Yıl olmuş 2025. Akıllarda hâlâ aynı soru: “Sosyal medyadan nasıl para kazanırız?” Tabii benim odağımda yediğimi içtiğimi, gezdiğimi ve aldıklarımı paylaşarak para kazanayım diyen influencer’lar değil küçük işletmeler var. Bu yüzden makalem influencer olmak isteyenleri mutlu edecek bir yazı değil. Küçük işletmelere geri dönecek olursak, hedef ister ürün veya hizmetinizin satışını artırmak ister etkileşimli bir topluluk oluşturmak olsun. Ya da pazarın ve tüketicinin gözünde markanızın değerini artırmak istiyorsunuz diyelim. Başarının sırrı içerik stratejinizi ne kadar optimize etmeye kararlı olduğunda saklı.Bugün pazarlama dünyasının karşı karşıya olduğu en büyük sorun sosyal medyanın bedavaya dikkat çekme fırsatı sunması. Geçmişte işletmeler radyo, basılı medya, billboard ve televizyon reklamları için yüzlerce ve hatta binlerce dolar ödüyordu. Şimdiyse organik sosyal medya paylaşımlarıyla marka oluşturmanın ücretsiz olduğu bir dönemdeyiz. Bu fırsatın büyüklüğü göz önüne alındığında, dünya genelinde pek çok insanın hâlâ yeterince içerik üretmediğini görüyoruz.Modern dünyada maruz kaldığımız dikkat savaşlarında sosyal medyanın gücünün farkına varılmadığını düşünüyorum. Biz bu vahanın kıymetini bilemedik. Hâlâ CEO’lar, pazarlama ekipleri ve kreatif ajanslara göre sosyal medya modası geçmiş o geleneksel pazarlama planlarına sonradan yapılan bir eklenti. Akıllarına sosyal medyayı bir pazarlama stratejisi olarak kullanmak gelirse tabii. Acaba ne zaman sosyal medyanın başarılı bir pazarlama stratejisinin “garnitür”ü değil “ana yemeği” olduğunu fark edecekler? Eskiden sosyal medya platformlarında sadece takip ettiğimiz kişi ve sayfaların içeriklerini görürdük. Bu algoritma yerini ilgi alanlarımıza göre içeriklerin önümüze düştüğü formata bıraktı. Böylece sosyal medya platformlarında markaların oluşumu, benim “sosyal medyanın TikToklaşması” diye adlandırdığım bir süreçle, daha doğrudan ve etkili bir hâle geldi. Chipotle, DuoLingo veya en son da Stanley gibi markalardaki gelişmeleri göz önüne aldığımızda, güçlü ve iyi düşünülmüş içerik stratejisinin bir markaya nasıl kâr ettirdiğini gördük. Bu markalar sadece paralarına para katmakla kalmadı. Tüketicilerin gönlünde taht kurmayı da başardı. İşte her işletme sahibinin içerik üretme konusunda bilmesi gereken dört ipucu.1. İçeriğinizi çeşitlendirinİnsanların yaptığı en büyük hata sosyal medyayı yalnızca içerik paylaşmak, duyurular yapmak veya bilgiyi geniş kitlelere ulaştırmak için kullanılan bir platform olarak görmeleri. Aynı içeriği alıp her platformda döndürüyorlar. Aslında sosyal medya stratejisi dediğimiz şey tek tip bir yaklaşım değil. Sosyal medyada öne çıkmak istiyorsanız her platformun kendine has dilini ve yapısını bilmeniz gerek, TikTok gibi. Ardından bu platforma özel içerik türlerine, yani TikTok videolarına, karusellere ve canlı yayınlara odaklanıyorum. Aynı şekilde Instagram için de uygulamada paylaşıldığında öne çıkmayı kolaylaştıracak fotoğraflar, karuseller, reel videolar ve hikâyeler gibi farklı içerik türlerini düşünüyorum. Her platformun kendine has özelliklerine ve içerik türlerine göre strateji geliştirmek gerek. Aynı içerik tema ve formatlarını aynı platformda tekrar tekrar yayınlama eğilimi olduğunu gözlemliyorum. Tutarlılık amacıyla bu yola başvurulduğunun farkındayım. Fakat insanların görmek istediği içeriği yayınlamıyorsanız veya en yüksek organik erişime sahip platformlardan yararlanmıyorsanız aynı çizgide paylaşım yapmanın pek bir anlamı yok. Mesela insanlar LinkedIn’in nasıl büyük bir fırsat olduğunun hâlâ farkında değil. Bu mecrada paylaşımlar çok az. YouTube Shorts da pek çok kişinin paylaşım yapmaktan vazgeçtiği başka bir platform. Oysa