Siyaset demek etkili iletişim demek.Her kuşağın da şahsına münhasır hatipler piri siyasetçileri var tabii. Türk siyasi hayatından da hafızalara kazınan, kitleleri coşturan söylemleriyle bir gün makbul bir gün maktul olan çok siyasetçi geldi geçti. Siyasetin dürbününü vatan topraklarından küresel siyaseti şekillendiren en büyük aktörlerden birine, ABD’ye çevirelim. 1940’lar Amerikası’nda İngiliz Churchill ortalığı kasıp kavururken 1960’larda yer gök John F. Kennedy ve Martin Luther King Jr.’ın konuşmalarıyla inledi. 1980’lere geldiğimizde de neoliberalizmi tüm dünyaya yayan Reagan karşımıza çıkar. Bizim zamanımızın hitabeti güçlü ABD’li siyasetçisi de Barack Obama.Obama’nın altına imzasını attığı işler konusunda ne düşünürseniz düşünün, eğri oturup doğru konuşacaksak eski başkanın hitabetinin pek kuvvetli olduğu aşikâr. Tabii bu günlere kolay gelmedi. Kariyerinin başlarında topluluk organizatörü olarak çalışırken içindeki cevheri parlatmak için çok ter döktü.Zaman içerisinde 208 ülkenin kaderini belirleyen bir lider olabilecek kadar neyi değiştirmiş olabilir? Obama’nın başkanlık döneminde konuşmalarını yazan eski danışmanına göre topluluk önünde konuşma konusunda sadece üç sayıyla özetlenebilecek derin bir gerçeği öğrendi: 50/25/25 kuralı. Zamanla Gelişen HitabetŞimdilerde CEO’lara konuşma eğitimi veren Obama’nın eski danışmanı Terry Szuplat, Türkçeye Söyleme Sanatı diye çevirebileceğimiz kitabı Say It Well’de Obama’nın 24 yaşındayken bir grup hayırsevere yaptığı sunumun hikâyesini anlatıyor.Eski ABD Başkanı “Yapacağım konuşmayı yazıya dökmemiştim. Konuya girerim, gerisi kendiliğinden gelir sanıyordum. Karşımdaki takım elbiseli kalantorlara kıyasla ortama uygun olmayan, pejmürde bir hâldeydim. Konuşmaya başladıktan dört-beş dakika sonra tıkandım kaldım. Düşünce akışını kaybetmiştim. Artık kelimeleri toparlayamıyordum.” demiş.Hikâyenin devamında sözlerini “Elime yüzüme bulaştırmıştım. Terledim, duraksadım, dilim damağım kurudu ve söylediklerim de tutarsızlaşmaya başladı.” diye bitiriyor.Obama’nın yaşadıkları bir yerden tanıdık geldi mi? İş hayatında olup da topluluk önünde konuşma konusunda bu yoldan geçmeyen olabilir mi hiç? Obama’nın 1980’lerde yaşadıklarını dinledik. Bir de 2004’te Demokrat Parti’nin seçim öncesi düzenlediği Ulusal Kongre’de siyasi kariyerini başlatan o konuşmasını hatırlayalım. Ne değişti de topluluk önünde dizleri titreyen delikanlının içinden cevval bir siyasetçi çıktı?Elbette bol bol pratik yaptı. Kusura bakmayın ama hiçbir ipucu ya da taktik sizi harika bir hatip yapmaz. İsteseniz de istemeseniz de aynanın karşısına geçip saatlerce pratik yapacaksınız. Fakat yine de uzun yıllar Obama’yı gözlemleyen Szuplat, siyasetçinin tüm bu sıkı çalışma sonucunda edindiği bilgeliğin en önemli parçasının 50/25/25 kuralı olarak adlandırdığı bir yöntemde saklı olduğunu söyleyerek gönüllere su serpiyor.50/25/25 Kuralı Neden Bu Kadar Etkili?Önce bu kuralın ne anlama geldiğini açıklayalım. Yapacağınız konuşmanın zamanı, mekânı, konusu ve hitap edeceğiniz kitle ne olursa olsun bu yönteme başvurabilirsiniz. Tek yapmanız gereken zamanınızın yarısında araştırmaya, konuşmanızın akışını oluşturmaya ve organize etmeye odaklanmak. Ardından kalan zamanın yüzde 25’ini yazıya dökmeye diğer yüzde 25’ini de konuşmanızı düzenleyip pratik yapmaya ayırmalısınız.