Geçenlerde zaman yönetimiyle adeta savaş veren bir işletme sahibiyle sohbet ettim. Bildiği bütün yolları denemesine rağmen günlük yapılacaklar listesini bir türlü bitiremediğinden bahsetti. 20 dakikalık sohbetimiz boyunca “disiplin” kelimesini kaç kere zikretti sayamadım. Şayet disipline sahip olsaydı hem işini ileriye taşıyabilir hem de haftada 80 saat çalışmak zorunda kalmayacağı için eşiyle dostuyla gönlünce vakit geçirebilirdi.Hâl böyle olunca yapması gerekenleri yapamadığı için kendi suçlamaya ve “Ben bu işi bir adım ileri götüremeyecek miyim acaba?” diye dertlenmeye başlamış. Dahası, sancılı bir süreç olarak nitelendirdiği disiplinin altından kalkabilecek iradeye sahip olmamaktan da endişeli. Ben de ona öyle herkesten duyamayacağı ama öğrendiğinde artık hayata başka bir pencereden bakacağı iki disiplin sırrı verdim. Şimdi bu sırları sizinle de paylaşacağım.Arkadaşınızın gazına gelmeyin, gazını alınHepimiz kilo vermeyi kafasına koyan ve bunu başaran insanlar tanıyoruz. Kartlarını sağlıklı olmaktan yana oynayıp sonunda istediklerini alırlar. Hariçten gazel okumak kolay, bu insana bakıp da “Demek ki isteyince iradeye sahip çıkıp disiplinli olmak mümkünmüş.” diyebilirsiniz. Ama o işler tam olarak öyle olmuyor. Emin olduğum bir şey var o da bu insanlar sadece bireysel iradelerini ortaya koymuyor, kilo verme devrimini gerçekleştirmek için yakın çevresini de resmen örgütlüyor. Önce abur cuburlar çöpe atılıyor sonra “Hamburger mi yesek?” diyen arkadaş teklifine “Gel biz iyisi mi şöyle güzel bir salata yiyelim.” deniyor. Yani özetle bu insanlar çevrelerini de kontrol ediyor.Söz konusu işiniz olduğunda sizin de yapmanız gereken aslında tam olarak bu. Misal gün içinde susmak bilmeyen bildirimler işlerinizi kesintiye uğratıyorsa telefonunuzu kapatın. Ofisteki odanızı binanın daha sessiz bir bölümüne taşıyın ya da haftanın birkaç günü uzaktan çalışmayı deneyin. Takvimizin sürekli doluysa toplantıları zamanınızın ve enerjinizin elverdiği biçimde düzenleyin. Etrafınızı ne kadar kontrol ederseniz işiniz o kadar kolaylaşır.Kendinize sorumdaş edininDisiplinin ikinci sırrı, verdiğiniz sözün arkasında durmak. Ama burada kendinize verdiklerinizden ziyade saygı duyduğunuz insanlara verdiğiniz sözlerin hesabını vermekten bahsediyorum. Hesap vermeyi canı gönülden kabul ettiğimiz, üzerimizde olumlu etki eden, takdirini kazanmak istediğimiz insanları kastediyorum. Disiplinli olmanın yollarından biri de bu sorumluluğu paylaşacak bir ortak, bir sorumdaş bulmak. Bu ortak yaşıtınız, üyesi olduğunuz danışma kurulundan biri ya bir mentor olabilir. Saygı duyduğunuz ve en iyi işinizi birlikte yapmak istediğinizi biri olsun yeter. Bu arada işinizi daha da büyütmek istiyorsanız ekibinize de aynı desteği vermek gayet iyi bir fikir.Orijinal yayın tarihi: 9 Kasım 2021Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.