Üniversite yıllarımda, İş Hayatına Giriş dersinin final sınavında pek alışık olmadığım bir deneyim yaşadım. Hocamız bir dönem boyunca verimlilik, kültür, yenilikçilik, performans, sistemler, süreçler, organizasyonel modeller gibi birçok önemli konuda bizleri bilinçlendirmeye çalışmıştı. İş hayatına uyumu çok önemsiyordu ve bizim de bu hayata mümkün mertebe hazır olmamızı istiyordu. Sınavda çoktan seçmeli beş soru sordu. Aslında soruları cevaplamak değil düşünmemiz için, anlamak değil anlamlandırmamız için, başarılı değil farkında olmamız için, görmek için değil gözlemlememiz için, uydurmak için değil uyum sağlamamız için sorduğu çok belliydi. Âdeta son derste bize, bazı sınavların sonucunun değil amacının çok daha önemli olduğunu göstermeye çalışıyordu. Bu soruları aşağıda sizinle paylaşıyorum.Soru 1: Araçların büyük bir hırsla birbirlerini takip ettiği, zayıf anlarını yakalamaya çalıştığı ve şiddetli bir şekilde çarpmak için uğraştığı bir ortam. Hemen sonrasındaysa olay mahallinden uzaklaşarak bir sonraki fırsatı yakalamaya çalışanların olduğu bir yer. Bir tarafın yüzünde çarpışmadan önceki hırs ve sonraki keyfi, diğer taraftaysa çarpışmadan önceki endişe ve sonraki acıyı okumak çok mümkün. Bazıları özellikle belirli bir aracı takip ediyor, ensesinden hiç ayrılmıyor ve sadece ona çarpmaya odaklanıyor. Çarptıktan sonraysa büyük bir zafer kazanmış gibi tur atıyor. Bu süreçte başkalarının kendisine çarpmasını hiç önemsemiyor bile. Diğer araçlarsa kimseye çarpmamak ve çarpılmamak için büyük gayret sarf ediyor. Tek amaçları pürüzsüz bir şekilde diğer araçları teğet geçmek. Varlıkları ya da yoklukları hiç belli olmuyor. Hedef olmamak için hiç kimseyle yüz yüze bile gelmiyorlar. Kısacası araçların aynı ama amaçların farklı olduğu bir yer…Cevap 1:A) Çarpışan arabalar B) Kimilerinin birbirlerini fikirleriyle ezmeye çalıştığı, anlaşmaktan ziyade üstünlük kurmaya çalıştığı, egoların tatmin edildiği, önyargıların fikirlerin önüne geçtiği, birbirlerine zarar vermek için kitlendikleri, can acıttıktan ve zarar verdikten sonraysa büyük keyif aldıkları; kimilerininse etli sütlüye dokunmadığı, hiçbir çatışmaya girmediği, görüş belirtmediği, ortamı ve durumu idare etmeye ve doğal olarak hayatta kalmaya çalıştığı gerilimli bir toplantı ortamıC) Her ikisi de Soru 2: İnsanlar yalnız ya da küçük gruplar hâlinde kabinlerde oturuyor ve yukarıdan aşağıya merkezi bir eksen etrafında dönüyor. Kimisi bu süreçte çok eğleniyor, gülüyor ve keyfini çıkarıyor. Yukarı çıktıkça heyecan ve adrenalin artıyor, aşağıya indikçe de normale dönüyor. Kimileriyse bu süreci büyük bir panik içinde yaşıyor, en ufak bir hareket ya da titreşimde büyük bir endişe duyuyor, kabin en yüksek noktaya geldiğindeyse gözlerini bile açamıyor. Ama sonuçta eğlenip keyif alan da endişe duyup korkan da yolculuğu sağ salim başladığı noktada tamamlıyor. Sonu ve sonucu belli olan bir yolculuk gibi…Cevap 2:A) Dönme dolapB) Uzun süren, bir sonuca ulaşılamayan, vakit alan ve vakit kaybettiren, zaman zaman heyecanı artan ama kısa sürede normale dönen, karar almaya değil kararsızlığa katkı sağlayan, iyi yönetilemeyen, katılımcıların pişman olduğu ve şikâyet ettiği, bir adım bile ilerleme sağlanamayan, çok sık rastlanan ve başladığı noktada biten bir toplantı ortamıC) Her ikisi deSoru 3: Kimilerinin teşebbüs bile etmediği kimilerininse büyük bir zevk aldığı bir oyun alanı. Korkutulacağını ve korkacağını bilerek oyuna dâhil olmak çok karmaşık