İster yapacağınız konuşmanın önünde aylar olsun ister sadece birkaç saat. Ne kadar zamanınız olursa olsun bu kuralı aklınızda tutarak bölün.İlk duyduğunuzda kulağa çok basit geliyor, değil mi? Yeryüzünde pratik yapmanın önemini vurgulamayan bir tane hitabet gurusu var mıdır, bilmem. Bir de şu mesele var: Dinleyicileri ikna etmek için hangi kanıtları sunacağınızı ya da hikâyeleri kullanacağınızı bilmiyorsanız cezbedici bir konuşma yapamazsınız.Fakat Szuplat’a göre 50/25/25 kuralı konuşmacılara hazırlık konusunda cimrilik etmemelerini hatırlatmaktan ibaret değil. Burada dikkat edilmesi gereken şey oranlar. Yazmak için harcadığınız zamanın iki katını düşünmek için harcamalısınız.Peki neden? Szuplat bunun cevabını LinkedIn’de yaptığı bir paylaşımda açıklıyor: “İyi bir sunum yapıp yapamayacağımızı kürsüye çıktığımızda öğrenmeyiz. Başarılı sunumun habercisi kürsüye çıkmadan önce yaptığımız hazırlıktır. Yani tek bir kelime bile yazıya dökmeden önce yaptığımız çalışma.”En İyi Taktik Ne Söyleyeceğini BilmekObama başkan olduğunda ne söylemek istediğini iyi bilmenin hitabet hilelerinden ya da belagat sırlarından daha önemli olduğunu anlamıştı.(Tabii ki bunların hâlâ çok değerli olduğu yadsınamaz.)Szuplat bir keresinde Obama’ya bir konuşmacıyı gerçek manada etkili kılan şeyin ne olduğunu sormuş.HBR’ın IdeaCast podcast’inde söylediği üzere Obama şöyle cevap vermiş: “Etkili konuşmacılar kendilerine, değer ve inançlarına gerçekten güvenen insanlardır.”Obama 24 yaşındayken zeki ve karizmatikti ama neye inanması gerektiğini ya da konuşma yapmadan önce hazırlık yapmanın neden önemli olduğunu bilmiyordu. Bu soruların cevabını bilmediğinden ecel terleri döktü. Beyaz Saray’a çıktığında konuşma esnasında akıl tutulması yaşamamak için ne söylemeye çalıştığını net bir şekilde bilmesi gerektiğini öğrenmişti. 50/25/25 kuralını bu kadar değerli kılan da bu felsefe. Bu kural size başarılı bir konuşma için en önemli şeyin neyi anlatacağınızı iyi bilmek olduğunu ve buna ancak bol bol düşünerek ulaşabileceğinizi hatırlatıyor.HBR’ın programında konuşan Szuplat Obama’nın tecrübelerinden gelen bu bilgelikten yola çıkarak bizlere bazı önerilerde bulunuyor: “Diyelim ki yakın zamanda bir sunum ya da konuşma yapacaksınız. Bir haftanız, bir ayınız ya da birkaç ayınız var. Yapmanız gereken basit. Önce aynanın karşısına oturup provanızı yapın. Ya da bir birimi yönetiyorsanız karşınıza ekibinizi alarak pratik yapın. Misyonunuz, vizyonunuz ve başarmak istediklerinizi düşünün.”Bu kadar büyük soruların cevabını aramak biraz korkutucu olabilir. Bu süreçte terapiye gitmeye karar verdiğinizde duyduğunuz huzursuzluğu hissedebilirsiniz. Fakat Szuplat’ın kuralını deneyince bir nebze de olsa rahatlayacağınızı düşünüyorum. Mevcut hazırlık sürenizin yarısını değerlerinizi ve mesajınızı netleştirmek için harcamalısınız. Szuplat büyük lider ve konuşmacıların bu taktiği uyguladığı konusunda ısrarcı.50/25/25 kuralı da her daim size bunu hatırlatsın.Bu yazı, Inc. Türkiye Kasım-Aralık 2024 sayısında yayınlanmıştır. Abonelere özel çok daha fazla içerik için şimdi size özel tekliflerimizi inceleyin!Not: Bu makaleye Türk okurun dünyasına hitap eden detaylar eklenmiştir.Makale İçi Görseller: Shutterstock