Başarısızlığın tanımını yapmak zor. Geniş ve göreceli bu kavramı iş dünyası için düşünürsek hedefe ulaşamamak diyebiliriz. Sadece acemi insanlar başarısız olur gibi bir durum da yok. Google şimdiye kadar 293 projesini kapatmış. Bunların arasında Google Stadia, Google+, Google Glass, Orkut, Wave gibi benim hatırladığım veya sevdiğim örnekler var. Sadece Google da değil, Amazon da Amazon Drive, Amazon Care, Alexa (Web sitelerini listeleyen) gibi 40’a yakın ürününü, projesini kapatmış. Benzer şekilde Facebook da Tuned, Credits, Parse gibi bir çok ürünü kapattı. Artık her yerde yalın girişim, minimum uygulanabilir ürün (MVP), problem-çözüm uyumu ve ürün-pazar uyumu öğretiyorlar. Bu metodolojiler sayesinde az hasarla kısa sürede sonuçları görüyorsunuz. En azından tutacak işi de tutmayacak işi de erkenden görmüş oluyorsunuz. Peki bu kadar metodolojiyi yukarıda saydığım dev firmalar bilmiyor mu? İyi ürün ≠ başarıÇok yakın bir örnek vereyim, Elon Musk Twitter’ı alıp X’e çevirdikten sonra ben de dahil birçok kişinin tepkisiyle karşılaştı. Başka bir sosyal ağa mı geçsek, burası her geçen gün ürün olarak daha kötüye mi gidiyor diye düşündük durduk. Peki ne oldu? Facebook, Twitter’ın neredeyse aynısı olan Threads’i açtı. Herkes bir iki kez girip terk etti. Zuckerberg’e hepimiz yanlış sinyal mi gönderdik? Adamı yarı yolda bıraktık. Neden kullanmadık? Burada benim çıkardığım ders şu: Ürün, başarı için yeterli değildir. Sadece ürüne odaklanmak başarısızlığın formüllerinden biridir. Benzer bir örnek vereyim, Facebook ilk çıktığında girişimci bir arkadaşım Facebook’a çok benzeyen bir sosyal ağ platformu yaptı. Üstelik özellik bakımından Facebook’tan çok daha gelişmiş olduğuyla övünüyordu. Ancak günün sonunda niye bizi değil de Facebook’u kullanıyorlar diye söylene söylene platformu kapattı.Motivasyon FaktörüThreads örneğine geri dönersem, ben niye X’ten (eski adıyla Twitter’dan) kopamadım diye düşündüm. Aklıma ilk gelenler şunlar oldu: “Twitter’da 25 binin üzerinde takipçim var. Şimdi bu yeni platformda da sıfırdan mı başlayacağım?” diye biraz geri adım attım. “Burada kurduğum ilişkiler var, orada aynı ilişkileri ya kuramazsam ne olacak?” diye düşündüm. Sonra da yavaş yavaş X’in mevcut hâlini kabullenmeye başladım ve orada kaldım. Buradan çıkardığım sonuç şu, insanların ürünün dışında motivasyonları var ve o motivasyonları karşılamadan yeni ürüne insanları kanalize etmek zor.Farklı bir örnek vereyim. Bu yaz gittiğim bir tatil beldesinde yan yana iki restoran vardı. Birinde yer yoktu ve benim dışımda ayakta sırada bekleyen sekiz-dokuz kişi vardı. Diğer restoran ise neredeyse sinek avlıyordu, yirmi masa varsa ikisi doluydu sadece. O restorana girmedim, sıra bekledim ve kalabalık olanda yemeğimi yedim. Yemek sonrasında da yandaki restoranın menüsüne baktım, gördüm ki aşağı yukarı aynı ürünler neredeyse aynı fiyataydı. Acaba sinek avlayan restoranın sahibiyle sıra beklenen restoranın sahibi arada fikir alışverişinde bulunuyorlar mıdır bilmiyorum ama burada da sunulan ürünün müşteri nezdinde birinci faktör olmadığı sonucuna varılabilir. Tabii tüm motivasyonları öğrenmek için belki de kalabalık restorandaki herkese tek tek niye yandakine girmedin de bu restoran için sıra bekledin diye sorsak en iyi sonuçlara ulaşabiliriz. Fakat bunu öğrenme şansım yoktu. Başka restoranlardan örnek verecek olursam kendi motivasyonlarımdan yola çıkarak aktarayım. Örneğin bir restorana sırf arabayı hiç zahmetsiz park edebiliyorum diye gidiyorum. Başka bir restorana iki üç kere rezervasyon yapmaya çalışıp da hiç yer bulamadığım için herhalde yine yer yoktur diye şans vermiyorum. Bir restorana yemekleri çok güzel olmasına rağmen içerde sigara içilmesine izin veriyor diye bir daha hiç gitmedim. Yıllarca gittiğim bir restorana da aşırı kalabalık oluyor ve gürültüden ne yediğimi bile anlamıyorum diye son dört yıldır hiç gitmiyorum.Dijital dünyaya dönecek olursak, geçen yıl şirketim için Türk bir SaaS girişimine üye oldum. Yüz tane özelliğinden sadece birini kullanacağım bir uygulamaya tek bir amaç için yıllık para ödedim. Uygulamayı çok az kullandığımı anlayıp ürünü bırakacağımı düşünmüş olacaklar ki çalışanlar bir ara günde iki üç kez aramaya başladı. Onlar ürünün diğer özelliklerini anlatmaya çalıştıkça ürünü bir özelliği için satın aldığımı, çok absürt şeyler olmadıkça da kolay kolay bırakmayacağımı söyledim. Sonra bir daha da aramadılar. Kendi işimden de bir örnek vereyim, benim girişimime bir müşteri “Serkan Bey, müşterilerinizle birebir ilgilendiğinizi duydum ve sırf sizinle tanışmak için üye oldum.” dedi. Amacına ulaşıp biraz konuştuktan sonra girişimi olduğunu öğrendim ve kendisini ilgili bir yere yönlendirdim. Başka bir örnek de geçen hafta başıma geldi. Bir konferansta yanıma bir girişimci geldi ve hiç bilmediği bir sektörde X ve Y gruplarını bir araya getirecek bir platform yaptığını ve yakında pazara çıkacağını söyledi. Sonra da “X ve Y grubundan kimseyi tanımıyoruz, bizi tanıdıklarınızla tanıştırabilir misiniz ?” dedi. O an karşı tarafı çok üzmeden anlatmaya çalıştım ama ne kadar başarılı oldum bilmiyorum. “İki tarafı da tanımıyorsanız 1-0 geriden başlıyorsunuz. Çünkü sizin platformda buluşmak için herhangi bir motivasyonları olmayacak gibi görünüyor.” dedim.Özetleyecek olursam: “Başarılı olmak için en iyi ürünü, yalın girişimle ilgili tüm yapılması gerekenleri yaptım. Rakiplerimden daha güzel, daha estetik bir ürün ortaya çıkardım.” diyor olabilirsiniz fakat potansiyel müşterilerinizin motivasyonlarını tek tek bilmiyorsanız başarısız olmanız çok normal. Tabii ki iteratif olarak motivasyonları tek tek bulup bir bina inşa edebilirsiniz ama kısıtlı kaynaklarınız varsa tüm motivasyonları bulana dek geçen sürede batıyorsunuz. Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.