Ortağınızla kavga ettiğinizde ne yaparsınız? Yatırımcınızdan tavsiye isteyebilir, liderlik koçu tutabilir, hatta arkadaşlarınıza bile dert yanabilirsiniz. Ancak büyük ihtimalle bir çift terapistine gitmek aklınızın ucundan geçmez. Esther Perel’e göre bu bir hata. Çok satan yazar, psikoterapist ve çift terapisinin önde gelen isimlerinden (aynı zamanda birçok podcast’in de sunucusu) Esther Perel’e göre evde de yaşansa ofiste de, her ilişki aynı. Benzer korkular, bilincinde olunmayan kabuller ve kötü iletişim stratejileri, çatışmanın sahası ne olursa olsun ayağımıza çelme takabilir.Perel First Round Review makalesinde, “Hem iş hem de özel hayatımızda samimiyet, aidiyet, güven, empati ve şeffaflık ararız. İster bir iş ister bir hayat kuruyor olalım, potansiyelimize ulaşmamıza yardımcı olacak bir ortak isteriz.” diye açıklıyor. Dolayısıyla Perel’in kurucu ortakların arasındaki anlaşmazlıkların çözümüne yönelmesi gayet mantıklı. İlişki danışmanlığı perspektifiyle yaklaşmanın bu süreçte yararlı olabileceğine odaklanması da. Aslında Perel, işte yaşanan birçok tartışmanın üç temel çatışmadan birine dayandığını söylüyor. Eminim bunlar romantik bir ilişki yaşamış veya yaşayan herkese tanıdık gelecek. 1. Güç ve kontrol Belki iş ortağınızın sizinle önemli bilgileri paylaşmadığından şikâyetçisiniz. Belki de teknoloji kurdu ortağınız daha değerli becerilere sahip olduğunu düşünüyor veya içinizden biri diğerini ortaklığı bitirmekle tehdit edip duruyor. Bunlar kulağa çok farklı sorunlar gibi gelse de Perel’e göre temelde mesele aynı: güç ve kontrol. Perel “Kimin öncelikleri daha önemli? Kararları kim veriyor? Kim geç saatlere kadar kalıp daha çok çalışıyor? Kim diğerini önemli konularda dışarıda bırakıyor? Kritik toplantılara kim katılıyor? ‘Güç ve kontrol’ teması para, statü ve son sözü kimin söyleyeceğiyle ilgilidir ve ortaklar arasındaki çatışmanın en büyük nedenlerinden biridir.” diye yazıyor.2. İlgi ve yakınlık “Arkamda mısın? Bu işte birlikte miyiz? soruları, yakınlık kurulan her ilişkide önemlidir. Bu ilişkilerde yaşanan çatışmalarda her zaman kırılan güven teması hâkimdir, ‘Sana güvenebileceğimi sanıyordum.’ gibi cümleler ön planda olur. Güven kırıldığında ilişkiye ve ilişkideki değerimize dair tüm algımız yıkılır.” diye açıklıyor Perel. Güç için mi yoksa önemsenmek için mi kavga ettiğinizden emin değil misiniz? Perel, bu iki durumu birbirinden ayırmak için kendinize şu soruyu sormanızı öneriyor: “Hangisi sizi daha çok incitiyor? Yaptıkları şeyi yapmış olmaları gerçeği mi yoksa bunu sizi dahil etmeden yapmış olmaları mı?”Eğer yaptıkları şey sizi daha çok rahatsız ediyorsa bir güç sorununuz var diyebiliriz. Eğer sizi rahatsız eden bunu yapma şekilleri, yani tek başlarına yapmış olmalarıysa sorununuz güvenle ilgili olabilir. 3. Saygı ve tanınırlıkBazen de sorun kimin son kararı vereceği ya da birbirinizin arkasında durup durmadığınız değil, ortak başarının tadını kimin çıkardığıdır. Bu çatışmalar basında kimin yüzünün daha çok göründüğü, övgü ve eleştiri oklarının kime çevrildiği ya da kimin projelerinin daha fazla etki yarattığına dair çekişmelerle kendini gösterebilir. Ancak hepsinin temelinde aynı sorular yatar: “Tüm övgüyü sen mi alıyorsun? Yaptıklarımın bir önemi yok mu? Ne kadar sıkı çalıştığımı ve ne kadar çok şey yaptığımı görmüyor musun? Katkılarıma değer veriliyor mu?” Perel makalede çatışmalardan kaçınmak için ipuçları ve ortaklar arasındaki tartışmaları verimli yönetmek hakkındaki tavsiyelerini hikâyeler eşliğinde sunuyor. Kurucu ortaklar arasındaki çatışmalar nedeniyle başarı merdivenlerinden tepetaklak düşmeyen o yüzde 35’lik dilimdeki girişimden biri olmak istiyorsanız, bu yazı tam sizlik. Orijinal yayın tarihi: 23 Ocak 2020Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.