Neredeyse yüz yıldır gerek akademik çalışmalarda gerekse iş dünyasında toksik liderlik ayan beyan kınanıyor. Peki ya iş hayatı hakkında ruhumuz bile duymadan bilinçaltımıza gizlice ilmek ilmek işlenen eleştirilere ne demeli?Derinlere inmeye gerek yok, Disney filmlerine göz atmak yeterli. Disney filmlerinde iş dünyasına ne kadar çok yer verildiğini hiç fark ettiniz mi? Pamuk Prenses’teki yedi cücelerin çalıştığı yorucu maden ocaklarından 6 Süper Kahraman’daki teknoloji geliştirme şirketi Krei Tech’e kadar farklı sektörlere dair birçok detayı bu filmlerde görmek mümkün. Krei Tech’in ne pahasına olursa olsun yenilik için çabalayan, etikle işi olmayan CEO’sunu da unutmamak gerek. Üçüncü dalga feminizmin ortaya çıktığı 1990’lardan sonra Disney kadın kahramanlarını da dönüştürmüş. Artık “kurtarılmaya muhtaç” değil, bağımsız ve güçlü kadın karakterler de ekranlarda. Fakat Disney bu özeni iş dünyası için hiç mi hiç göstermiyor. Filmlerde patronlar hâlâ zalimliğin ve sömürünün bir sembolü olarak karşımıza çıkıyor. Oysa gerçek hayatta liderlik anlayışı da kendini dönüştürdü.Çocukken şekillenmeye başlayan hayat görüşümüzü hayatımız boyunca heybemizde taşırız. Bu süreçte bakış açımızı belirleyenler yalnızca ebeveynlerimiz ve öğretmenlerimiz değil. Televizyonda izlediğimiz programlar ve filmlerin de etkisi büyük. Leeds Üniversitesi profesörü Martyn Griffin ve Durham Üniversitesi’nden Mark Learmonth’un ortak kaleme aldığı çalışmaya göre Disney filmleri çocukların dünyasını en çok şekillendiren kültürel ögelerin başında geliyor. 2013-2015 yılları arasında küçük bir çocuğunuz var mıydı? Ya da çevrenizdeki küçük çocukları hatırlıyor musunuz? Tüm çocuklarda bir Frozen çılgınlığı vardı. Aile bütçesinin kim bilir ne kadar büyük kısmı Frozen temalı ürünlere gidiyordu.Academy of Management’ta yayınlanan bu makale, Disney’in “örgütsel hazırlık” üzerindeki etkisini ele alıyor. Bu yazıda çocukların iş dünyasının nasıl olacağına dair beklentilerine yer veriliyor. Griffin bir röportajında Pinokyo’nun kötü kuklacısına atıfta bulunarak “Tabii ki Disney filmlerinde karşımıza böyle çıkıyor diye herkes patronunun Stromboli olacağını düşünmüyor. Fakat yöneticiler de sırf çalışanları genç diye dünkü çocuk muamelesi yapmamalı.” diyor. Bir yandan popüler kültür bir yandan Disney, yönetici motivasyonları ve eylemleri hakkında gençlerin zihinlerine olumsuz mesajlar gönderiyor. Bu karanlık öğretilerle mücadele etmek de gerçek hayattaki liderlere düşüyor.Patronunuz empati yoksunu bir imparator ya da korkunç bir öküz mü?Griffin ve Learmonth, Disney’in 56 animasyon filmini incelediği çalışmasında iş dünyasıyla ilgili tekrarlayan beş ana tema tespit etmiş. Bunlardan ilki tehlikeli, şartları kötü ve tatmin etmeyen bir işte çalışmak zorunda olmak. Tıpkı Dumbo’nun sirkte ıstırap çekmesi gibi. İkincisiyse kahramanı yıpratan o işten kurtulduktan sonra bir daha çalışmaması. Taştaki Kılıç’ta ne olmuştu? Güçlü büyücü Merlin, Arthur’u yorucu mutfak işlerinden kurtarmak için sihir yapmış, işleri otomatikleştirmişti. Artık mutfaktaki yorucu ve kirli işleri yapmak zorunda kalmayan Arthur da kralın yaveri oluvermişti.Disney’in tam 35 filminde yöneticileri tarafından manipüle edilip aldatılan kahramanlara rastlarız. Şirketin hem ilk yapımlarında hem de