Basketbol Sinan Güler için şansın, çok çalışmanın ve kendini kanıtlama arzusunun harmanlandığı yazgısıydı. Spor girişimlerinin etrafında şekillenen ekosistemi tasarlayan bir yatırımcı olmaksa bayrak yarışını arşa çıkarmak. Elinden top düşürmeyen başarılı basketbolcu önce girişimciliğe ardından da melek yatırımcılığa adım attı. Sinan’ı Sinan yapan tüm bilgi ve tecrübe geleceğin spor dünyasını ve sporcularını şekillendiren mirasa dönüşüyor.2 Mayıs 2001. Basketbol Erkekler Birinci Ligi Play-Off 1’inci turunun ilk maçı oynanıyor. Beşiktaş-Pınar Karşıyaka müsabakasında karşınıza ilk kez forma giyen ama soyadı çok tanıdık gelen genç bir isim çıkıyor. Basketbolcular Nigün Konur ve Necati Güler’in oğlu, Beşiktaş’ın oyun kurucusu Muratcan’ın da kardeşi. İlk görüşte aşina olduğunuz bu genç sporcu ansızın ortadan kayboluyor. Salt Lake Community College’ta başladığı işletme yönetimi eğitimini Carroll College’ta tamamlayıp Amerika’dan döndüğünde bu kez de Darüşşafaka formasıyla karşımıza çıkıyor. Beşiktaş, Anadolu Efes, Galatasaray ve Fenerbahçe’de kazandığı madalyalar ve 2014 Dünya Şampiyonası’ndan sonra Türkiye A Milli Takım’da üstlendiği kaptanlığıyla adını basketbol tarihine yazdırmayı başarıyor. Bu yıl Johan Cruyff Institute’taki spor yönetimi yüksek lisansını tamamlayan Sinan Güler sahalarda top koşturmakla yetinmiyor. Tanınmış esenlik platformu Meditopia, sporla ilgilenen herkesi bir araya getiren sosyal medya platformu Sporzy ve lüks saat markası Vanguart gibi finansman sağladığı 30’dan fazla girişimle ekosisteminin geleceğini inşa etmeye devam ediyor.Hayallerini Bavula SığdırdığındaGüler Legacy’nin 3-12 Temmuz 2024’te Özyeğin Üniversitesi’nde gerçekleşen yaz kampında ziyaret ettiğimiz Sinan Güler’i kariyerindeki yol ayrımlarına doğru yolculuğa çıkarmaya hazırlanırken etrafta top sektiren her yaştan genç sporcuyla karşılaşıyoruz. Yıllar önce basketbol kariyerine tıpkı onlar gibi bu kamplarda başlayan Güler 23 yıl önce 18 yaşında bir genç olarak kariyerini şekillendirirken hissettiklerini “O günkü Sinan’ın kendini kanıtlamaya ihtiyacı vardı.” diye açıklıyor. Amerika’ya gidişini konfor alanından ilk çıkış, kabuk değişikliği ve kendini tanıma yolculuğuna atılan ilk adım olarak tanımlıyor. Sohbetimiz esnasında geçmişi yâd ederken tribünde bizleri izleyen babasına gülümseyen Güler bakın o günleri nasıl anlatıyor: “Basketbolda yolumu babamın tutkusunu, abimin kararlılığı ve kurduğum hayalleri bir araya getirerek çizdim. Türkiye’de üniversite eğitimime devam ederken profesyonel basketbol oynuyordum. Her şeyi aynı anda yapmaya çalışırken hangisini nasıl yapacağımı bilmediğim bir durumdaydım. Amerika’ya gitmek, hem işletme yönetimi eğitimimi tamamlamak hem de hayatımda basketbolun olmadığı bir senaryoya hazırlanabilmek için önemliydi. Yaşıtlarımla rekabet ediyor, hayata dair şeyleri basketbol oynayarak öğreniyordum.” Kendini bulmak için çıktığı bu yolculukta aldığı üniversite eğitiminin yanında iki sene Belmont Bruins’te oynamış. 