Hibrit çalışmanın her gün ofise gidip çalışmaya nazaran faydaları birkaç yıldır hararetle tartışılıyor. Bazı şirketler uzun yıllardır uzaktan çalışma modelini bir noktaya kadar benimsemişti. Fakat pandemiyle birlikte bu çalışma sistemi mecburen hızla yayıldı. Beraberinde getirdiği tartışmalarsa şirketlerin ilk gündem maddesi oldu. O zamandan bu yana JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon ve Tesla CEO’su Elon Musk gibi liderler hibrit çalışmanın getirilerini reddeden ve genellikle aşırı uçlarda gezinen görüşler ortaya attı. Bu görüşlerin çoğu şimdiye kadar kişisel önyargılara dayanıyordu ve yeterince veriyle desteklenmiyordu. Fakat haziranda yayınlanan bir Stanford araştırması bu düşünceyi değiştirecek gibi görünüyor. Geniş kapsamlı rapor geleneksel ve hibrit çalışma düzenleri hakkında önemli bulgular içeriyor. Ama eğer zeki bir liderseniz bu çalışmadan çıkaracağınız mesajlar var.Araştırma Stanford ekonomistlerinden Nicholas Bloom ve ekibinin ortak ürünü. Stanford Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Bloom, özellikle evden çalışma politikaları üzerine yaptığı araştırmalarla ünlü. Bin 600’den fazla yönetici ve yönetici olmayan lisans mezunu çalışanın katıldığı araştırmanın sonuçlarına göre, haftada beş gün ofiste çalışmak ve iki gün evden çalışmak arasında üretkenlik açısından hiçbir fark yok. Verimlilik argümanı da böylece çürütülmüş oluyor. Ki hatırlarsanız bugüne kadar hibrit çalışmaya karşı çıkan pek çok liderin odaklandığı temel argümanlardan biri verimlilikti. Şapkamızı önümüze alıp düşünme vakti geldi de geçiyor. Bu sonuca göre madalyonun diğer yüzünde “Madem verimlilik düşmüyor, o zaman her gün ofise gelsinler.” diye düşünen liderleri de görmeye devam edeceğiz. Aman dikkat, raporun sadece üretkenlikle ilgili bulgularına odaklanıp hibrit çalışmanın faydalarına ilişkin önemli içgörüleri gözden kaçırmayalım. Makale videodan sonra devam ediyor.Başvuru için Inc. 100 sayfasını ziyaret edin.Çalışmada ortaya çıkan çok daha önemli bir diğer sonuçtan da bahsetmek istiyorum: Hibrit çalışanların şirkete bağlılığı daha fazla. Bloom ve ekibi haftanın birkaç günü evden çalışanların yeni iş aramak yerine daha uzun süre aynı şirkette kalma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Evinde kahvesini yapıp ayaklarını uzatarak koltuğundan çalışanların şirketlerine yönelik sadakati her gün su almak için yerinden kalkıp sebile gidenlere kıyasla yüzde 33 daha fazla. Hibrit çalışmayı destekleyen yöneticilerdenseniz araştırmanın başka içgörülerini dikkate almadan görüşlerinize bağlı kalmak ve onaylanmış hissetmek cazip gelebilir. Fakat yapmanız gereken “Ben demiştim.” diyip zafer sarhoşu olmak yerine çalışanların en iyi performansı nerede gösterdiği yönündeki daha geniş soruya odaklanmak.Bu çalışmadan çıkarılacak en büyük ders, üretken bir işgücü ve çalışma kültürü geliştirmek için seçeneklerimize, karar alma süreçlerimize, hem işveren hem çalışan üzerindeki etkilere bakmak. Sadece anlık üretkenliğe değil, uzun vadedeki gidişata dair değerlendirme yapmak önemli. Kısacası evden çalışma esnekliği çalışanlara kendilerini işyerindeyken bile evindeymiş gibi hissettiriyor. Bunun nedeni sanal ortam mı yoksa ihtiyaçlarına kulak verildiğini, kendilerine seçenekler sunulduğunu ya da işleri konusunda söz sahibi olduklarını hissetmeleri mi? Tüm bu sorular size işin aslını gösterecek ipuçlarını barındırıyor. Aynı zamanda liderler için elzem başka bir konu da çalışanlarınızı dinlemek. Mesela daha önce çalışanlarınıza onlar için neyin önemli olduğunu hiç sordunuz mu? Sizin belirlediğiniz seçenekleri bir kenara bırakarak onların gerçekten ne istediğini hiç sorguladınız mı? Belki de onları gerçekten dinlemeli, anlamalı ve kendi düşüncelerinizi tüm şeffaflığıyla anlatmaya çalışmalısınız.Tıpkı bu araştırma gibi her geçen gün yöneticilerin çalışanların neden işe geldiklerini anlayabilmesini sağlayacak çalışmalar, raporlar, analizler yapılıyor. Gerçi bunları göz ardı edip bildiğimizi okumayı çok seviyoruz. Basmakalıp inançlarımızla yola devam edip karşımızdaki insanları anlamak için çok nadiren soru soruyoruz. Kimseyi de suçlamıyorum çünkü bu biraz iş dünyasının doğasına aykırı. Düzenli olarak çalışanların duygu ve düşüncelerini sormayı alışkanlık hâline getiren ve bunu kültürlerinin bir parçası olarak gören şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Sormadığınızda sadece buzdağının üst kısmını görürsünüz. Yersiz korkularınızı bırakın. Bir lider olarak soru sormak omzunuzdaki apoletleri eksiltmez. Sormak, boyun eğmek ya da itaat etmek anlamına da gelmez. Sadece anlamak, bilmek, netleştirmek ve iletişim kurmak için bir fırsat yaratır. Fakat başarının sağlanması anlık üretkenlik göstergelerinden ibaret değil. Önemli olan, bunu sağlayacak insan topluluğunu yaratmak.Orijinal yayın tarihi: 27 Haziran 2024Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.