İş Hayatında Hikâyeleştirme: İletişimde Yeni Bir Perspektif kitabının yazarı Sinan Sülün, hikâye anlatıcısı olmanın önemini kavramış ve başarılı şekilde hayatın her alanında uygulamayı haiz olmuş. Sülün’ün iyi bir hikâye anlatıcısı olmanın iş dünyası liderlerine sağlayacağı katkıları derlediği kitabından Bir Hikâye Çantası Oluşturmak bölümü, hem yöneticiler hem de girişimciler için önemli içgörüler sunuyor.Neden bir hikâye çantasına ihtiyacımız var?Sülün, iyi iletişim kurmanın yolunun duygulara dokunmak ve farklı anlatım biçimlerini kullanmaktan geçtiğine inanıyor. Tam da bu yüzden anekdot, atasözü, deyim ve hikâyelerin etkili iletişimin birer anahtarı olduğunun sıklıkla altını çiziyor. Üstelik bütün bu tekniklere sahip olmanın ve farklı disiplinlerden beslenerek dünyayı entelektüel bir bakış açısıyla kavramanın, dinlemenin ve görmenin mümkün olduğunu da ekliyor. Kısacası eğer insanları etkilemeyi ve anlattıklarınızın hafızalarda yer etmesini istiyorsanız, heybenizde her duruma uygun bir dizi hikâye taşımayı bilmelisiniz. Bu hikâyeleri biriktirmek için de çokça okumalı, dinlemeli ve gözlem yapmalısınız. Hikâye çantamızda neler olmalı?Sülün’e göre heybemizi dolduracak en kıymetli parçalar kitaplarımız. Kitap okumanın dile esneklik kazandırma ve ifade yeteneğimizi güçlendirmedeki faydasını göz önünde bulundurduğumuzda Sülün’ün kitaplara verdiği bu önem hiç de yersiz değil. Okuma alışkanlıklarının çeşitlendiği ve biçim değiştirdiği günümüzde kitap okumanın önemi hakkında yazmak kulağa biraz nostaljik geliyor, farkındayım. Lakin felsefe, edebiyat, tarih, bilim, psikoloji gibi farklı disiplinlerden kitapları okumak anlam dünyamızı zenginleştirdiği gibi yeni hikâyeler öğrenmenin de hâlâ en iyi yollarından biri. İlkokul öğretmenleriniz gibi kuru kuru kitap okumayı tavsiye edip gitmeyeceğim. Başlamanızı kolaylaştırmak adına Sülün’ün özellikle tavsiye ettiği kitaplara bir göz atabilirsiniz: Rachel Swaby imzalı Dikbaşlılar Bilimi ve Dünyayı Değiştiren 52 Kadın ile Malcolm Gladwell’in Outliers’ı.Tuhaf gelebilir ama sözlüklerin de hikâye barındırmak açısından oldukça zengin olduğu aşikâr. Sülün, kelimelerin etimolojik kökenine doğru çıkılacak yolculuklardan ilginç kazanımlarla dönüldüğünü hatırlatıyor. Ona göre sözlükler yalnızca anlam bilimi için başvurulacak kaynaklardan olmaktan ziyade içinde milyonlarca hikâye barındıran hazine sandıkları niteliğinde. Sözlüklere ayrıca önem verilmesi gerektiğini savunan yazar özellikle Sevan Nişanyan’ın Nişanyan Sözlük-Çağdaş Türkçe'nin Etimolojisi ve Tiffany Watt’in Duygular Sözlüğü: Acımadan Zevklenmeye kitaplarını öneriyor.Sülün’ün tavsiyelerine ek olarak entelektüel bilgi birikiminize önemli katkılar sunacağına inandığım tarihçi ve romancı Reşad Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’ne mutlaka göz gezdirmenizi öneririm. Yeni basımı olmayan ansiklopediye Salt arşivindeki sergi kataloglarından ulaşabilirsiniz. Ayrıca Açık Radyo’da Cem Erciyes ve Kansu Şarman’ın ansiklopedinin