7 Mayıs 2024 Salı sıradan bir gündü. Steve Albini zamanki gibi uzun uzun çalışmış, stüdyoyu ertesi günkü kayıt için stüdyoyu hazırlamış ve eve doğru yola çıkmıştı. Ünlü ses mühendisi bir haftadır Electrical Audio stüdyosunda Şikago’nun yerel grubu FACS’ın altıncı albümünü kaydediyordu.1997’de Şikago’nun Avondale mahallesinde kayıt yapmak için iki katlı tuğladan yapılmış mekânını açtığında 35 yaşındaydı. Daha o zamanlar bile kendi kuşağının en ünlü ses mühendisiydi. Şöhretini hem “plak yapımcısı” unvanına hem de geleneği reddeden fikirlerine borçluydu. Bir de bu stüdyoda kaydettiği alternatif müziğin öncüsü üç albüme: 1988 Pixies kaydı Surfer Rosa, PJ Harvey’nin Rid of Me’si ve Nirvana’nın stüdyo albümü In Utero. Albini’yi efsaneleştirense Nirvana kaydı esnasında yaşananlardı. Bu albümü kaydetmek için sadece $100 binlik sabit bir ücret talep etmişti. Bunun sebebi asıl kârın plak şirketine değil de sanatçılara kalmasını istemesiydi. İşte Büyük Albini’yi büyük yapan da bu ince düşüncesiydi. Sadece grupların müziğini kaydetmekle kalmadı, kendisi de müzik yaptı. Big Black (1981-1987) ve Shellac’le (1992-2024) yaptığı müzik, Kuzey Amerika’da punk akımı sonrası ortaya çıkan noise rock tarzının gelişimini de etkilemiş.Ofise gittiği her gün yaptığı gibi Albini yine, üstüne geçirir geçirmez bir araba tamircisine büründüğü mavi tulumunu giymişti. Parmağında alyansı, gözlüğü, sırtına stüdyonun logosundaki “E” harfinin basılı olduğu tulumu ve göğüs cebinden çıkan bir sürü kalemi vardı. İlk bakışta tesisatçıyı andırıyordu ki zaten Albini de kendini sık sık tesisatçıya benzetirmiş. Fakat arp sanatçısı Joanna Newsom’dan proto-punk grubu Stooges’a, Electrical Audio’nun tüm müşterileri için o bir sanatçıydı. Çoğu kayıt prodüktörünün doğal ve ham sesi yakalama açısından, neyi gizleyip neyi iyileştireceğini tespit etme konusunda nadir bir yeteneği vardı. 1993’te MTV’deki bir programa katılan PJ Harvey, Albini’nin kayıtlarının “Bir gruba bedel.” olduğunu söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Hayatımda Steve gibi bir adam tanımadım. Bir davul kaydı yapardı. Sanırsınız davul kulağınızın yanında çalıyor. Müzik sanki kayıt işleminden geçmemiş ya da hoparlörlerden çıkmıyormuş gibi. Sesi gerçekten hissedebiliyorsunuz.” Peki bu işin sırrı ne? İlk iş, sesi doğru yakalayacak mikrofonların seçimi ve yerleştirilmesi. Albini 61 yaşında evinde kalp krizi geçirip hayatını kaybetmeden önceki son saatlerini de ertesi günkü kayıt için stüdyoyu hazırlamakla geçirmiş. FACS’ın gitaristi ve solisti Brian Case onu son görüşünü şöyle anlatıyor: “O akşam 19.30 civarı artık duralım dedik. Çarşamba sabahı 10’da buluşmak üzere sözleştik. Meğerse o gece Albini’yi kaybetmişiz.” Albini’nin seveni çoktu. Birlikte çalıştığı Led Zeppelin’den Jimmy Page ve Pulp’tan Jarvis Cocker gibi isimler onu hayranlıkla yâd etti. Hatta Cocker 2009’da Electrical Audio’da bir kayıt anında “sektör tarafından yutulmadan nasıl hayatta kalınacağı ve müzik yapmak için nasıl çalışılacağı” hakkında çektiği nutuğu hatırlıyor. Analog kasete kayıt yapma tutkusunu ve büyük plak şirketlerinin gelecek vadeden gruplardan kâr ederken onları nasıl daha da borca batırdığını anlattığı, 1993’te yazdığı The Problem With Music adlı makalesi de bol bol hatırlandı. Hafızalara kazınan Albini’ye dair bu güzel anıların dışında ekibi için önemli bir sorun