YouTube Google’dan sonra dünyanın en büyük ikinci arama motoru. Buraya yüklenecek videolara stratejik, SEO uyumlu başlıklar eklemek içeriğinizin uzun vadede dolaşımda kalmasına ve öne çıkmasına yardımcı olur. Facebook’u da unutmamak gerek. Ne zaman şu sıralar en hızlı büyüyen platform Facebook desem insanlar bana şaşkın şaşkın bakıyor.Sosyal medya Instagram, X (Twitter) veya büyük şirketlerin aşina olduğu platformlardan ibaret değil. Popüler birkaç platformla sınırlı kalırsanız nasıl başarılı olabilirsiniz? Paylaşım yapmaya gelince, hangi platformda daha çok dikkat çekeceğinizi bilemezsiniz. Bu konuda tarafsız olun. Sadece üzerinde durmanız gereken, insanların ilgisinin o sırada nerede olduğunu belirlemek ve o platformda nasıl başarılı olacağınızı keşfetmek.2. Podcast ve videolar stratejinizin bir parçası olsunİçerik stratejilerini geliştirmek isteyenler için söylüyorum, podcastler işinize çok yarayacak. İnsanlar podcast konusunda neden bu kadar umursamaz davranıyor, hiç anlamıyorum. Daha fazla içerik üreticisi ilgi alanları hakkında podcast serisi yayınlamalı. Kayıtları mikro video içeriği olarak çeşitli platformlarda da yayınlayınca tadından yenmez.“Neden podcast?” diye sorabilirsiniz. Bir kere maliyeti yok denecek kadar az. Bedavaya ürettiğiniz bir içeriğin dolaşımı ve etki alanı düşünülünce oldukça kârlı. Kanalınıza alanında uzman isimler davet edebilirsiniz. Hem farklı konulara değinerek hem etkileşim gücü yüksek kişilerle ortak içerik üreterek etki alanınızı genişletebilirsiniz. Özellikle birbirinden farklı profilleri bir araya getirmek iyi bir strateji. Bunu neden söylüyorum? Hemen bir örnekle açıklayayım. Taylor Swift ve Travis Kelce ilişkisine bakalım. Bu ikilinin hayran kitleleri birbirine taban tabana zıt. Daha önce hem Swiftie olup hem Kelce’i seven kaç kişi bulabilirdiniz? Fakat şu an her iki ismin de peşinden sürüklediği büyük kitleler diğerini yakından takip ediyor. Etki alanının büyüklüğüne bakın. Kendinize şunu sorun: Hedef kitlemin kalitesini artırmak ve daha görünür olmak için kimlerle işbirliği yapabilirim? Açıkçası podcast işine girişecekseniz tavsiyem “pillar podcast” stratejisiyle ilerlemek. Bilmeyenler için amme hizmeti. Bu podcast’ler genellikle bir içerik stratejisinin temel unsurlarından biri olan ve düzenli olarak yayımlanan büyük, belli bir sorun veya temaya odaklan serilerdir. YouTube’daki AskGaryVee veya Tea with GaryVee video serilerinde yaptığım gibi soru-cevap formatında olabilir. Ya da en basiti, günlük aktivitelerinizi yaparken podcast kaydedin. Dişlerinizi fırçalarken, golf oynarken veya herhangi bir iş yaparken size gelen soruları yanıtlayabilir veya konuklarla röportaj yapabilir misiniz? 2025’te yaratıcı ve ilgi çekici içeriklere yönelme vakti geldi çattı. Yenilikçi olmaktan korkmayın. Bu denenmemiş formatta içerik üreterek talih kuşunu kafanıza kondurabilirsiniz.3. Kitlenizin dikkatini çekmek için yapmanız gerekenler Sosyal medyada içerik üretenlerin sayısı arttıkça içeriğinizin insanların önüne başlarda çıkma ihtimali de giderek zorlaşıyor. Hiçbir amacı ve mesajı olmayan, öylesine atılmış bir video veya fotoğraf paylaşarak dikkat çekemezsiniz. Artık herkes bunu yapıyor. İçerik arzı hiç olmadığı kadar yüksek ve çok daha fazla içerik üreticisi, marka ve işletmeyle rekabet ediyorsunuz. Sosyal medya stratejinizi şansa bırakamazsınız. Başarılı olmak istiyorsanız işinizi gerçekten iyi yapmanız gerek.Bu fotoğrafta ne anlatmak istiyorsunuz? Hangi renkleri veya yazı tiplerini kullandınız? Bu platform için hangi boyutlar tercih ediliyor? Bir video yayınlıyorsanız önizlemesi nasıl görünüyor? Metnin dili nasıl? Metniniz arama sonuçları için optimize edilmiş mi? Günün hangi saatinde