Başarılı olmaya kafayı takmış, gayretli, çok çalışkan bir arkadaşım neredeyse iki yıl boyunca her iş gününe aynı sabah rutiniyle başladı. Beşi çeyrek geçe alarmla uyanır, geceden hazırladığı bir kâse elma dilimi ve yaban mersinini buzdolabından çıkarır ve yarım litrelik suyu kafasına dikerdi. Sonra da beş dakikalık ısınma ve esneme hareketlerinin ardından beş buçukta en az yarım saat eliptik bisikleti Peloton’a atlardı.Bir gün bisikletinin pedalı kırıldı ve gerekli parçayı sipariş edip beklemeye başladı. Sabah rutiniyse yavaş yavaş alt üst olmaya başladı. Bisikleti olmadığı için egzersiz yapamıyordu. Bu nedenle erken kalkmayı bıraktı. Madem egzersiz yapmıyordu o zaman elma ve yaban mersini yemeye de gerek yoktu. Sonra da su içmeyi bıraktı.Gelişimin dalga dalga büyüyen etkisi, yani herhangi bir konuda atılan küçücük bir adımın birçok konuda ilerlemeyi teşvik etmesi tersine döndü.Ve bütün rutini yerle bir oldu.Tabii ki rutinler başarıya ulaşmada kritik öneme sahip. Ulaşmak istediğiniz hedefe giden yolda işleri gündelik olarak bölüp planlı hareket etmeli ve bunları her gün düzenli olarak takip etmelisiniz. Boşuna hamama giren terler dememişler. Başarı hikâyelerini dinlerken ağzınızın açık kaldığı o o insanlar büyük hedeflere tam da böyle ulaşıyor. Ta ki bir şey o rutine çomak sokana kadar… Özellikle rutinlere uymak konusunda inatçıysanız, tek bir halka kopunca zincir elinizden kayar gider.Peki bunun önüne nasıl geçeceğiz? Çözüm rutinleri alışkanlıklara dönüştürmekte yatıyor.Rutin mi alışkanlık mı?Hadi alışkanlık ve rutin arasındaki farka bakalım.Her sabah 5.30’da Peloton’a binmek bir rutinken her gün egzersiz yapmak alışkanlıktır.Egzersizden önce elma ve yaban mersini yemek rutininizin bir parçasıyken sağlıklı beslenmek alışkanlıktır.Her sabah 9’da tam kadro Zoom toplantısı yapmak bir rutin olabilir. Fakat çalışanların yardıma, yönlendirmeye ya da cesaretlendirici birkaç cümleye ihtiyaç duyup duymadıklarını devamlı olarak kontrol etmek alışkanlıktır.Eylemleriniz rutinleri oluşturur. Alışkanlıklar da kısmen böyledir. Ama bir farkla: Kim olduğunuzu belirleyecek kadar önemlidir.Bisikletiniz mi bozuldu? Eğer egzersiz sizin için alışkanlıksa o 30 dakika ne yapar eder spor yaparsınız. Mesela vücut ağırlığınızla idman yapabilirsiniz. Ya da bir iki tur HIIT antrenmanı (sık ara verilen yüksek şiddetli egzersiz) yaparsınız. Olmadı hafif tempolu koşuya çıkarsınız. “Bisiklet sürmeyi tercih ederdim.” deseniz bile hâlâ egzersiz yapabilirsiniz.Ryan Holiday’in de söylediği gibi:İşin sırrı esneklikte saklı. Biri gündelik akışla alakalı. Diğeriyse ömürlük bir iş. İlkinin bozulması için alarmı birkaç kere ertelemek ya da aniden işe çağrılmak yeter. Diğeriyse koşullara uyum sağlar. Rutin kurgulanan bir şeydir, alışkanlık kendiliğinden gelir.Rutininiz mahvolduğunda buna takılmayın. Onun yerine “nedenlerini” sorgulayın.Rutinin varoluş sebebine, yani hedefe odaklanın.Ve sadece hedefinize yürüyün, ama bu sefer başka bir yoldan.Rutinin her parçasının büyük resme hizmet etmesi gerektiğini unutmayın. Zaten diğer türlü neden rutininizde bir yerleri olsun ki? Bir hedefe ulaşmanın binlerce yolu var: Sağlıklı beslenmek, çalışanlarla düzenli iletişimde kalmak, müşterilerden geribildirim almak veya performans takibi… Aklınıza ne geliyorsa.Rutinleriniz ne kadar önemli, düzenli ve ne kadar titizlikle oluşturmuş olsa da siz rutinlerinizden ibaret değilsiniz.Aksine rutinler, amiyane tabirle yaptığınız, yapmayı seçtiğiniz şeylerdir.Rutininizdeki küçük bir aksaklık kim olduğunuzu, hatta daha da önemlisi kim olmayı umduğunuzu değiştirmeyecek.Tabii siz izin vermediğiniz sürece.Orijinal yayın tarihi: 22 Kasım 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.