Geçtiğimiz günlerde giderek dijitalleşen dünyamızın şahsına münhasır güvenlik açıkları bir kez daha yüzümüze tokat gibi çarptı. ABD merkezli siber güvenlik firması CrowdStrike, hatalı yazılım güncellemesi yaparak hafızalarımıza tarihteki en büyük BT kesintisi olarak kazınan o olayı bir kez daha hatırlattı. Evet, doğru hatırlıyorsunuz. Tarihler 1 Ağustos 2012’yi gösterdiğinde küresel ölçekte kritik işleri kesintiye uğratan bir yazılım hatasının feci mali kayıplara yol açtığı o meşhur Knight Capital fiyaskosu. 2012’de bu konu üzerine o kadar çok yazdık, çizdik ve konuştuk ki… Ben de bu güruha katılıp bu büyük olay üzerine bir kitap yazdım. Türkçeye “Wall Street Kâbusu: Knight Capital’ın Yükselişi, Çöküşü ve Finans Piyasalarındaki Büyük Riskler” olarak çevirebileceğimiz “Knightmare on Wall Street, The Rise and Fall of Knight Capital and the Biggest Risk for Financial Markets.” adlı kitabımda, Knight Capital’ın çalkantılı yolculuğunu anlatıyorum. İşte, kimilerince sıradan bir olay, kimilerine göreyse piyasayı altüst eden bir kâbus olan bu serüvenden bir pasaj:Bu sabah tembelliğe yer yokBölüm ISabah 9.30: Sanal Çanlar Kimin için Çalıyor?O gün New York’ta hava 29 dereceydi. Artık yaz yerini sonbahara bırakmaya hazırlanıyordu. O gün de, her günkü gibi, borsada işlemlerin sorunsuz başlaması bekleniyordu. Böyle alelade bir günde kim 6 milyar hissenin el değiştirmesini niye beklesin ki?Daha açılışta iki iç sistemdeki yapılandırma değişikliğiyle Knight tarafından gönderilen ve limit emir olarak planlanan emirler, hemen piyasa emirlerine dönüştü. Bilmeyenler için hemen açıklayalım: Limit emir, devlet tarafından bir menkul kıymetteki en yüksek alış ve en düşük satış (teklif) fiyatına göre satın alma bedelinin belirlenmesidir. Teklifteki aralığın genişliğine göre bu emirler pasif ve ya agresif olabilir. Yatırımcılar kabul edeceği en kötü limit fiyatı tanımlayan rakamı girerek bir sabit emir oluşturabilir. Bir sonraki adımda yatırımcı, satış emri için aktif limit fiyatını belirlemek adına teklif fiyatı, artı dengeleme tutarı olarak hesaplanan bir dengeleme tutarını girer. Alım emri gerçekleştiğinde limit fiyat, teklif fiyatı eksi ofset tutarı olarak belirlenir. Örneğin, dengeleme tutarı 0,125 olan bir sabit emir için yatırımcı her zaman iyi teklif fiyatının 1/8 altında kalacak bir limit emri gönderir. Sabit emirler, limit fiyatlarının alışta veya satışta en iyi teklife uyacak şekilde değiştiği limit emirler gibi hareket eder. Limit emirler genellikle piyasa emirlerine benzer bir etkiye sahip. Tabii ki kendini garantiye almak isteyen yatırımcılar sabit emirler yerine her zaman piyasa emirlerini tercih eder. Fakat bir sabit emir istediğinde kimse bu kadar hızlı yerine getirilmesini beklemez.O gün bu emirleri veren yatırımcılar, limit emirlerinin hemen gerçekleştirildiğini görünce memnun oldu. Peki bu farkın sebebi neydi? Ne olmuştu da bugün işler her zamanki gibi ilerlemiyordu? Bu emirler, piyasanın üzerinde fiyat belirlendiği için mi hemen işleme dönüşüyordu? Yoksa Knight yatırımcıları istemeden de olsa piyasayı hareket mi ettirmişti?Sabah 9.31: Sistemin kaldırabileceğinden daha fazla işlem hacmi varBir dakikalık işlem sonrasında salondaki yatırımcıların hepsi, tüm hisse senetlerinde son yedi gün boyunca yapılan ortalama işlem hacminden yüzde 12 daha fazla işlem yapıldığını gördü. Neye uğradığını şaşıran yatırımcılar endişeyle CNBC’yi açtı. Fakat tek gördükleri son derece iyimser bir manşetti: “Dow ve NASDAQ, temmuzdaki