her bir maddesini ayrı ayrı kayda aldığı podcast’ini de dinleyebilirsiniz. Bir diğer tavsiyem de Dr. Bülent Aksoy’un Etimoloji Işığında Kelimelerin Dünyasında Gezintiler’i. Bu kitap, günlük hayatta kullandığınız kelimelerin ardında yatan dev tarihin kapılarını açıyor.UnutmayınSülün, kitabında heybemizde mutlaka olması gerekenleri kitaplarla sınırlamayıp filmlere de büyük yer veriyor. İyi film, dizi ve belgesellerin iletişim yeteneklerimizi geliştirebileceğini söyleyen Sülün’e göre, ekrandan bize bakan karakterlerle kurduğumuz empati, farkındalığımızı ve hoşgörü yeteneğimizi güçlendiriyor. Sülün’ün mutlaka izleyin dediği yapımlar arasında Kwai Köprüsü (The Bridge on the River Kwai), Apollo 13 ve Kazanma Sanatı (Moneyball) gibi filmler; The Queens Gambit, This is Us, Game of Thrones gibi diziler ve Kung Fu Panda gibi animasyonlar da yer alıyor. Sülün ayrıca belgesellerin de zihnimizi geliştireceğinden Yeryüzü (Planet Earth) ve Sosyal İkilem (The Social Dilemma) gibi işleri de mutlaka izlememiz gerektiğini ekliyor. Bu yapımlara ek olarak geçtiğimiz yıl Golden Globe’dan kucak kucak ödülle dönen Succession ve son zamanlarda baş rol oyuncusunun reklam filmiyle adından sıkça söz ettiren The Bear da mutlaka izlenmesi gereken diziler arasında.Dijitalleşmenin devrim yaptığı bu yüzyılda her ne kadar yazılı basının pabucu dama atılmış gibi görünse de Sülün, dergi ve gazete gibi süreli yayınların hikâye toplamak için hâlâ en etkin kaynakların başında geldiğini düşünüyor. Elbette yazılı basının dijital nüshalarına ulaşmak da son derece kolay. Farklı dünyaları keşfetmeye olanak tanıyan konsept dergilerin yanı sıra Sülün, TED konuşmaları, YouTube kanalları ve podcast’lerin de hikâye biriktirmede etkin birer kaynak olarak kullanılabileceğini hatırlatıyor. Hikâye çantanızı zenginleştirinSon olarak, seyahat etmek ve yeni deneyimlere açık olmak da hikâye biriktirmenin bir başka yolu. Sülün’ün ifadesiyle, hikâye çantanız sadece okuduğunuz, izlediğiniz, dinlediğiniz şeylerle sınırlı değil. Deneyimleriniz, seyahatleriniz, etkinlikleriniz, anılarınız ve hayattan aldığınız dersler de çantanıza ekleyebileceğiniz önemli unsurlar. Yürüyüşe çıkmak, bir sanat galerisini ziyaret etmek, dağa tırmanmak ve yeni bir kültürü deneyimlemek gibi pek çok şey sayesinde hikâye çantanızı zenginleştirip yeni bakış açıları, anılar ve anlatılar elde edebilirsiniz.Yeni hikâyeler keşfetmek için yola çıkmadan önce son sözü Sülün’e bırakalım: “Görmenin görülmekten, sevmenin sevilmekten, mutluluğun başkalarını mutlu etmekten geçtiğini bilmek sadece iyi bir hikâye avcısı olmanızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kendinize ait harikulade bir hikâye yaratmanıza da yardımcı olur.”Artık neye ihtiyacınız olduğunu biliyorsunuz. Yolunuz açık, yolculuğunuz keyifli olsun.Bu yazının farklı bir versiyonunu Modern CEO bültenimizde ele aldık. Bir sonraki sefer kaçırmamak için şimdi abone olun.Modern CEO’yu LinkedIn’den takip etmek için buraya tıklayın.