Tasarım yeteneğiniz ve ilginiz nasıl şekillendi?Tasarımcı olmak ilk hayallerimden biriydi. Özellikle ailemdeki kadınların modayla ilişkisi beni çok etkiledi. Oldukça zevkli ve el becerisi yüksek kadınlarla dolu bir ailede büyümek benimkini pekiştirdi ve moda benim için vazgeçilmez hâle geldi. Çocukluğum, kumaş parçaları ve Haute Couture tarzı terziliğin hüküm sürdüğü bir evde geçti. Çocukluk evimde soluduğum hava hayallerimin mesleğime dönüşmesini sağladı.Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Paris Amerikan Acedemy’ye uzanan bir eğitim hayatınız olmuş. İki farklı ülke, iki farklı moda ekolüyle etkileşiminiz Arzu Kaprol ismini nasıl şekillendirdi? Türkiye’de tekstil tasarımı eğitimi, modern moda tasarım dünyasının dinamiklerinin yanı sıra geleneksel el sanatları ve zanaat üzerine yoğunlaşırken, Paris Amerikan Akademisi’nde daha avangard bir moda anlayışı hâkim. Bu farklılıklar bana ikili bir bakış açısı kazandırdı. Örneğin Mimar Sinan’da geçirdiğim değerli yıllarımda tekstil tasarımının köklü geçmişini ve kültürel mirasını daha iyi anladım. Eğitim yolculuğumda uğradığım bu iki durak farklı kültürlerin moda anlayışlarını ve estetik algılarını kavramamı, zengin teknik beceriler geliştirmemi ve eleştirel düşünmeyi içselleştirmemi sağladı.21 yaşınız kariyerinizdeki iki başarıyla iş hayatına adım attığınız özel bir dönem. O yıl sadece Beymen Academia’nın “Yılın Avant-garde Tasarımcısı” ödülü almakla kalmadınız, kendi tasasrım stüdyonuzu da kurdunuz. Sektörde adını erken duyurmuş bir yetenek olarak, böylesi teşviklerin yaratıcı endüstrideki karşılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?Beymen Academia çok önemli bir yarışmaydı ve bugün tanıdığımız birçok kıymetli moda tasarımcısını aramıza kazandırdı. Bu kapsamda Beymen Academia’ya katılmak benim de moda dünyasına giriş kapımı araladı. Bu programda alanında uzman isimlerden eğitim alma ve sektördeki önemli kişilerle tanışma imkânı buldum. 2001 yılında, “Yılın Avant-garde Tasarımcısı” ödülü bu yolculuğumdaki en önemli dönüm noktalarından biri oldu. Bu ödül bana sadece prestij kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda kendi tasarım stüdyomu kurma cesareti ve maddi gücü de verdi. Kurumsal teşvik programlarının, sanatçı ve tasarımcıların kariyerlerinde büyük bir rol oynadığına inanıyorum. Genç tasarımcılara bilgi, beceri ve network fırsatı sunarak potansiyellerini keşfetmelerine ve kendilerini geliştirmeye yardımcı oluyor.K by Kaprol koleksiyonundaki her tasarım Türkiye’deki zanaatkârlar tarafından ve yavaş üretim sistemleriyle üretiliyor.Paris Moda Haftası’na gidişiniz ve defilenizden söz eder misiniz? Buradaki deneyimleriniz tasarımlarınıza ve kariyerinize nasıl yansıdı?Paris Moda Haftası’nda defile yapmak, bir tasarımcı için zirveye çıkmaktır. Bu şansı yakaladığımda, heyecan ve endişe iç içeydi. Bu platformdaki ilk defilem büyük başarıyla sona erse de ertesi gün acımasız eleştiriyle karşılaştım. Eleştirmen, defiledeki pleksiglas aksesuarlarımda parmak izi gördüğünü ve bunun büyük bir hata olduğunu yazmıştı. Bu eleştiri beni derinden etkiledi. Depresyona girdim. Fakat pes etmedim. Eleştirmenin sözlerinden yola çıkarak, astarlarda kendi parmak izimi taşıyan bir desen yarattım ve sonraki koleksiyonumu bu konsept üzerine kurdum. Takip eden defilede aynı eleştirmen bu sefer beni “hatalarını yaratıcılığa dönüştürebilen bir