bir aylık kazancın ardından ağustosa yükselişle başladı.”New York Menkul Kıymetler Borsası’ndaki (NYSE) işlemler giderek daha sık elektronik ortamda yapılmaya başladı. Bunun etkisiyle sayıları her geçen gün azalan, 80’lerde bulunduğu kattan bağırarak yatırım yapan salon yatırımcıları (floor traders), ortaya çıkan sorunu bu algoritmadaki bir aksaklığa bağladı. Alım satımların yalnızca bilgisayar ağlarında yapıldığı otomatik borsaların aksine New York Borsası, yani İngilizce konuşan dillere pelesenk olan adıyla Big Board’da eski usul hisse senedi ticareti yapan yatırımcılar hâlâ vardı.CNBC ekranlarında beliren Bob Pisani, ilk tepkileri “Açılışta büyük bir hacim gördük. Açılıştan sonraki 30 saniyede bazı hisse senetleri 30 günlük hacme eriştiği için yatırımcılar sevinçten bağırıp çağırmaya başladı. Görünüşe göre sistemin arayüzünde bir sorun oluştu ve büyük miktarda emir geldi. Çok samimi söylüyorum, bunun bilinçli olarak yapıldığına inanmakta zorlanıyorum.” diye açıkladı.Direct Access Partners’ın yönetici ortağı Mike Shea olaya dair düşüncelerini “Alım satımların yapıldığı kattan gelen gürültülerden bir şeylerin ters gittiği belliydi.” diyerek açıkladı. RBC Global Asset Management’ta hisse senedi başyatırımcısı Ryan Larson ise “İşlem hacimlerinin giderek düştüğü bir dönemde olduğumuzu göz önünde bulundurursak daha sabahın ilk saatlerindeki bu ilgi şok etkisi yarattı.” demişti.Mogavero Lee & Co. başkanı Doreen Mogavero, “Gerçekten herkes bir yanlışlık olduğunun farkındaydı. Açılışın üzerinden iki saniye bile geçmemişti. ‘Hisse senetlerine bir şeyler oluyor!’ diye etrafta koşuşturmaya başladım.” diyor. Mogavero sektörde isim yapmış biri. Bu başarısını neredeyse 40 yıl önce verdiği bir karara borçlu. O zamanlar sadece yaz aylarında çalışıyormuş. Ardından Amerikan Borsası’nda iş bulmuş. Bu da Big Board’un sadece kadınlar tarafından yönetilen tek aracı kurumunu açma yolundaki ilk adımı atmasına vesile olmuş. Yetkililere problemi anlatmaya koşan Mogavero, sorunu çoktan fark edip çözüm üretmeye çalıştıklarını gördüğünü söylüyor.Borsanın hızlı yanıt verdiğini düşünen Seaport Securities Genel Müdürü Jason Weisberg’se Borsanın daha açılışta ‘Bekleyin, sistemde hatalı emirler var.’ diye uyardığını söylüyor. ICAP Equities’in Genel Müdürü Ken Polcari de salondaki Knight yatırımcılarını kastederek “İşlemleri bir yapıp bir duruyorlardı. Sonra? Hop yeniden işlem başlıyordu. Defalarca. Borsa salonundakiler de aynı şekilde hazırlıksız yakalandı. Resmen kendi başarısızlıklarının bedelini ödüyorlardı.” dedi. Sabah 9.33 : Likidite sağlamak yerine alıyorlarİşlemler başlayalı yalnızca üç dakika olmuştu. Ama borsa salonlarında geçen bir dakika, gerçek dünyada yedi yıla eşit desek yeridir. Yalnızca bu üç dakikada, bir önceki haftanın ortalama işlem hacmiyle kıyaslandığında yüzde 116’lık bir artış söz konusuydu. Şirketin bilgisayarlarının borsada yapılan işlemlere doğrudan cevap verebilmesi için yazılmış Knight kodunda ortaya çıkan hata, hisse satın almak üzere kontrolsüz teklifler vererek işlem hacmini hızla şüpheli seviyelere çıkarmıştı. Bu emirler Ford Motor, RadioShack, American Airlines ve o dönemki adıyla China Cord Blood Corp. olan Global Cord Blood Corp. gibi bilinen şirketlerin yanı sıra Wizzard Software Corp. gibi daha az aşina olduğumuz şirketlerin bile hisselerini etkileyen büyük dalgalanmalara neden oldu. Sabah 9.34: Knight eline yüzüne bulaştırdıİşlem başladıktan dakikalar sonra NYSE yetkilileriyle Knight’ın bazı