2004’te Montana eyaletinde yer alan Carroll College’ın basketbol takımına transfer olmuş. ABD Ulusal Üniversitelerarası Atletizm Birliği’nde (NAIA) oynamaya devam ederken 2005-2006’da yılın defans oyuncusu seçilen Güler Türkiye’ye döndüğünde “artık sadece Necati Güler’in oğlu değil, basketbolcu Sinan olarak da tanınıyordum.” diyor.Altı Forma Üstü Takım Elbise: Basketbolculuk, Girişimcilik ve Yatırımcılık El Ele Sinan Güler’in Amerika’da tek keşfettiği kendisi değil. Heybesine kattığı tecrübe ve ailesinden aldığı spor sevgisini işe dönüştürmek isteyen genç atlet 2011’de hem ilk girişimi hem de ilk yatırımı olan Güler Legacy’yi babası ve abisiyle kurmuş. Toplumun dezavantajlı kesimlerinin spora erişimini artırmayı hedefleyen sosyal girişim o zamandan beri, düzenlediği yaz kamplarında birçok profesyonel basketbolcuyla gençlerin kalbine spor ve sporculuk ateşini yerleştiriyor. Röportaj sırasında bile elindeki topu sektirmeye devam eden Sinan için fırsat eşitliği çok önemli. “İlk girişimim de ilk yatırımım da çok inandığım bir şeye, yani Güler Legacy’ye” diyen sporcu, 39 yaşında aktif basketbol kariyerini sonlandırdığı 20 Aralık 2022’de oynanan Darüşşafaka-Hapoel Kudüs maçına kadar girişimcilik ve sporculuğu bir arada götürmüş.Ama jübileye gelmeden önce değinmemiz gereken bir dönüm noktası daha var: 2013. Basketbol sahalarından sonra giydiği girişimcilik formasıyla yetinmeyen Güler için bu yıl kişisel tarihinde önemli bir yer tutuyor. Bu tarihten itibaren onu mentor ve melek yatırımcı olarak da görmeye başlıyoruz. İlk kez 2013’te Lastik Pabuç’un beş ortağından biri olarak yatırımcılığa soyundu. Aynı yıl mobil sosyal ağ Goano’ya da yatırım yaptı. Bir yıl sonraysa Alman müzik yazarı ve yapımcı Joachim Behrendt’in kurucusu olduğu BIC Angel Investmenat melek yatırımcı ağına katıldı. 2018’den beriyse odağını spor girişimciliği ve teknolojilerine çevirdi. Güler kendisini yatırımcılığa iten ana motivasyonlar arasında Türkiye’deki spor girişimi ekosisteminin emekleme döneminde olmasını sayıyor: “Ülkenin en büyük 100 şirketinin kendi içinde bir girişimcilik ağı var. Ekosistemde beliren her girişimi fark edip iletişime geçebiliyorlar. Fakat iş spora gelince böyle bir durumdan bahsedemiyoruz.”Makale videodan sonra devam ediyor.Sinan Güler'den DinleyinBasketbolun içindeki takım dinamiklerinin girişimcilikle nasıl örtüştüğünü, liderlik ve takım çalışmasının önemini Güler’in gözünden dinleyin. Kariyer, spor, liderlik ve girişimcilik üzerine ilham verici bir sohbet sizleri bekliyor.Yatırım fonu olmadan olmazMelek yatırımcılıkla yetinmeyen Sinan Güler yeni ortakları girişimci, yatırımcı ve öğretim görevlisi Ahmet Argun ve tıpkı onun gibi akademisyen, yatırımcı ve Lima Ventures yatırım şirketi kurucu ortağı Reşat Volkan Günel’le bu yıl hayata geçirdiği Amsterdam merkezli Alima Sport VC’yi “Türkiye’de yapabileceklerini gözlemlemek ve anlamak için” kurmuş. Bu girişim sermayesi fonu özellikle spor teknolojileri, sporcu sağlığı, esenlik ve cinsiyet eşitliği gibi alanlara faaliyet gösteren girişimleri destekliyor. Alima Sport VC’de spor endüstrisinin geleceğini şekillendirmeye aday binlerce girişim arasında elinden tutacaklarını seçerken de ince eleyip sık dokuyorlar. Güler yatırım yaptıkları girişimle yakaladıkları kimyayı nasıl geliştirebilecekleri ve globalde söz sahibi oyuncu hâline getirebileceklerini düşünerek hareket ettiklerini söylüyor. Yatırımcı belli alanlarda ekosistem inşa etme amacıyla yola çıktıkları bu fonda “Hep birlikte spor girişimciliği ekosisteminin atlayış pistini yaratmaya çalışıyoruz.” diyor.Bugüne kadar 30’dan fazla girişime finansman sağlayan Güler şu anda “hikâyesine devam edemeyen girişimleri saymazsak 15-20 civarı girişimi” destekliyor. Güler’in yatırım yaptığı bilinen aktif girişimler arasında Boly App, Twin Sciences, Aglet, Bionluk, Digime, Fongogo, Inovatink, Kahvegibikahve, Meditopia, Temizlikyolda, Vanguart, Worldego, Sporzy, Insume, Oxbotica, Gather-in ve Uniqgene öne çıkıyor. Sporculuk kariyerinde olduğu gibi yatırımcılık yolculuğunda da çeşitli kabuk değişimlerine ihtiyaç duyduğunu belirten Güler parayı verip kenara çekilen yatırımcılardan değil. 