tasarımcı” olarak tanımladı. Bu hikâye, hataların bile yaratıcılığa dönüştürülebileceğini ve her zorluğun yeni bir fikir kaynağı olabileceğini bana yeniden öğretti. En çok da yolda olmaktan ve yaratmaktan asla vazgeçmememiz gerektiğini. Kariyerinizde dönüm noktası diyebileceğiniz anlar neler? Neden?Kariyerimde iz bırakan ve oyunu yeniden yazdı diyebileceğim birçok an var. Beymen Academia’yi kazanmak, Paris’te okumak, Network markasının kreatif direktörü olarak 10 yıl çalışmak, Paris Moda Haftası resmi takvime davet edilmek, Paris’te ofis açmak (ve sonra kapatmak), Bergdorf Goodman’ın New York’taki vitrinlerinde yer almak, Mercan Dede’yle teknolojik şovlar üretmek, TÜBİTAK ve KAREMAM işbirliğiyle Antarktika’da görev yapan Türk bilim insanları için koruyucu kıyafetler üretmek… Her birinin bugün olduğum “İnsan İnovasyon Tasarımcısı” rolünde etkisi var. Şimdilerde yaygın olan sürdürülebilir tasarım anlayışı işlerinizin yıllardır bir parçası. Paris Moda Haftası’na hazırladığınız koleksiyon bunun bir örneği. Bu bağlamda bir sanatçı olarak tasarım anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Sürdürülebilir modanın geleceğinin, giyilebilir teknolojilerle şekilleneceğine inanıyorum. Teknolojinin hayatımızdaki yeri her geçen gün artarken moda ve tekstil dünyası da bu değişimden nasibini alıyor. Tasarımcılar ve markalar akıllı giysilerden yüksek teknolojili aksesuarlara uzanan geniş bir yelpazede yenilikçi ürünler geliştiriyor ve moda-teknoloji entegrasyonu yepyeni bir çağa adım atıyor.Moda ve sanatın kesişiminde yer aldığınızı belirtiyorsunuz. Bu iki alanı bir arada nasıl harmanlıyorsunuz? Aslında birbirinden ayrılması zor iki sektör moda ve sanat dünyası. Moda dünyanın eko-politik durumunu yansıtan bir ayna. Dünyada olup biten tüm önemli değişiklikler moda dünyasında tasarımlarda kendilerine yer bulur. Sanat da bu gelişmelerin ayrılmaz bir parçası.Bir tasarımın anatomisini çıkarırsak bu sürecin nasıl işlediğinden bahseder misiniz? Bana göre her tasarımda zamanın ruhundan bir parça; teknik performanstan, malzeme uygunluğundan, bolca deneme yanılmadan birer parça var. Ama zamanın ötesinde bir tasarım yapacaksanız iyi bir ruha ihtiyacınız var. Bu da işin en zor bulunan kısmı. Arzu Kaprol koleksiyonunun tüm parçaları buna göre oluşturuluyor. Anadolu coğrafyasından çıkan ve tekstil üretiminde kullanılan doğal hammaddeler sekiz yıldır tasarımlarıma yön veriyor.Koleksiyonlarımızda bütün malzemeleri Türkiye’den tedarik ederek sıfır ithalat modeliyle ilerliyoruz.Tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz? Yaratmayı meslek edinmiş biri olarak ilhamla oldukça yakın bir ilişkim var. Baktığım, gördüğüm, hissettiğim her şeyin bir tasarıma dönüşmesi kaçınılmaz.Yaratıcılığınızı beslemek için neler yapıyorsunuz? Bu çok yönlü ve zengin bir süreç. Farklı disiplinlerden, deneyimlerden ve duygulardan beslenerek özgün ve ilham verici tasarımlar ortaya çıkarmaya çalışıyorum. İlhamımı da yaşamın kendisinden ve doğadan alıyorum.Moda ve tasarımın geleceğinde sizi nerede göreceğiz?Kıyafetlerin insan bedeni ve yaşamıyla daha anlamlı bir ilişki içerisinde olduğu tasarımlar hedefliyorum. Doğa ve insanlarla anlamlı ilişkiler kuran, akıllı ve faydalı kıyafetler yaratmak istiyorum.Bu yazı, Inc. Türkiye Eylül 2024 sayısında yayınlanmıştır. Abonelere özel çok daha fazla içerik için şimdi size özel tekliflerimizi inceleyin!