vardı: Mirasını, yani bu işi yaşatmak mümkün mü?Yıllar boyunca verdiği tüm röportajlarda bu ünlü ve sıcakkanlı mühendisin ağzından, kepenk kapatmamak için tavizsiz disipliniyle ayda ortalama $30 bin kazanması gerektiğini duyduk. Albini’nin sözlerinin meali şuydu: Bazen bir haber geliyor, bir grup stüdyoyu altı aylığına kapatıyormuş. Böyle anlarda çalışanlar stüdyolarının geleceğine saatler içinde karar vermek zorunda kalıyordu tabii. Müzik endüstrisinin çökmesini engelleyen, küçük işletmelerin oluşturduğu hassas ekosisteminin merkezindeki stüdyoları…ABD’deki kayıt stüdyoları, müzik prodüksiyonundaki son aşamanın yapıldığı kayıt mastering tesisleri ve vinil baskı fabrikaları çoğunlukla birbirinden beslenen küçük işletmelerdir. Yani stüdyolar nezdinde rock grupları, yollara düşmediği ve albümlerini doğrudan hayranlara satmadığı durumda kesesini dolduramayan küçük işletmelerden ibaret. Her albüm hem bir sanat eseri hem de ticari bir girişim. Bu iki yön de ancak küçük işletmelerin yaptığı işbirliğiyle mümkün. Ve tabii düşük kârlar ve büyük bir toplumsal gururla…Bakın FACS’ın tüm kayıtlarını yayınlayan Şikagolu plak şirketi Trouble in Mind’ın kurucu ortağı Bill Roe ne diyor: “Bu zengin olmakla alakalı değil. İster bir vinil üretim tesisiniz ya da kayıt stüdyonuz olsun ister plak şirketi yönetin ya da bir müzik grubunun üyesi olun. Her halükârda bu mesele sanatın hamisi olmakla ilgili.”8 Mayıs Çarşamba sabahı Electrical Audio çalışanları, müzik sitesi Pitchfork, Albini’nin ölümünü haber vermeden saatler önce bir telefon aldı. Ardından stüdyoya akın ettiler. İlerleyen saatlerde Albini’nin eşi Heather Whinna ekibi karşısına alıp işi devam ettirmek isteyip istemediklerini sormuş. Stüdyonun yöneticisi ve mühendislerden Jon San Paolo tereddütsüz “Evet.” demiş. Paolo “Bu lafımın üstüne Whinna bize her imkânı sundu.” diyor.Ilık bir eylül sabahı Electrical Audio’yu ziyaret ettiğimde mühendis ve ofis müdürü Taylor Hales beni Stüdyo A’ya götürdü. Albini ölmeden önceki saatlerini burada mikrofonları düzenleyerek geçirmişti. Bu hazırlık onun için sıradan ama önemliydi. Bu art-rock üçlüsü FACS’ın Wish Defense albümünü kaydetmeye devam edeceğinin işaretiydi. Personel mühendisi Greg Norman “Stüdyonun her an kayıt alınacakmış gibi hazır olması, işlerin devam ettiğini hissettiriyordu.” diyor.FACS grubunu albümü bitirmesi için davet ettiler. Sonuçta grup stüdyoya gelene kadar geçen sürede çok çalışmıştı. Üstelik profesyonel müzisyenler dışındakiler şarkıları yazmak ve provalar yapmak için işlerinden izin bile almıştı. Norman’a sorarsanız bu davet Albini’nin ölümünden sonra işleri yoluna koymanın ilk adımıydı. Tüm ekip Albini’nin başlattığı işi devam ettirmek istiyordu. Norman “Devam ettirmek zorundaydık.” diyor. 9 Mayıs Perşembe günü bir günlük yastan sonra Stüdyo A bas, gitar ve davul sesleriyle yeniden hayata dönmüş. Albini’nin stüdyoya bıraktığı miras Wish Defense’in sound’undaki etkisinden ibaret değil. Electrical Audio lisanslı ürünlere ilgi epey artmış. Her ay ortalama $15 bin değerinde şapka, tişört ve kahve fincanı satıyorlarmış. Anlaşılan meşhur ses mühendisi Albini’nin iş yükü sebebiyle stüdyonun kaybettiği gelir geçici olarak telafi edilmiş. Hales “Steve stüdyonun yıldızıydı. Hâliyle kaşesinin de bir bedeli vardı.” diyor. Steve Albini’nin FACS grubuyla Electrical Audio’daki son kayıt günü. Soldan