Şayet yaşınız yetiyorsa 1999 yılını hatırlayın. O zamanlar üniversitedeydim ve e-posta kullanma alışkanlığı da yavaş yavaş oturuyordu ama henüz elimden düşürmediğim bir cep telefonum yoktu. Ödevlerimi yaptığım, kutu gibi bir bilgisayarım vardı. Dönemin ABD’sinde aşırı popüler olan, insanların hem sosyalleşip hem oyun oynadığı Friendster bile daha çıkmamıştı. Şaka gibi ama çevrimiçi yaşamla ilgili ilk deneyimim lise arkadaşımın bodrumunda, internetteki sohbet odalarına girip vakit geçirmekti.Şimdi geriye dönüp bakınca, insanın prizlere muhtaç olmadığı o yaşam tarzı, ben dahil birçoğumuza huzur verici gelebilir. Fakat acı bir gerçeğe hazır olun: Bilim insanları daha o zamanlar bile, sürekli bölünüp durmanın bilgi işçilerinin işyerindeki üretkenliğini düşürdüğünden şüpheleniyordu.İyi haber şu ki daha o günlerde dikkatimizi dağıtan unsurları engellemenin ve işyerindeki üretkenliğimizi radikal bir şekilde artırmanın yolu keşfedildi. Emin olun çözüm 1999’da da aynı 2023’te de. Ama yine kötü haber geliyor: Çoğumuz bu yolları asla denemiyoruz.Dikkatinizi dağıtan o “incik cıncık işlere” çözüm bulundu Leslie Perlow bugün Harvard Business School’un saygın profesörlerinden biri. Tabii buralara ağaçta yetişerek gelmedi. Bundan 25 yıl önce Michigan Üniversitesi’nde “zaman kıtlığı” deneyimi üzerine çalışan genç bir araştırmacıydı. Yapılması gereken çok şeyiniz varmış ama yapacak zamanınız yokmuş gibi gelen bu deneyim üzerine çalışıyordu. Bu hissin nedenleri üzerine bir çalışma yaptı. Yeni bir yazıcı geliştirmek için dokuz ay boyunca çalışan 17 mühendisten oluşan bir ekibi dikkatle gözlemledi.Çalışmanın sonucunda yazdığı makale literatürde çığır açtı. Hatta yıldızı parlayan işletme profesörü Adam Grant, geçenlerde konuk olduğu Stanfordlı nörobilimci Andrew Huberman’ın podcastinde Perlow’un makalesinden bahsetti.Perlow neyi bulmuştu? İnanın makalede, 2023’te ortalama bir işletme sahibini ya da ofis çalışanını şok edecek hiçbir şey yok. 2000’lerden önce de mühendisler “asıl işlerini” yapacak zamanlarının olmamasından şikâyet ediyordu. İş arkadaşlarının durup dururken kendileriyle konuşma çabalarına karşılık vermek durumunda kalıyor, ufak krizleri çözüyor veya durum raporları veriyorlardı.Peki ya biz ne yapalım? Slack ve Zoom gibi modern araçlar sağ olsun, bu şikayetlerimiz iyice artı. Irvine’daki Kaliforniya Üniversitesi’nde pandemi öncesinde yapılan bir araştırma da bunu kanıtlar nitelikte, zira artık insanlar ofislerde daha uzun saatler boyunca ve daha kalabalık ekipler hâlinde çalışsa da günde ortalama 77 kez e-postalarını kontrol ediyor.Perlow’un tek yaptığı, “zaman konfetisi” olarak Türkçeleştirilebilecek bu sorunu literatüre kazandırmak değildi. (Bilmeyenler için, “time confetti” şeklinde kullanılan bu kavram ufak tefek, incik cıncık işler yüzünden zamanımızın çalınmasını ifade ediyor.) Ayrıca bazı basit çözüm önerileri sunup bunları da test etti. Haydi, Perlow’un mühendisler üzerine yaptığı çalışmayı ve tasarladığı “sessizlik protokolü”nü Grant’ın ağzından dinleyelim: “Perlow mühendisler için sessiz zaman dilimleri politikası uyguluyordu. Böylece salı, perşembe ve cuma sabahları kimse kimseyi rahatsız etmeyecekti. Sonuç ne mi oldu? Ofiste verimlilik yaklaşık olarak yüzde 65 arttı.”Grant’e göre işin sırrı seçilen günlerde değil, bu uygulamanın felsefesinde. Tüm ekip programa uyduğu sürece ha pazartesi olmuş ha çarşamba fark etmez. Perlow’un çalışması, ekip olarak önemli işlere konsantre olmak için dikkat dağınıklığına yer olmayan bir zaman yaratmanın üretkenlik açısından büyük kazançlar sağlayabileceğini gösteriyor.Neden “sessiz zaman dilimleri” yaratmaya bu kadar isteksiziz?Çoğu yönetici yüzde 65’lik verimlilik artışının küçümsenmeyecek bir şey olduğunun farkında. Tabii hâliyle şöyle düşünebilirsiniz, Perlow’un makalesinden bu yana geçen çeyrek asırlık zamanda, kesin onlarca şirket “sessizlik protokolü” müjdesini almış ve uygulamaya başlamıştır.Bunu deneyen bazı şirketler olsa da sayıları, akademisyenleri yeni araştırmalar konusunda motive edecek seviyede değil. Üstelik daha geçen yıl MIT Sloan Management Review’da yayınlanan bir araştırma, haftada üç gün toplantı yapmayan şirketlerin verimliliğinin yüzde 73 gibi daha da etkileyici bir oranda arttığını gösteriyor.Gördüğünüz gibi Prof. Grant aradan geçen onca yıla rağmen bu araştırmaya referans veriyor. Harvard profesörlerinden tutun da operasyonun tam merkezinde çalışanlara kadar herkes, zamanlarını tüketen o incik cıncık şeyler yüzünden mesai boyunca herhangi bir şey yapmanın ne kadar imkânsız olduğundan yakınmaya devam ediyor. Akıllardaysa o deli soru: Madem birileri 25 yıl önce bu soruna en azından anlamlı ve etkili bir çözüm buldu, neden daha fazla yönetici bunu uygulamadı?Orijinal yayın tarihi: 13 Aralık 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.