Etkili bir yönetim icra etmenin sırrı, çalışanlara dokunabilmek ve üzerinde mutabık kalınmış hedeflere dayalı ilişkiler kurabilmekte saklı. Fakat bu hiç kolay bir iş değil. Üstelik bu yoldaki muhtemel engellerden biri duygusal zekâ eksikliği. CNBC’de çıkan yazılarının yanı sıra Letting Go of Your Ex isimli yeni kitabıyla da şu sıralar gündemde olan psikolog Courtney S. Warren duygusal zekâyı, “Kendimizin ve başkalarının hislerini kavrayabilme ve ölçme becerisi.” olarak tanımlıyor. Harvardlı psikolog, düşük duygusal zekâya (EQ) işaret eden ifade ve tepkilerle bu tuzak cümlelerden kaçınmanın yollarını ele aldığı oldukça faydalı bir liste hazırladı. Kişinin kendisi ve başkalarıyla iletişim hâlinde kalabilmesini sağlayan bir rehber niteliğindeki bu liste, duyguları düzenlemizi sağlayarak sözsüz ipuçlarına karşı daha uyanık olmamıza ve ilişkilerimizi güçlendirmeye de yardımcı olabilir.İşte düşük duygusal zekâ uyarısı veren bazı cümleler:1. “Değişmeyeceğim. Ben buyum.”Yüksek duygusal zekâ, büyüdükçe evrilme becerisine işaret eder. Eksikliği de tam tersine. Düşük EQ’lu insanlar değişime direnmeye ve daha sivri, daha köşeli olmaya meyillidir. Warren, “Sarsılmaz hükümlere sahip olmak önemli, fakat yeni ihtimallere açık olmak da öyle.” diyor.“Ben buyum.” yerine şu ifadeleri kullanabilirsiniz: “Söylediklerini bir düşünmem gerek. Biraz ağır geldi ama geribildirimlerine kendimi kapatmak istemiyorum.”2. “Nasıl hissettiğin umrumda bile değil.”Başkalarının hislerini tamamen görmezden gelmek düşük EQ göstergelerinden biri. Hem de insanlarla, özellikle de zor bir süreçten geçildiği zamanlarda empati kurabilme becerisinin yoksunluğunu ortaya koyuyor. Buna benzer davranışlar, karşılıklı yararın gözetildiği ve desteğin önemsendiği ilişkiler kurmayı da doğal olarak zorlaştırıyor.Peki alternatifi ne? Warren şunu öneriyor: “Kötü hissettiğine çok üzüldüm. Şu an sana nasıl yardımcı olabilirim?”3. “Senin yüzünden böyle hissediyorum.”Hemen suçu atacak bir yer aramayan ya da kötü hislerin dış dünyadan kaynaklandığını düşünmeyen insanların daha yüksek duygusal zekâya sahip olduğu söylenebilir. Hatta bu kişiler duygularının, içinde bulundukları koşulları nasıl algıladıklarıyla şekillendiğini de kavrayabilir. Bu noktada şu gerçekle yüzleşmek gerek: Duygularınızı yönetmek ve onarmak sizden başka kimsenin sorumluluğunda değil. Aslında kötü hisler bile kendinizi anlamak ve sınırlar çizmek adına birer fırsat. Warren içinde bulunduğunuz durumu nasıl algıladığınıza dikkat etmenizi tavsiye ediyor ve şöyle diyor: “Şu an duygularım sel gibi taşıyor. Bu durum sanki ………… gibi.”4. “Yanılıyorsun.”Duygusal olarak zeki insanlar geribildirim ister ve bu geribildirimler üzerine, en küçük detayı bile atlamadan dikkatlice düşünür. Katı olmak ve bakış açısında ısrar etmek yerine, karşısındaki insanın deneyimlerini ve buradan hareketle de onun bakış açısını anlamaya odaklanır.Warren, “Olayları senin gibi görmesem bile bakış açını öğrenmek istiyorum.” diyerek karşınızdakinin hislerini anlamayı öneriyor: “Neden böyle hissettiğini anlamama yardım eder misin?”5. “Kafayı mı yedin?”Aşırı tepki verme ya da darılma güdülerine direnmek de önemli bir duygusal zekâ göstergesi. Ayrıca güçlü bir özfarkındalığa ve özsaygıya işaret ediyor.Warren bunun yerine şunu öneriyor: ”Görüyorum ki bir şeyler için ciddi bir çaba sarf ediyorsun. Bana darıldığını söylesen de galiba tepkin benim davranışımdan çok, senin geçmişinle alakalı. Sence bu doğru mu?”6. “Seni affedemem.”Bir başkasının bakış açısını görebilmek, hata olarak algılanan durumların üstesinden gelmeye yardımcı olabilir.Peki nasıl? Warren’a göre, “Şu an seni affetmek benim için gerçekten zor. Yine de öfkemi ve dargınlığımı bir kenara bırakmak için uğraşıyorum. Bunu telafi edip ileriye bakabilmeyi ben de isterim.” demek bu anlamda etkili bir adım.7. “Hissettiklerin çok saçma.”Duygusal zekâsı yüksek insanlar için kendini mercek altına almak, en az bir başkasını almak kadar kolaydır. Warren, böyle bir duruma şu şekilde yaklaşmayı öneriyor: “Şu an yoğun hisler içinde olduğunu görüyorum, bu gayet makul. Böyle hissetmenin nedenini tam olarak kavrayamasam ve seninle aynı fikirde olmasam da seni anlamak istiyorum. Lütfen bana hislerinden biraz daha bahseder misin?’”Bu uyarı ve alternatif cümleler, kelimesi kelimesine takip edilmek zorunda değil. Size duygusal zekânızı geliştirme garantisi de vermiyor. Ama profesyonel hayatta karşılaşabileceğiniz stresli durumların üstesinden gelmenin farklı yollarına ışık tutuyor. Orijinal yayın tarihi: 11 Aralık 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazarın kendisine aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.