günümüzde çıkan filmlerde çalışan-patron ilişkisi hâlâ peri masallarındaki gibi, son derece gerçeklikten uzak işleniyor. Tıpkı Stromboli’nin dediği gibi “Pinokyo, şimdi benim için çok para kazanacak, yaşlandığında da şömineme odun olacaksın.” Disney’in güncel filmlerinde hepimizin iş hayatından aşina olduğu meseleler ve söylemler de yerini almış. Mesela 2016’da beyaz perdeye giren Zootropolis: Hayvanlar Şehri’nin baş kahramanı genç tavşan Judy Hopps’un hikâyesine bakalım. Şehrin ilk tavşan polisi olan Hopps göreve başladığında Afrika mandası Şef Bogo onu otopark görevlisi olarak çalıştırır. Küçük memeli hayvanları hor gören Şef Bogo, Hopps’a yapmadığını bırakmaz. Hor görmekle kalmaz, psikolojik şiddet de uygular. 2000 yapımı Şaşkın İmparator filmindeyse Kuzco yaşı kemale ermiş kadın danışmanını şu sözlerle kovar: “Küçülme sebebiyle işinize son verildi. Farklı bir yönde ilerleyeceğiz. Sözleşmenizi yenilemiyoruz. Tercih senin.” Danışman da ABD Eşit İstihdam Fırsatları Komisyonu’na (EEOC) başvurmak yerine eski patronunu lamaya dönüştürür. Griffin “Bu film resmen altı yaşında çocuklara işyerinde maruz kalınan yaş ayrımcılığını gösteriyor.” diyor. Gelecek Vadeden PrensesAraştırmacılar bu çalışmayı yaparken Disney’de iyi tasvir edilmiş bir patron örneği bile bulamamış desek yeridir. Griffin “Disney oldukça büyük bir şirket. Üstelik kendini iyi bir insan sayan birçok başarılı yönetici olduğuna da eminim.” diyor. Ayrıca Disney’in Bir Noel Şarkısı’nın Ebenezer Scrooge’undan Simpsonlar’ın Bay Burns’üne kadar popüler kültürün kötü niyetli patron geleneğine yer vermekte kararlı olduğuna dikkat çekiyor ve “Uzun yıllardır her yöneticinin de kötü olmadığını tasvir eden bir külliyat yok değil. Fakat yine de bu yöneticiler öyle bir yansıtılıyor ki sanki çıkıp bir fincan kahve içmeye bile tahammül edilemez gibi algılanıyor.” diyor.Bu filmlerde çocuklara verilen mesaj net. İşe girdiyseniz canınızın çıkarılmasına hazır olun. Tabii küçük yaşta gönlüne hırsın sıcak ateşi düşen çocukların çıkaracağı mesaj, bu şirketlerde yalnızca zorbalık yaparak başarılı olacakları. Griffin bir de, “Disney filmlerini izleyenler sürekli agresif ve otoriter yöneticilerin başarılı olduğu imgesine maruz kalıyor.” diyor. Disney filmlerinde iyi patronlarına nadir rastlasak da iyi bir lider olma potansiyeline sahip liderler de yok değil. Mesela Prenses ve Kurbağa. Duke’ün kafesinde garson olarak çalışan Tiana uzun saatler mesai yapan ve patronu tarafından hiç mi hiç saygı görmeyen bir karakterdir. Ne zamanki Tiana içinde yanan girişimcilik ateşini fark edip restoranını açma hayalleri kurmaya başlar, o zaman işler değişir. Griffin “O sahnede Tiana’nın kendi patronundan çok daha iyi bir yönetici olacağını anlıyorsunuz. Ve onun yaptığı hataları yapmayacağını…” diyor.Kapanışı Frozen’la yapalım. Kontrol edemediği gücünden korkan Elsa, Arendelle’in yönetiminden çekilir. Filmin sonunda içindeki insanlığı yeniden keşfeder ve kendini iyi bir lider olmaya adar. Learmonth “Prenses Elsa ve kız kardeşi Anna zayıf ve savunmasız yönlerinin farkında. Bu eksiklikleri gidermek için giriştikleri mücadele takdire şayan.” diyor. Bu yazı, Inc. Türkiye Eylül 2024 sayısında yayınlanmıştır. Abonelere özel çok daha fazla içerik için şimdi size özel tekliflerimizi inceleyin!