Bir zamanlar kritik olan yatırım ve sermaye yerini bilgi ve teknoloji odaklı şirketlere bırakmış durumda. Günümüz Fortune 500 şirket sıralamasıyla 20 yıl öncesini kıyasladığımızda bu kırılmayı çok net görebiliyoruz. Şirket ömrünün radikal inovasyonla gitgide kısaldığı bir dönemde nasıl ayakta kalabiliriz? Bu sorunun sihirli cevabı inovasyon.Teknoloji şirketleri mevcut ürünlerin iyileştirme baskısıyla rekabette bir adım öne geçmek için çok daha farklı yenilikler hayata geçirmek zorunda. Yani artımsal inovasyon yerine radikal ya da yıkıcı inovasyonların peşinde koşmak için çabalamalılar.Bu koşu kimi zaman yorucu olabilir. Tutku ve merak üstüne kurulu bu yarıştaki en önemli faktörse insan, şirket kültürü ve kaynaklardır. Tüm metot, kolaylaştırıcı, araç, kural ve kuramlar şirket kültürü karşısında bir anda toz bulutuna dönüşebilir. Değişim için önce odağın insanda olması gerekiyor.Diyelim ki gerçek bir ihtiyacı ve problemi tespit ettik.Artık insanlığın bu acı noktasını çözmek gerekiyor. Elimizde büyük de bir fırsat var. Bu ihtiyacı nicel ve nitel metotları kullanarak daha da anlamlı hâle getirdik. Gerekli kaynak ve bütçe ayarlamasıyla da uçtan uca ürün yaşam döngüsünü kurguladık. Uzun vadeli senaryolar ve iş modelleriyle yatırımın ne zaman kâr etmeye başlayacağını başabaş noktasını senaryo bazlı biliyoruz. Tüm bunların yanı sıra ayakları yere basan, sağlam stratejik planımız da hazır. Her şey bitti mi?Hayır, daha yeni başlıyor. İster teknoloji itişli ister market çekişli inovasyon olsun, ortada yapılması gereken bir iş var. Büyük şirketler bu işi yapmakta artık yeterli değil. Dönüşümünü tamamlayamamış şirketlerin silolaşmış, bürokrasiyle boğuşan ve biat etmeye dayalı kültürü maalesef inovasyon tohumlarını yeşertmiyor. “Aynı ücreti alacaksam ya da nasıl olsa yönetici liyakat bazlı bir terfi uygula(ya)mayacaksa “Neden daha fazla katma değerli bir iş üreteyim ki?” paradoksu yaratıcı beyinlerin birçoğunun girişimci olmasına fırsat veriyor. Bu nedenle daha çevik ya da çevikleşen organizasyonlara daha çok iş düşüyor. Dünyadaki tüm trendler bu işleri startup ya da KOBİ düzeyinde çözüp büyük şirketlerin entegratör görevini üstlenmesi yönünde. Startup’lar cephesinde karşımıza finansman, kaynaklara erişim ve sistematik ilerleme konusunda engeller çıkıyor. Ayakta kalmak için melek yatırımcılarla bazen gönülsüz işbirlikleri kurulabiliyor.Bazı büyük şirketler, bu paradoksları kurum içi girişimcilik programları ve hibrit çözümlerle aşabilmeye gayret ediyor. Burada da inovasyon tiyatrosunun ötesine geçebilen başarı örneklerinin sayısı oldukça az.Birlikte başarma ve kolektif zekânın günümüzün zorlayıcı “gerçek” problemlerini çözüp ticari bir başarı elde edebilmesi için sadece mevcut olanı geliştirmek ya da yeni bir şeyler keşfetmek yeterli değil. Esas rekabet ve katma değerli sonuç üretmenin yolu da buradan geçiyor. İster VUCA diyelim ister BANI, değişim sürecinde ayakta kalmak için hızlıca dönüşmek gerekiyor. Açık inovasyon kaslarımızın, reka-berlik ve birlikte başarma gibi kavramları çok iyi sindirmek ve şirketler özelinde hızlıca uygulanabilir hâle getirmek önem teşkil ediyor.Çok Elli Olma ZamanıÖzel sektör, akademi, yatırımcı, girişimci, danışman, mentor, yönetici, kural koyucu ve hakem şapkalarıyla baktığımızda her bir rolün bakış açıları birbirinden çok farklı.İşte tam da burada çift elli olmak yetmiyor. Çok elli olmak gerekiyor. Yani bir organizasyonun mevcut yeteneklerle verimliliği sürdürmesi, geliştirmesi ve yeni fırsatları keşfetme yeteneğini taze tutabilmesi önemli. Bunlar arasındaki dengenin sağlanması ve yenilikçilik ve rekabet gücünün sürdürülebilirliği için iki elli olmak günümüzde yeterli olmuyor.Zor şartlar yaratıcı olmak için büyük motivasyon kaynağı. Pandemi döneminde farklı sektörlerden ve çeşitli büyüklükteki dört şirketin birlikte çalışması gibi esnek yapılar oluşturmak başarının anahtarını oluşturuyor. Arçelik, ASELSAN, Baykar ve Biosys buna en güzel örneklerden.Peki bu bir sonraki pandemiyi beklemeden büyük dönüşüm için hazır mıyız?Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.