sağa grup üyeleri: Jonathan van Herik, Noah Leger ve Brian Case.Bu stüdyoda işin ekonomisi basit. Electrical Audio’daki iki stüdyodan büyük olanının günlük kirası $750, küçük olanınınsa $550. Ses mühendislerinin ücretiyse kira bedeline dahil değil: Hales ve San Paolo gibi mühendisler günlük $225 alırken, daha deneyimli Norman $400 alıyormuş. Albini’yse günlük $900’a çalışıyormuş. Kısacası stüdyonun gelirinin yarısı Albini’den geliyormuş. Ayrıca Albini Shellac’tan ve dünya çapında prestijli bir poker turnuvası olan World Series of Poker’dan iki şampiyonluk bileziği kazandıran iskambil tutkusunu da paraya çeviriyormuş. Hâliyle mühendislikten elde ettiği gelirin bir kısmını Electrical Audio için kara gün akçesi olarak biriktiriyormuş.Hales “Electrical Audio birlikte çalışan iki stüdyo gibiydi. İlki dünyanın dört bir yanından Steve’le çalışmak için gelip tomarla para ödeyen müşteriler içindi. İkincisiyse bir tür yerel kayıt stüdyosuydu.” diyor.Stüdyoda görece az kazançlı kayıt projelerinde böylesi yüksek hacimli ticaret oluşturmaları Albini’nin emekliliğine hazırlık izlenimi oluşturuyor. Norman’la sohbetimizde bana “Geçtiğimiz 5-10 yılda, stüdyoyu Steve’in katkısından bağımsız hâle getirmek için çalıştık. Böylece kendi yağında kavrulmaya başladı.” diyor.Albini’nin ölümünden sonra bu tarz işler hız kazandı. Eylülde stüdyoyaya yaptığım birkaç ziyaretten birinde, Hales’i Studio B’de Şikagolu bir grubunun kaydını yaparken buldum. Anlaşılan Albini’nin ölümünden sonra da bu tür işler canlılığını korumuş. Bağımsız rock müzik yapan ikili neredeyse bir saat davulun sesini ayarlamaya çalıştı. Sonra öğleden önce kaydını tamamlayacakları bir şarkının denemesini yaptılar.İşler tıkırında gibi görünse de Hales, ürün satışlarının eninde sonunda azalacağının farkındaydı. Yerine koyacakları hiçbir şey Albini’nin getirdiği geliri kazanmaya yetmeyecekti. Hales “Bu tüm operasyon için sıkıntı. Alıştığımız bir gelir seviyesi var. Bu olmadan ne yapacağız, muamma.” diyor. 2021’de verdiği bir röportajda Albini, Electrical Audio’yu kurmasının bir nedeninin de daha ucuza stüdyo aramak için zaman ve para kaybeden grupları bu külfetten kurtarmak olduğunu ifade ediyor. “Sadece bana kazandırın demiyorum ki. Tabii ki para kazanmak isterim. Fakat demek istediğim, yaratıcı müzisyenlerden çıkan bu para yine bir sanatçının cebine girsin. Diyelim ki bilindik bir markadan tişört almakla bir arkadaşımdan tişört almak arasında seçim yapacağım. Tabii ki arkadaşımınkini tercih ederim.” diyor.Albini geniş müzisyen topluluğuna ve ihtiyaçlarını karşılayan çeşitli bağımsız işletmelere çok önem veriyormuş. Stüdyodaki ücretlerin mantığını şimdi anladınız mı? Electrical Audio’yu ayakta tutmak için pazar koşullarını göz ardı etmiş. Fakat bunu yaparken işçi sınıfı müzisyenlerinin hizmetlerinden mahrum kalmaması için de elinden geleni yapmış. FACS’in gitaristi ve şarkıcısı Case “Şöhreti, mikrofon koleksiyonu, kayıt makineleri ve kısaca her şeyiyle hâlâ Şikago’nun en uygun stüdyolardan biri.” diyor.Albini idealleri uğruna kurban gitmektense sert esen ekonomik rüzgârlara karşı koyabilecek bir iş kurmuş. Hales’in dediğine göre ABD doları euro ve yen karşısında ne zaman değer kaybetse Avrupa ve Japonya’dan müzisyenler Albini’yle kayıt yapmak için stüdyoya akın edermiş.Electrical Audio’nun iş modelinin bu iki kademeli yapısı, stüdyonun