasındaydı. Belki de hiçbir zaman Knorr, Hellmann’s ya da Carte d’Or ürünlerini kullanmayacak fakat dünyanın birçok problemine değinerek hazırladığı menüleri anlatırken tüm katılımcılara ilham olmayı başardı.Âdeta, UFS’nin pazarlama stratejilerini markaları üzerine inşa etmesi yerine trendleri anlatarak yaptığı harika bir gastronomi pazarlaması örneği gibi.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.