12 Dev Adam’ın eski kaptanı “Yatırımcısı olduğum ekiplerde katkı verebileceğim alan ve fırsatlar varsa kendime uygun rolü benimseyip ona göre hareket etmeye çalışıyorum.” diye ekliyor.Yatırımcıya yatırımcı demem kaybetmekten korkmadıkçaGüler ilk yatırımından beri kullanıcısı olabileceği, hem ürünü test edip yorum yapabileceği hem de büyümesine katkı sunabileceği girişimleri tercih ediyor. Her ne kadar ne istediğini bilerek yatırımcılık formasını giyse de Güler’in hamlığını üzerinden atmak için ısınmaya ihtiyacı varmış.Ekosisteme ilk girdiğim an... Yaptığım ilk yatırım bu alanda kaybettiğim ilk maç oldu.” diyen Güler’in yaptığı ilk iş yatırımın ABC’sini öğrenmek olmuş. Artık tecrübeli bir yatırımcı olan milli sporcu “Tüm başarı ve başarısızlıklarımla öğrenmeye, bir yatırımcı olarak kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kaybettiğim ilk maçın üstünden 12 sene geçti. Yatırım yapmaya hâlâ devam ediyorum. Aralarında kaybettiğim maçlar da oluyor, kazandığım da.” diyor.Girişim Dünyasına Basketbolcu BakışıSporculuk, girişimcilik ve yatırımcılığa farklı şapkalar değil de birbirini besleyen yanlar olarak bakan Güler’e göre girişimciliğin basketbolla pek çok ortak yönü var. Güler “Sporcu olmasaydım nasıl bir girişimci olurdum, bilmiyorum.” diyor. Girişimcilikteki başarısını da spor geçmişine dayandırmadan edemiyor. Sonuçta girişimci önce fikrini hayata geçirecek ekibi kurar. Görev dağılımını yaptıktan sonra nasıl ekip arkadaşlarının çalışmalarını takip ediyorsa, basketbolcu da her sezon, her maç ve hatta her antrenmanda bunu yapar. İyi bir girişimci de iyi bir basketbolcu da dikkatli bir gözlemci olmalıdır, değil mi? Tabii bir de öngörülü.Basketbolcu olmak için doğan girişimciye sorarsanız öngörülü bir girişimci olmasını da yine sporculuğuna borçlu. Uzun bir sezonda onlarca maç oynandığından yenilgi son derece olağandır. Güler’e göre girişimciler de işe bu perspektiften yaklaşmalı ve başarısızlıktan da korkmamalı: “Sporda maç kaybetmiyorsan öğrenmiyorsun. Daha iyi yapabilmek için biraz tökezlemek gerek.” Girişimcilikte de bu böyle. İşler sarpa sardığında girişimciye düşen oturup ağlamak değil, yeni bir sayfa açmak. Çuvallama anları gelip çattığında Güler “Basketbolda maç bittikten sonra kazansan da kaybetsen de önüne bakmalısın. Bazen haftada iki maça çıkmanız gerekiyor. Ne üzülmeye ne de sevinmeye zaman var.” diye belirtiyor. Girişimci de işler kötü gittiğinde tıpkı ertesi gün gerçekleşecek maça hazırlanan basketbolcu gibi rotayı yeniden oluşturmalı. Peki ya bir yatırımcı olarak çuvalladığında?Yatırımcı basketbolcu “Diyelim yatırım yaparken paran suyunu çekiyor. Sezonun bitişi gibi düşünelim. Takım kötü oynadıysa sezonun sonunda alt lige düşer. Yatırımcı da ya alt lige düşmeyi göze alacak ya da sahadan çekilecek. En kötü senaryoda kulüp kapanıyor.” diyor. Yatırımcılık formasının teri kurumadan son sözlerini söyleyen Güler’e göre çok hata yapıp görebileceğiniz tüm kötü senaryoları gördükten sonra olası riskleri ve atabileceğiniz adımları tahmin edebilirsiniz. İster basketbolcu olun ister girişimci veya yatırımcı, başarısızlıktan öğrendiğiniz en büyük ders adımlarınızı hatalardan dönülebilecek esneklikte atmayı öğrenmek.Bu yazı, Inc. Türkiye Ekim 2024 sayısında yayınlanmıştır. Abonelere özel çok daha fazla içerik için şimdi size özel tekliflerimizi inceleyin!