paylaşım yapıyorsunuz? Günde kaç yeni içerik yüklüyorsunuz? Reel mi yoksa karusel mi paylaşmalısınız? Bunun gibi sayısız soru var. Global ölçekte içerik üreten medya ajansımız VaynerMedia’da, tüm bu sorularla içerik hazırladığımız sürece Stratejik Organik Yaratıcılık (S.O.C.) adını verdik. Strateji önemli. İçerik oluşturma sanatının arkasındaki bilimi anlamak önemli.En sık yapılan hataların başında yanlış önizleme seçimi ve ilk üç saniyede izleyicinin dikkatini çekecek mesajların bulunmaması geliyor. Sadece bu iki noktaya dikkat ederek görünürlüğünüzü artırabilirsiniz. Bunları kitlenizde bıraktığınız “ilk izlenim” olarak düşünün. İlk üç saniyede dikkat çekmek için görsel veya sesli öğeler kullanıyor musunuz? Önizlemede videonun neyle ilgili olduğuna dair yeterince fikir veriyor musunuz? Ekrana herhangi bir metin veya yazı ekliyorsanız, ilgiyi artırıyor mu yoksa kafa karışıklığı veya ilgisizlik mi yaratıyor? Çoğu insan ekranı bir sonraki içeriği tüketmek için kaydırmadan önce yalnızca birkaç saniyeniz var. Önizleme ve ilk üç saniye o kadar etkileyici olmalı ki herkes girip devamını izlemek istesin. 4. Özgüvenli olunİnsanları içerik üretmekten alıkoyan en temel sebeplerin başında kendilerini ekran önünde beğenmemeleri ve diğer insanların gözünde nasıl göründüklerine dair hissettikleri kaygılar geliyor. İşte burada özfarkındalığınızı devreye sokmalısınız.Kamera karşısına geçmekten rahatsızlık duyuyorsanız, belki de yazılı içerik üretmeliisniz. Bir blog açabilirsiniz. LinkedIn’de bültenler yayınlayabilirsiniz. Instagram’da paylaştığınız fotoğrafların altına uzun açıklamalar yazabilirsiniz. Ya da podcast gibi yüzünüzün görünmediği, sadece sesinizin duyulduğu içerik türlerini denemelisiniz. Bence hâlâ video çekebilirsiniz. Tek yapmanız gereken bakış açınızı değiştirmek. Kameranın karşısına geçip konuşun demiyorum ki… Teknoloji çok gelişti. Diyelim herhangi bir ülkenin turizm olanakları hakkında konuşacaksınız. Siz arkaplanda anlatırken videoda sahiller, oteller birbirinden keyifli doğa manzaraları görünebilir. Instagram, TikTok veya YouTube Shorts gibi platformlarda genellikle metin ve popüler sesleri kolayca kullanabileceğiniz uygulama içi araçlar var. Bunlarla içerik oluşturmayı deneyebilirsiniz. Sizin için en uygun ortamı bulana kadar farklı şeyler deneyin.Bir de orijinal içerik üretmekten korkanlar var. Belki de gerçek düşüncelerini veya ilgi alanlarını paylaştıkları için yargılanmak istemiyorlar. Sırf arzu ettikleri beğeni ve yorumlar gelsin diye gerçekte kim olduklarıyla örtüşmeyen konular hakkında içerik üretmeye devam ediyorlar. Bu kişilere, yalnızca beğeni ve yorum gibi boş sayılar için içerik paylaşmanın uzun vadede kaybedilen bir oyun olduğunu söylüyorum. Sizi siz yapan ilgi alanlarınıza yönelik içeriklerle ilgilenen bir kitle oluşturmak sırf dikkat çekmek için yapılan paylaşımlardan çok daha değerli. Büyük marka ve küçük ölçekli işletme sahipleri de bu tuzağa düşebilir. Birçoğu markadan sapma korkusuyla yeni platformları veya farklı yaratıcı formatları denemekten kaçınabilir. Yeni bir şey denediklerinde hemen viral olmazsa, işe yaramadığını varsayabilir ve eski yöntemlerine geri dönebilirler.Gerçek şu ki, güvensizlik ve yeni şeyler deneme korkusu pek çok kişiyi arzu ettiği sonucu elde etmekten alıkoyuyor. 2025 sosyal medya stratejinizi önceliklendirdiğiniz bir yıl olsun. Bu oyunu her gün milyonlar oynuyor. Platformlar ve trendler gelip geçer. Önemli olan sizin bu değişime ayak uyduracak zihniyetinizin ve içerik stratejinizin olması. Bu yarışta öne geçmek için sürekli değişime adapte ve gelişime açık olmalısınız. Orijinal yayın tarihi: 16 Şubat 2024Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.