Bir ebeveyn olarak en sık duyduğum şey: “Zamanla kolaylaşacak.” sözü. Üstelik bu öğüt her daim beklemem gereken bir “dönüm noktası” olduğu varsayımıyla beraber geliyor. “Geceleri deliksiz uyumaya başladıklarında kolaylaşacak. Kendi kendilerine yemek yemeye başladıklarında kolaylaşacak. Tuvalet eğitimini hallettiğinde; iki, üç ve dört yaş sendromlarını atlattığında ya da bebek koltuğuna geçtiğinde…”Kızım sekiz yaşına çoktan bastı. Tüm bu dönüm noktaları boyunca hem neşeli hem de zorluklarla dolu birçok anımız oldu. Bitmesini hiç istemediğim günler ve bazen de bir ömür gibi gelen geceler… Hepsi bir yana, ben bu tecrübelerimle ebeveynliğin dünyanın en zor ama aynı zamanda en değerli deneyimi olduğunu öğrendim.Şimdi siz muhtemelen “Bu Denise girişimcilikle ilgili yazılar yazdığı köşesinde bugün neden ebeveyn olmaktan bahsediyor.” diye soruyorsunuz. Birbirinden alakasız gibi görünen ebeveynlik ve girişimciliğin birçok ortak noktası var. Mesela işlerin bir noktada giderek kolaylaşacağı düşüncesi… İnanın, bu bir şehir efsanesinden ibaret. Yedi yıl önce Partake’i kurduğumda pazarlama, operasyon, finans ve satış birimlerinin başında tek kişilik dev kadro olarak çalışıyordum. Malzeme temini, finans yönetimi, ürünlerin dağıtımı ve raflara ulaşan ürünlerin satışı gibi öğrenmem gerek tonla şey vardı. O zamanlar mağaza mağaza gezip kaç tane tanıtım yaptığımı hatırlamıyorum bile. Ama şöyle düşündüğümü anımsıyorum: “Dağıtım operasyonlarımız gelişince kolaylaşacak.”Tabii ki dağıtımdaki operasyonumuz yavaş ama istikrarlı bir şekilde gelişti. İşler bir gecede aniden kolaylaşmasa da en azından ilk müşterilerimizin ne aradığını ve yeni bir fikri dünyaya nasıl tanıtacağımı öğrendim.Üzülerek söyleyeceğim ama zorluklar hiç bitmedi. Ürünler 350 farklı mağazada satılmaya başlayınca tek başıma yetemiyordum, tam zamanlı çalışanlara ihtiyacım vardı. Yeni tatlar ve dokular ekleyerek ürün yelpazemizi genişletmek gerekiyordu. Bir yandan da nakit akışına yetişmeye çalışıyordum. Kredi kartlarımın limitini artırabildiğim kadar artırdım. Hesabımdaki $401 bini sonuna kadar kullandım. İnanmayacaksınız ama nişan yüzüğümü bile sattım. Bu süreçte tuttuğunu koparan biri olmayı öğrendim. Harcadığım her kuruşun getirisini hesaplamayı öğrendim. Yine de kendimi hâlâ “VC fonu aldığımızda işler kolaylaşacak.” derken buluyordum.Marcy Venture Partners’la gerekli başlangıç sermayesini tamamlamak için bir yıl boyunca kaynak aradığımızda VC dünyasından henüz haberimiz yoktu. Ne tecrübemiz ne de bir bağlantımız vardı. Tahmin edeceğiniz üzere parayı bulduğumuz o gece de bir şeyler değişmedi. Peki sonra ne oldu dersiniz? Ben yine, “Ulusal dağıtım ağına ve beni destekleyen bir ekibe sahip olduğumda eminim ki işler kolaylaşacak.” diye düşündüm.İlk ulusal perakendecimiz Target’la anlaştığımızda ekibi büyütmeye başladık; yönetim kurulu, altyapı ve liderlik takımını belirledik. Bu süreç benim için oldukça öğreticiydi. Partake’in değerinin farkına varıp inşa ettiğimiz şeye inanan yatırımcılar bulmanın kıymetini anladım. Yıl 2020’ydi. Pandeminin getirdiği belirsizliklerle dolu bu dönemde ilk kez hem insan yönetimini hem de bir şirket kültürü oluşturmayı öğrenmem gerekiyordu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de bu işleri uzaktan yapmam gerekti. Tahmin edeceğiniz gibi ben o sırada, “Ekipleri oluşturduğumuzda eminin her şey daha kolay olacak.” diye düşünüyordum.Taşlar yerine oturdukça bazı şeyler kolaylaştı. İşin sırrı da zaten bu değil mi? Sen geliştikçe işler kolaylaşacak ki yeni gelenlerle mücadele edebilesin. Şimdilerde yeni misyonum kurucu ve CEO rollerini ayırt etmeyi öğrenmek. Artık ekip arkadaşlarıma daha fazla görev devredebiliyorum. Böylece hem ekibime hem de bir lider olarak kendime güvenim artıyor.Liderlik kasım geliştikçe ekibim ve şirketimin de geliştiğini gözlemledim. Fakat “işler giderek kolaylaşacak” düşüncesini yapısöküme uğratıp yeniden kurgulamakta fayda görüyorum. Burada içselleştirmemiz gereken şey kesinlikle “gelişim”. Böyle düşünmek bana fazlasıyla huzur veriyor. Tabii ki düşünce yapımdaki bu değişim gökten zembille inmedi. Kendimi yavaş yavaş bu çerçevede düşünürken buldum. Ve artık bu “kolaylaşma” safsatasının peşinde koşmuyorum. Bilinçli ve gündelik çabalarla kutlanacak anlar yaratmaya ve yolculuğumun tadını çıkarmaya çalışıyorum. Tıpkı ebeveynlikte olduğu gibi, kurucu kimliğimde de özgüven ve direnç kazanacağımı biliyorum.Siz de benim gibi “işlerin kolaylaşacağı” anı bekliyorsanız, sizi yolculuğun kendisini kucaklamaya davet ediyorum. Şu an mücadele ettiğiniz her ne varsa sizi temin ederim ki geçecek. Sonunda hem işiniz hem de siz daha da güçleneceksiniz. Sadece, işlerin kolaylaştığı uzak bir geleceği hayal etmekten vazgeçip yola odaklanın ve devam edin.Orijinal Yayın Tarihi: 16 Kasım 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.