alt ve üst sınıf hizmet sunduğuna dair bir düşünce doğuruyor. Mesela FACS grubundan iki kişi, Norman’ın Case’in önceki grubu 90 Day Men’in bir şarkısında ses mühendisliği yaptığı 1997’den beri Electrical Audio’da kayıt yapıyor. Fakat Ekim 2023’te Seattlelı plak şirketi Sub Pop ücretleri artırınca FACS Albini’yle çalışmak istemiş. Bir de Albini’nin yakında emekli olacağına dair söylentileri duyunca onunla çalışma fırsatını kaçırmak istememişler.Case “Bir günde iki şarkı yapmıştık. Albini’yle çalıştığımız o gün gerçekten mükemmeldi. Kurulumu yaptık ve gelen o ilk ses… Harikaydı.” diyor. 1987’de 25 yaşındaki Steve Albini punk grubu Big Black’le birlikteydi. 10 yıl sonraysa Electrical Audio’yu açtı.O gün o kadar verimli ve keyifliydi ki grup kısa süre sonra Electrical Audio’nun Studio A’sında bir haftalık yer ayırtmış. Albini’ye onlarla çalışmak isteyip istemeyeceğini sormuşlar. Case “Steve ‘memnuniyetle’ demişti.” diyor. Mayısta Wish Defense’i kaydetmek üzere Electrical Audio’ya geldiklerinde Albini’nin keyfi yerindeymiş. Aynı insanlarla çalışmanın getirdiği o aşinalık ve bakışlarla anlaşma hissi vardır ya hani, işte o varmış. Stüdyodaki ikinci günün sonunda grup, bu kez ortaya bambaşka bir şeyin çıkacağının farkındaymış.Case arkada çalan müziği dinlerken hayranlıkla bana dönüp “Steve kaydetmiş gibi. Bambaşka bir ses.” diyor.BBC’nin Müziğin Sesi olarak Türkçeleştirilen Sound of Song adlı belgeselinde Neil Brand, Albini’ye verdiği iPod’da grubu Shellac’ın bir şarkısının dinletiyor. Albini’nin o anki tepkisi İngiliz seyircileri bile sevindirecek cinsten. Albini “Bana hoş gelmedi” diyor. Konuşmasının devamında kayıt yapılırken basa dair bir şey bilmediklerini fark ediyor. Albini sözlerine “Müzik kulağı olanlar ve koleksiyon yapmak isteyenler plak satın alıyor.” diye devam ediyor.2015’teki bu röportaj, plakların yeniden revaçta olmaya başlamasından çok daha önceye tekabül ediyor. Gerçi ilk plağını 1994’te, sonuncusunuysa 2024’te çıkaran Shellac gibi gruplar için plak devrimi pek de bir şey ifade etmiyor. Shellac’ın her biri Şikago’da kaydedilip düzenlenen ve bağımsız yerel plak şirketi Touch and Go’dan çıkan altı stüdyo albümü gibi, yakında çıkacak FACS albümü de şehrin müzisyen kimliğinin nişanesi: Trouble in Mind’ın finanse ettiği Wish Defense albümü, Electrical Audio’da kaydedilmiş. Şikago Mastering Service’te kayıt düzenlenmiş. Smashed Plastic adındaki yerel bir fabrikada da vinil plağa basılmış.Smashed Plastic’in en iyi yanı konumu. Andy Weber kurucu ortaklarıyla kiradan kısmak için Şikago’nun dış mahallelerinden dükkân tutmak yerine, şehrin göbeğindeki Belmont Gardens mahallesini tercih etmiş. Böylece küresel çapta bir ilgiye nail olabilmiş. Electrical Audio’ya varmak için kısa bir yürüyüş yeterli. Bağımsız plak şirketi Drag City de çalışanların test baskılarını almak için vinil plak tesisine yürüyerek gidip geleceği kadar da yakın. Weber “İyi bir semtte dükkân açarsak sektörün kalbi olacağımıza dair bir teorimiz vardı.” diyor.Hammond Organ marka elektronik üretildiği eski fabrikaya yerleşmiş ve Ekim 2018’de kapılarını açmışlar. Eylülde onları ziyaret ettiğimde Weber, plakların yeniden popüler olmasıyla artan talep üzerine Şikago’da şirketi kurduklarını anlattı. Özellikle Taylor Swift, Adele ve Ed Sheeran gibi büyük plak şirketlerine bağlı sanatçıların albümleri o kadar çok