çalışanları düzensiz emir yağmurundaki tuhaflığın farkına vardı. Hemen kolları sıvayıp şirket yetkililerine durumu anlatan mesajlar gönderdiler. Düzenleme kurulları işin peşine düştü. Problemin kaynağına ulaştıklarında karşılarında Knight Capital vardı. Sorunu fark eden NYSE Genel Müdürü Duncan Niederauer, hemen Knight’ın iş dünyasında T.J olarak bilinen genel müdürü Thomas M. Joyce’u aradı. Fakat küçük bir pürüz vardı. Profesyonel yaşamlarının dışında uzun yıllardır yakın arkadaş olan Niederauer ve Joyce’un bir süredir arası bozuktu. Ne mi olmuştu? Hadi filmi biraz başa saralım. Takvimler 19 Haziran 2012’yi gösteriyordu. ABD Kongre’sindeki bir duruşmada tanık sandalyesinde oturan Joyce, solundaki adama doğru yavaşça eğildi ve “Sakın ola bana çelme takmaya kalkma.” dedi. Joyce en amiyane tabirle Niederauer’a racon kesiyor ve ABD piyasasının geleceği üzerine girişecekleri bir çatışmaya hazırlıklı olmasını söylüyordu. Niederauer de altta kalmadı, “Bilmukabele…” dedi. Artık piyasanın en güçlü adamları birbirlerine sırıtarak diş biliyordu. Hani bu adamlar arkadaştı? Ne ara böyle kanlı bıçaklı oldular? Her şeyin sorumlusu tabii ki yine borsaydı. Daha açık bir ifadeyle içeriden işlem yürütme (internalization) konusuydu. Tıpkı poker masasında kartların alttan el değiştirmesi gibi borsada da el altından birtakım işler çevrilmesinden söz ediyorum. Yani komisyoncuların emirleri kendi masalarında, kendi aralarında eşleştirdiği bir uygulamadan… Emirlerin henüz borsa platformlarına gönderilmeden önce karanlık havuzlarda gerçekleşmesinden… Peki bunun sağladığı fayda ne? Bu el altından yapılan hamlelerde hem komisyoncu kazanır hem müşteri. Nasıl mı? Komisyoncu anlaştığı firmaların müşterileri için daha iyi fiyatlar sağlar ve işlem maliyetlerini düşük tutmasına yardımcı olur. Hâliyle meşru kanallar dışındaki karanlık piyasalarda gerçekleşen bu işlemlerin artışı da bu piyasadaki iki önemli figür olan Joyce ve Niederauer’ın ilişkisini etkiledi. İşin evveliyatı da var tabii. Aracı kurum Rosenblatt Securities’in elindeki sayısal verilere göre, 2008’den 2013’e borsa dışında gerçekleşen işlemlerin oranı ABD’deki tüm işlemlerin yüzde 15’inden yüzde 35’ine fırlamıştı. 19 Haziran’ın başka bir anlamı daha vardı tabii. Gerçi Joyce ve Niederauer o günün SEC başkanı Mary Schapiro’nun doğum günü olduğunu biliyor muydu, emin değilim. Belki de Knight’ın pasta şefi Meaghan Mullins’in ellerinden çıkan, üzerinde 57 mumla birlikte “Sevgili Mary Lovelace” yazan kartın iliştirildiği ve Joyce’un bizzat SEC’in Union Station’daki ofise elleriyle teslim ettiği bu pasta, Knight’ın en çok desteğe ihtiyaç duyduğu zamanda Schapiro’nun kalbini çalabilirdi.Bu olaydan etkilenen 148 hisse senedini hiç hafife almayın. Öyle büyük bir hacim söz konusuydu ki bu durum işlem gören tüm hisse senetlerini gözle görülür şekilde etkilemişti. Üstelik NYSE’nin harekete geçme yetkisi de sınırlıydı. Aslında borsa çöküşlerinin meydana gelmesini önleyen alım satım kısıtlaması yapan finansal araçlar vardı. Fakat bunlardan biri olan devre kesiciler, hisse senedi fiyatlarında aşırı dalgalanma olduğunda düzensiz işlemleri sınırlayabiliyordu. Oysa başlangıçta Knight’ta meydana gelen hata, işlem hacmiyle ilgili görünüyordu. Hisse fiyatlarıyla doğrudan ilgili olmadığından devre kesiciler müdahale edemedi. Hisselerdeki dalgalanmayı durdurmakla mükellef bu devre kesiciler, krizin yaşandığı ilk 15 dakika etkisiz kalmıştı. Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.