Hazır yeni yıl yeni umutlar furyası başlamışken 2024’ün ilk yazısı ne olsun diye oturup düşündüm. Okuyucularımın kendilerini en çok geliştirmek istedikleri alan hakkında bir kaç satır karalamaya karar verdim. Bilin bakalım o alan ne? Tabii ki duygusal zekâ. Şaşırdınız mı? Hayır. Evet arkadaşlar, duygusal zekâ öğrenilip geliştirilen bir şey. Şimdi size duygusal zekânın bana göre en iyi tanımını yapacağım: “Duygusal zekâ, nihai amaçlarınıza ulaşmak için insanların (hem sizin hem de başkalarının) duygularından nasıl yararlanacağınızı öğrenme becerisi.”Hadi yüksek duygusal zekâya sahip insanların bildiği ve yaptıkça kolayca akılda kalan, oldukça basit o yedi alışkanlığa bakalım.1. Nefsine şükretmeyi öğretYatıp kalkıp hâline şükredenlerden misin yoksa başına gelen her aksilikte şikâyet edenlerden mi? Bunu neden sordum biliyor musun? Duygusal zekânı ölçmek için. Çünkü duygusal zekâsı yüksek insanlar işler yolunda gitmese bile şükredecek bir şeyler bulup yola devam eder. Onlar can sıkıcı şeyler yaşadığında bunun ardındaki hikmeti düşünürler. Bir keresinde bir okurumla sohbet ederken annesinin demans hastası olduğunu söyledi. Çok üzgün olmasını beklediğim bu hanımefendi, annesinin hastalığından şikayet etmek yerine şükretmeyi nasıl öğrendiğini anlattı. Şaşkınlıkla baktım ve neden diye sordum. Bakış açısının ne demek olduğunu anlatan hayatımda duyduğum en dokunaklı şeyi söyleceğim şimdi size. Annesi demans hastası oldu olalı “çalkantılı” ilişkileri geçmişte kalmış ve artık endişelenmeden anneciğiyle ilgilenebiliyormuş. 2. Az ve öz konuşunBana anksiyete atakları geçirten bir örnekle açıklayayım size. Mesela ben bu makaleyi daha az ve öz yazabilirdim, değil mi? Daha az konuşmalıyım ya da daha az yazmalıyım diye düşünüp durmak kişinin kendini sansürlemesi anlamına mı gelir? Genelde bir şeyi biraz daha kısa yazmak ya da söylemek için fazladan zaman ayırmak, üzerinde daha az kontrolünüz olan gereksiz kısımlardan kurtulmak demektir. Burada önemli olan, istenmeyen bir duygusal tepkiyi tetiklemekten kaçınmak.3. Olayları insanların gözünden görmeyi deneyinDuygusal zekâsı yüksek insan dendiğinde herkesin aklına insanlara iyi davranan, kibar, diğerkâmlığı gelişkin bireyler geldiğini gözlemledim. Bu bir açıdan oldukça faydalı bir şey.Hadi bunu bir örnekle somutlaştıralım: Eğer olaylara insanların gözünden bakabiliyorsanız işin piri olmuşsunuz demektir. Artık “özelliklerin” değil, “faydanın” sattığını bilen birisiniz. Sizi kimse tutamaz.4. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarırBurada kritik nokta, insanların zor durumlardan sıyrılmalarını sağlayacak pozisyonlar yaratmanız. Öyle bir dil benimseyin ki karşınızdaki kişi bir hatasını kabul ettiği hissine kapılmaksızın sizin tavsiyenizi uygulamaya koysun.Küçük bir örnek: “Bence X yapmalısın” demek yerine, “Eminim bunu düşünmüşsündür ama X’i denemeye ne dersin?” veya “Ben de bu hataya çok sık düşüyorum ve X’i yapmanın çok faydasını gördüm” gibi ifadelerle dilinizi yumuşatabilirsiniz. 5. Dört saniyecik durunHollandalı bir psikolog, doğru molanın ne kadar sürmesi gerektiği üzerine birçok deney yaptı. Sonuç mu? Dört saniye. Buradaki olay şu: Dört saniyeden uzun süre sessiz kaldığınızda insanlar huzursuzlanıp sessizliği bozma eğilimi gösteriyor.6. Kullanacağınız ifadeleri iki kere düşününİçerdiği duygusal mesajı düşünmeksizin konuşmak yapılabilecek en büyük ve en kolay hatadır. Her yerde karşınıza çıkabilecek o örnekten ben de bahsedeyim, neyim eksik? Pazartesi sabahı ekip toplantısına “Nasıl gidiyor?” gibi bir ifadeyle başlamak… En iyi ihtimalle en az bir kişi çok da iyi hissetmiyor. Ama herkes sizin bunu duymak için sormadığını biliyor. En azından o sırada değil. O yüzden daha iyi bir giriş düşünmelisiniz. 7. En büyük hedeflerinizi not almayı deneyinO anın heyecanıyla duyguların kontrolü ele geçirip sizi gerçekten başarmak istediğiniz şeylerden alıkoyması o kadar kolay ki…Mesela, “Bu yıl almak istediğim evin peşinatını verebilecek kadar para biriktirmek istiyorum.” diye kendinizi telkin ediyorsanız ya da bunu bir yerlere yazarsanız para harcayabileceğiniz başka bir şeyin heyecanına kapılmamak, göreceksiniz daha kolay olacak. 8. Çoğu şeye “hayır” demeyi öğrenin. Ya da en azından “Teşekkür ederim! Bir düşüneyim.” Doğrusunu söylemek gerekirse bu, hedeflerin yazılmasıyla ilgili. Duygularımızın etkisi altında hayır demek ayıp geldiğinden her duyduğumuz şeye hemen evet diye cevap veriyoruz. Bu yüzden normalimizi hayır olarak değiştirmek biraz zor.Ama hadi altıncı maddeyi tekrar hatırlayalım. Muhtemelen basit bir “Hayır.” cevabından daha diplomatik bir yanıt bulabiliriz. Mesela şöyle bir şeyler:“Bu çok güzel bir fikir. Çok teşekkür ederim. Düşüneceğim”. Örneklere daha da devam edebilirim aslında. Ama kendi yazdıklarıma kendim uyup ikinci maddede sözlerimi kısa tutacağım.Türkçeye “Duygusal Zekâsı Yüksek İnsanların 9 Akılcı Alışkanlığı” olarak çevrilebilecek ücretsiz e-kitabım 9 Smart Habits of People With Very High Emotional Intelligence’da da söylediğim gibi duygusal zekâyı artırmanın yolu, uygulaması kolay alışkanlıklar edinmekten geçiyor.Bütün bu yazıda geçen her şeyi çoktan düşündüğünüze eminim. Ama yine de yardımcı olmuşsa, belki de 2024 başlamak için mükemmel bir zamandır. Ne dersiniz?Orijinal yayın tarihi: 30 Aralık 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.