satmaya başlamış ki plak üreticileri bu yüksek talebi karşılayabilmek için bağımsız sanatçıların taleplerini geri plana itmiş. Weber “Tek bir vinil baskı makinesiyle başladık. İlk sekiz-dokuz ay ben ve ortağım Steve çalışıyorduk.” diyor.Covid-19 pandemisi de yükselen plak trendinin ateşini körükledi. ABD Plak Endüstrisi Birliği’ne göre 2022’de, Target ve Walmart gibi perakendeciler plak satışlarını 1988’den beri ilk kez 41 milyonun üzerine çıkardı. Hâliyle binlerce plak satmaya alışkın olan gruplar ve plak şirketleri artık milyonların konuşulduğu bu dönemde yarışın dışında kalma riskiyle karşı karşıyaydı. Trouble in Mind plak şirketinden Roe “Normalde bir plağın basımı en fazla dört buçuk ay sürer. Fakat pandemide bir yıl sürdüğü oldu.” diyor. Roe gibi yeterince hizmet alamayan müşteriler Smashed Plastic gibi yerel ve bölgesel vinil baskı tesislerine akın etmiş. Bağımsız plak şirketleri ve pek de meşhur olmayan sanatçıların gitgide artan talebini karşılamak için Weber ve ortağı ikinci bir baskı makinesine yatırım yaptı. Bu iki makineyle 250 plaklık küçük siparişlerden 20 binlik daha büyüklerine kadar, işi bir çırpıda yetiştirebiliyorlardı.Ekip o dönem 16 kişiye çıktı. Çoğu müzisyen olan personel de turne zamanı geldiğinde haftalarca izin alabildikleri bir patron buldu. Albini’nin aksine personelin çoğu bir grupta çalıyordu. Burada yaratıcılıklarını geliştirecek yeterli zamanları vardı. Sonuçta Electrical Audio’da yapılacak birkaç kayıtla kiralarını ödeyebiliyorlardı. Albini’yse Electrical Audio ürünleri ve sınırlı sayıda üretilen özel yapım ses kayıt ekipmanlarını satarak ekibini destekliyordu. Weber de şirketi programın gerisine düşürebilecek ve maaşların ödenmesini geciktirecek ekipman sorunlarına karşı bir önlem olarak yeni bir baskı makinesi satın almanın gerekli olacağını fark etti. Şirket normalde nakit sıkıntısı çekmiyordu. Fakat Smashed Plastic’in iş yapmasını sağlayan $250 binlik baskı makinelerinin Kuzey Amerika’daki tek tedarikçisinden alınacak yeni makine için kasada yeterli para yokmuş.Weber ve ortağı bu nakit sorununu işlerine ilgi duyan, 30 yıldır Şikago’nun en başarılı ve üretken grubu olarak nam salmış Wilco’nun solisti ve gitaristi Jeff Tweedy’ye giderek çözmüş. 2022’de Tweedy şu an şirkete gittiğinizde karşınıza çıkan ilk baskı makinesi için $250 bin ödemiş. Bu üçüncü makineyle Smashed Plastic üretime devam edebilmiş. Geçen yıl 50 bin uzunçalar plak sipariş eden Chance the Rapper gibi ana akım müşterilerden gelen büyük siparişleri de bu makine sayesinde yetiştirebilmiş. Bu durum hızlı büyümesini, siparişleri daha büyük baskı tesisleri tarafından geciktirilen müşterilerin ihtiyaçlarına hızlı yanıt vermesine borçlu olan bir işletme için hayati. Bana gönderdiği e-postada Tweedy, Wilco’nun Şikago’lu müzisyenlere hizmet veren yerel işletme ekosistemine hoş bir katkının parçası olma konusunda “enerji” verdiğini söyledi.Tweedy “Smashed Plastic’le yazdığımız şarkıları birkaç km ötede plaklaştırabiliyoruz. Tarladan sofraya gibi bir şey. Şirkete yaptığımız yatırımın karşılığında daha fazla albümü daha hızlı teslim alıyoruz. Yürüme mesafesinde baskının yapılması ve test baskısını dinleyebilmek gibi avantajlar sürecin bir parçası gibi hissetmemizi sağlıyor.” diyor.Tesisteki turumuz sona erdiğinde Weber bana Şubat 2025’te piyasaya çıkacak Wish Defense uzunçalarının doğum anına