Bir arkadaşım, ilk şirketini 80 milyon doların üzerinde bir fiyata sattı. Çok az borcu ve tek bir yatırımcısı olduğu için kazandığı bu paranın çoğu cebinde kalmıştı.Fakat başarısının ve elde ettiği finansal birikimin başka bir iş kurmasını kolaylaştırdığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Aksine, kendi deyimiyle, adeta felç olduğunu hissetmişti. Yeni bir iş kurmaya niyeti vardı. O dönem Harvard Business School’da hocalık yapan Howard Stevenson'ın tanımladığı gibi, "Elindeki kaynaklara uyup uymadığına bakmaksızın fırsat kovalamayı" seviyordu. Fakat ikinci bir şirket kurmanın korkutucu tarafları da vardı. İşin doğuracağı fiziksel, bilişsel ve duygusal yükün son derece farkındaydı. Özetle arkadaşım ikinci kez kuruculuk sendromundan mustaripti.Kabul etmek gerek, bu tür duygular ilk girişimine soyunan veya sonraki girişimleri için adım atan birçok kişi açısından yaygın. 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre girişimcilerin depresyon, madde bağımlılığı ve anksiyete gibi ruh sağlığı sorunlarını kendi kendilerine fark etme olasılığı normalden iki kat daha fazla. Dahasını Jessica Bruder'in ufuk açıcı makalesi Girişimciliğin Psikolojik Bedeli'nde bulabilirsiniz.Veya piyasa değeri 1 trilyon dolar olan Nvidia’nın kurucu ortağı Jensen Huang ile yapılan röportajı izleyebilirsiniz. Ryan Hoover'ın “ikinci kez kurucu olma kaygısı” olarak adlandırdığı durumla ilgili bir yazısında belirttiği gibi, bu iki kavram alakasız değil, tersine ilintili olabilir. Ama nihayetinde sonuç aynı olacaktır.Bir iş kurmak her zaman zordur. İkinci (ya da üçüncü veya dördüncü) kez iş kurmak daha da zor olabilir, çünkü artık gerçekleri görmüşsünüzdür. Bazı günler şüpheyle dolu olabilir ve bazı geceler uykusuz geçebilir. Çünkü artık geçmişte bilmediğiniz bir şeyi biliyorsunuzdur: Hangi konuda eksik olduğunuzu.Fakat bunu bilmek her zaman iyiye hizmet etmez.Zira ilkinde başarılı olsun ya da olmasın, ikinci kez kuruculuğa soyunanların ilk girişimine adım atanlara kıyasla önemli bir avantajı olduğunu fark etmediğiniz ve bu deneyimden ders almadığınız sürece tecrübeniz hiçbir işe yaramayacaktır.Geçmiş başarı veya başarısızlıklardan ders aldığınızda sağlam bir strateji geliştirmek daha kolay gelir. Araştırmalar gösteriyor ki başarısızlık bizler için başarıdan çok daha öğretici. Bir işi fikir aşamasından uygulama aşamasına taşıyabildiyseniz, hayata geçirmekte daha az zorlanırsınız. Birbiriyle uyumlu ve sağlam modeller belirlediğinizde, iş kurarken vermek zorunda kalacağınız binlerce taktiksel kararı şekillendirmek kolaylaşır.Bir grup bireyi gerçek bir ekibe dönüştürmeyi bir kere başardıysanız iyi bir lider olmak daha kolayınıza gelir.Kısacası, deneyim ne kadar acı verici olursa olsun üstesinden gelmeniz gereken bir şey değil. Onu bir rekabet avantajına çevirmek sizin elinizde.Araştırmalar da bunu doğruluyor. Superfounders: What Data Reveals About Billion-Dollar Startups adlı kitapta derlenen verilere göre, şirketlerinin değeri 1 milyar doları bulan kurucuların yüzde 60'ının geçmişte bir startup deneyimi var. Birçoğu ilk ve ikinci startupları başarısız olsa da yılmamışlar. Zira yüzde 70'i önceki girişimlerinde başarıyı yakalamış.Eğer yeni bir şirket kurmak istiyor fakat gözünüz korktuğu için bunu yapmakta zorlanıyorsanız (ki bunlar çelişkili olduğu kadar yaygın duygular) bir adım geri atın. Kazandığınız deneyimi, üstesinden geldiğiniz zorlukları ve bu sefer işi nasıl yapmanız gerektiğini daha iyi kavradığınızı düşünün (hiç değilse neyin işe yaramadığını biliyorsunuz). Kurduğunuz bağlantıları, birlikte çalıştığınız ve yine birlikte çalışabileceğiniz insanları hatırlayın.Bu deneyimlerin duygusal açıdan bir bedeli olsa da bunu bir sonraki girişiminizde karşılığını alacağınız bir bilgi, beceri ve tecrübe yatırımı olarak görün.İkinci kez girişimcilik sendromu çoğu zaman gerçektir. Fakat daha önce yaşanılan tüm zorluklara rağmen ikinci kez girişimci olmanın avantajlarının da öyle olduğunu unutmayın.Orijinal yayın tarihi: 20 Ekim 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.