bir duygu olmalı. Karanlık, ürkütücü, sürprizlerle dolu, korkutanın belli olmadığı, korkutulanlarınsa çok belli olduğu bir ortam. Bağrışmalar, çığlıklar, endişeler, korkutucu sesler ve hatta küfürlerle dolu bir yolculuk. Bir grubun bile bile baskı altında olduğu, endişelendiği, korktuğu, belki de gözlerini bile açmaya cesaret edemediği ve buna katlanmak zorunda olduğu kuralsız bir oyunun bir parçası olmak nasıl bir duygu acaba? Kendi yönüne ve yoluna bile karar veremediğin, sadece katlanmak zorunda olduğun bir oyun… Korkudan zevk almak zorunda olmak.Cevap 3:A) Korku tüneliB) Sadece katılımcıları baskı altına almak, korkutmak, emirler vermek, tehdit etmek, suçlamak ama aslında yüzleşemediği kendi eksiklikleri ve hatalarıyla katılımcılar üzerinden hesaplaşmak amacıyla düzenlenen ve kurum kültürü ve iletişimine büyük zarar veren tek taraflı bir toplantı ortamıC) Her ikisi deSoru 4: Hızın sınırsız olduğu bir oyun. Raylar üzerinde ve üstü açık bir vagonda aşağı ve yukarıya doğru hareket ettiğiniz bir yolculuk. O kadar hızlısınız ki emniyet kemeri takmak zorunda olduğun, her an kontrolden çıkacak ve raylardan fırlayacak gibi hissettiğin korkutucu ve adrenalin yüklü bir deneyim. Yukarı çıkarken yavaşladığın, aşağıya son sürat indiğin ve bir an önce bitmesini istediğin bir zaman aralığı. Hızlı ama kısa, tehlikeli ama eğlenceli, riskli ama heyecanlı… Kontrolsüz bir hız.Cevap 4:A) Hız treni B) Bir an önce karar alınmaya çalışılan plansız, hata olasılığı yüksek, detaylara dikkat edilmeyen, yüzeysel, ortak akıl oluşmayan, bilgiye değil duyguya dayanan, hızlıca sonuç elde etmeye çalışılan, sonucu baştan belli olan, heyecan verici ama bedeli sonradan ödenecek riskli bir toplantı ortamıC) Her ikisi deSoru 5: Herkesin çocuklar gibi eğlendiği müzikli ve keyifli bir oyun ortamı. Askılara takılı oyuncak atlar, uçaklar, arabalar ve benzeri nesnelerden oluşan, çocuklara özel büyük bir oyuncak ve eğlence aracı gibi bir deneyim. Endişe, kaygı ve korkudan bağımsız herkesin çok mutlu olduğu ve bu mutluluğu dönerek birbirleriyle paylaştığı, tamamıyla kontrollü ve korumalı bir eğlence ortamı. Rengârenk, ışıl ışıl, pırıltılı, rüya gibi bir dünya. Gerçek hayattan uzak, masalsı bir mutluluk… Cevap 5:A) AtlıkarıncaB) Her şey yolundaymış gibi davranılan, herkesin birbirine teşekkür ettiği, sorunlardan uzak, sadece olumlu şeylerin gündem olduğu, yapmacık, gerçekle ilişkisi olmayan, bir süre sonra eğlenceye dönüşen, onaylanmak ve iyi hissetmek için düzenlenen, insanların önce kendini ve sonra birbirini kandırdığı bir toplantı ortamıC) Her ikisi deHikâyeden DerslerToplanmak her zaman sorun çözmez, bazen de sorun çıkarır hatta var olan sorunları büyütür.Toplantıların sonucunu söylenenler kadar söylenmeyenler, amaçlar kadar niyetler belirler.Toplantılarda ya zaman kazanılır ya da zaman kaybedilir. Karar ve tercih sizindir.Toplantılar arena değildir. Güç gösterisi değil, güçbirliği yapılmalıdır.Her toplantı karar almak ya da kararı oylamak için yapılmaz, bazıları oyalamak için yapılır.Toplantı kalitesi kurum kültürünün önemli bir göstergesidir.Toplantılar anlamak, anlatmak, anlaşılmak, anlaşmak, tartışmak, uzlaşmak için yapılır. İtiraz etmek, inat etmek, engellemek için yapılanlar toplantı değil ayrışmadır.Toplantıdaki davranışlar duyguları, duygular düşünceleri, düşünceler niyetleri, niyetlerse kişilikleri gösterir.Peki ya sizin dersleriniz neler? Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.