şahit olma fırsatı verdi. Üretim alanının hemen ilerisindeki ofiste, yakında piyasaya çıkacak albümün test baskısını yaptı. Ardından pikaba yerleştirdi. Plak dönmeye başladığında hoparlörlerden sessizliğin yükselen sesi duyuluyordu. O an geçen yaz Electrical Audio’da birkaç gün boyunca albümü miksleyen deneyimli prodüktör John Congleton’ın söylediklerini hatırladım: “Kayıt yaptığımız o günlerde Steve’in aramızdan ayrılışı hepimiz için çok ağırdı.” Fakat onun da grup üyeleriyle arası iyiydi. Yıllar içinde Electrical Audio’da sayısız grubun şarkılarını kaydetmiş. Congleton “Kayıt alma süreci benim için çok keyifliydi. Ta ki son şarkıya gelene kadar. O an ‘Kendine hâkim ol. Bu son.’ diye kendimi telkin ettim.” diyor.Çok geçmeden ilk bas notaları kulağıma çalındı. O an Albini’nin ben daha lise birdeyken satın aldığım Pixies albümündeki Surfer Rosa şarkısındaki kusursuz işçiliğini duyuşumun üzerinden 30 yıl geçtiğini fark ettim. Resmen sese dokunduğumu hissettim. Bunca yıl sonra bile Albini canlı müziği plağa aktarma yeteneğinden hiçbir şey kaybetmemiş.Albini’nin Electrical Audio’yu nasıl yönettiğinden de bahsetmek isterim. Kolektif yönetim yapısına sahip girişim bu özelliği sayesinde Albini’nin ölümünden sonra da hayatta kaldı. San Paolo “Stüdyonun kendi kendini idame ettirmesini arzuluyordu. Albini bize ‘Şunu yap, bunu yap.’ demeden yönetilmesini istiyordu.” diyor.Stüdyo çalışanları Albini’nin hayal ettiği gibi bağımsız çalışıyor. “Bunu nereden anladın?” diye sorarsanız, Albini’nin ölümünden dört ay sonra ekibin bana gelip "Burada artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacak." demesinden... Merhum kurucusunun mirasını müzeye çevirmekten ziyade bir işletme olarak devam etmek için stüdyonun sunduklarını çeşitlendirmesi gerektiğini ivedilikle idrak etmişler.Var olanın üzerine strateji inşa ederek başlamışlar. Albini'nin kayıt seansları sırasında giydiği gibi Electrical Audio logolu tişört, şapka ve tulumların yanı sıra şirket özel yapım küçük kayıt ekipmanları da satıyor. Stüdyo bahsi geçen ekipmanlardan üç seçenek sunuyor: The Electrical Audio Mid Side Matrix ($1.150), birden fazla mikrofon kullanıldığında içinden çıkılmaz bir hâl alabilen stereo kayıt tekniğinin kurulumunu basitleştiriyor. EAPreQ ($2.250) mikrofon kaydı için kullanılan bir ön amfi. EA DI, yani “doğrudan enjeksiyon”un kısaltması anlamına gelen $250 değerindeki bu kutuysa bir enstrümanı amplifikatörden geçirmeden doğrudan kaydetmek için kullanılıyor.Norman olası sorunları çözmek için tasarlanan bu cihazları hem kendi stüdyosunda hem de diğer stüdyolardaki mühendisler için sınırlı sayıda üretiyormuş. “Stüdyolar küçülürken ekipman çeşitliliği artıyor. Herkesin kendi kayıt düzeneği var. Mikrofonlar, kompresörler, kayıt ekipmanları ve daha aklınıza gelebilecek nicesi… Bu ihtiyaçların sonu yok.” diyor.Durumu daha detaylı açıklayan Hales “En büyük rakibimiz diğer stüdyolar değil. Diğerlerini rakip olarak bile görmüyorum. Hepimiz aynı gemideyiz. Artık müşteriler stüdyoda kayıt yapacakları paranın daha azına bir arayüz ve mikrofon satın alıyor. Ardından kendi kayıtlarını kendileri yapıyorlar. İşte biz tam olarak bununla mücadele ediyoruz.” diyor. Albini’nin pragmatizm ve punk kuşağının kendin yap felsefesine bağlılığıyla gelen gelir akışı, insanların kendi evlerinde bilgisayarlarıyla müzik kaydettiği bu çağda Electrical Audio’ya kâr etme şansı verebilir.Norman’ın 15-20 yıl öncesine kadar endüstri standardı olarak tanımladığı büyük, eski, pahalı analog teyplerle kayıt yapmaya devam etmek, kâr etmelerinin bir başka yolu. Ona göre çok az sayıda stüdyo analog ekipmanlarını koruyup işini sürdürebiliyor. Electrical Audio bu analog bantlarla alınmış kayıtların remiks veya remaster işlemi yapılmadan önce mutlaka yapılması gereken bant transferi işlemleri için doğru adres. Bugüne kadar kaydedilmiş milyonlarca saatlik kaydın yeni formatlarda yayınlanabilmesi ya da eski sanatçıların vinil plak formatında yeniden yayımlayabilmesi için dijital ortama aktarılmayı bekliyor.Hem Hales hem de Norman evde kayıt yapmanın zorluklarının Electrical Audio’nun yeniden toparlanmasına yardımcı olacağına inanıyor. Eylülde Hales’le, Studio B’yi gören ikinci kattaki kontrol odasında oturuyorduk. O sırada beklentisinin zamanlaması konusunda biraz gergin olduğunu fark ettim. Pek çok insan Albini’yi sadece başarılı bir müzisyen ve mühendis olduğu için değil, fikirlerini açıkça dile getirdiği için de seviyormuş. (Bir keresinde arkadaşları Albini’nin beğenmeyeceğini düşündükleri bir kayıt alınca Albini herkesin önünde ne kadar kötü olduklarını dile getirmekten çekinmemiş.) Fakat Hales’e göre satışa çıkarılan ürünlere ilgi de sönüp gidecek, o zaman yeni gelir kaynaklarına ihtiyaç duyacaklardı.Tweedy’ye göre Şikago’daki “modern zamanların müzik üreticileri ve yapımcılarının bolluğu” bir diğer umut kaynağı. Şikago müzik üretim endüstrisinde köklü bir şehir. Burada bir hayli kayıt şirketi, kayıt ve mastering stüdyosu ve kayıt onarım dükkânı bulunuyor. FACS üyesi Case de Şikago’nun nispeten uygun fiyatlı olmasının “şehrin gelir düzeyi düşük müzisyenleri arasında rekabetten çok destekleyici fırsatlar yaratma” imkânı sunduğunu söylüyor.Eylülde Electrical Audio’ya yaptığım ziyaretlerden birinden sonra Case’le bir kahve içme fırsatım olmuştu. Hales’le gezimizin ardından Stüdyo B’de yapacağı yeni kayıt için hazırlanmaya başladı. Sürekli bir gün Electrical Audio’nun da İngiltere’nin meşhur kayıt stüdyosu Abbey Road’un Amerika versiyonu hâline gelebileceğini söylüyordum. Yani Electrical Audio’nun şöhretini getiren ünlü isimlerden azade kendi kimliğini oluşturup müzik dünyasında kalıcı bir kurum olabileceğini düşünüyorum. Kahve içerken Case’e Stüdyo B’deki kayıt esnasında dikkatimi çeken bir şeyden bahsettim. Grup yanında bir videografiker getirmişti. Hales’in söylediğine göre Albini’yle yapılan kayıtlarda sık rastlanırmış. Çoğu grup için Albini’yle kayıt yapmak hayatta bir kez yaşanan önemli bir anmış. Albini’nin ölümünden sonra bu bana daha da anlamlı geldi.Albini bu stüdyonun ruhuna işlemiş bir isim. Yıllar sonra başka bir grubun Studio A’ya girdiğinde duvarlarda, ekipmanlarda ve mikser masasındaki tüm aletlerde, Albini’nin duymadan son nefesini verdiği FACS albümünü tamamlamak için bırakmış olduğu mikrofonlar kadar özel bir şey görebileceğini hayal ediyorum. Bu stüdyoyu onu inşa eden adamın bir mirası olarak gördüklerini düşlüyorum. Albini’nin Electrical Audio’yu yaratırken aldığı her karar, bir gün başka bir grubun, kendilerine özgü bir ses bulmasına yardımcı olacak bir rehber niteliğinde. Bu yazı, Inc. Türkiye Ocak - Şubat 2025 sayısındadır. Abonelere özel çok daha fazla içerik için şimdi size özel tekliflerimizi inceleyin!