Başarı ha deyince gelmez. Hatta başarıya giden yol genellikle girişimcilerin beklediğinden daha uzun sürer. Seth Godin, “Startup dünyasında bir gecede gelen başarı bile en az altı yılda inşa edilir.” derken iyimserdi. Hepimiz armut pişsin de ağzımıza düşsün ister, kısayollar ararız. Hemen enseyi karartmayın, hedefinize daha çabuk ulaşmanızı sağlayacak bazı gizli stratejiler var. Tabii bu yolda finansal potansiyelinizin yüzde 40’ını ya da 60’ını kaybetmemeniz gerekiyor.Bu işin sihirli bir formülü olmasa da uzmanların hemfikir olduğu bir şey var: Asıl mesele ve çözüm, belirli bir iş stratejisinden veya taktikten ziyade insan dinamiklerinde saklı. Strateji alanında saygı duyulan yazar ve konuşmacı Jeroen De Flander’ın Türkçeye Liderlik Kısayolu olarak çevirebileceğimiz The Execution Shortcut adlı kitabı konuyla ilgili değerli bilgiler ve örnekler sunuyor.Ben de Jeroen De Flander gibi düşünüyorum. Hayata geçirdiğiniz stratejinizle daha iyi sonuçlar elde etmek istiyorsanız, öyle bir strateji kurgulamalısınız ki paydaşlarınızın hem desteğini hem kalbini hemde ceplerini kazanın. Şirketin gittiği yönün tamamen bilincinde olmaları, bunu önemseyip uygulamayı sürdürmek için yüksek enerjiye sahip olmaları gerekir. Tabii iş bununla da bitmiyor. De Flander, profesyonellere stratejilerini geliştirmeleri için 10 yol sunuyor:Başarıya ramak kala atmanız gereken o küçük adımları kolaylaştırın. Günlük hayatta yaptığınız seçimlerin sizi hedefinize giden yolda bir adım daha atmanızı sağlaması önemli. Dolayısıyla neyi önceliklendirmeniz gerektiğine karar verin. Doğru seçimi yapmak için ekibinizdeki herkes neye ya da kime odaklanacağını, hedef kitleye nasıl benzersiz bir değer sunması gerektiğini bilmeli. Ne zaman “hayır” denmesi gerektiğini bilmek her stratejinin kritik bir parçasıdır.Tüm faaliyetlerinizde ve iletişiminizde hedefinizi açıkça ortaya koyun. İnsanlar mesajları kısaltıp özetleme eğiliminde. Bu da ana fikrin çarpıtılmasına neden olabilir. Birinin mesajını başkasına iletip kolaya kaçmayın. İş yaptığınız her grupla sık sık konuşun. Mesajlarınızı olabildiğince akılda kalıcı hâle getirin.Ulaşmak istediğiniz noktayı belirtin. Böylece işin içindeki kilit kişiler hedefi bilir ona göre hareket eder. Stratejinizin özünü yakalayın. Bunu uygulayarak elde edeceğiniz başarıyı anlatarak ekibinize ilham verin. Kazanıp kazanmadığınızı ya da hedefi 12’den vurmaya ne kadar kaldığını bildiğinde herkes daha sıkı çalışır. Çok da yükseklerde uçmayın. Ayakları yere basan bitiş çizgisi çalışanlara motivasyon sağlar. Bu yolda sizinle yürüyenlere, gelecekteki liderlere bir amaç verir.Öncü göstergeleri belirleyin. Bitişe ne kadar yaklaştığınızı sürekli olarak kontrol edin. Herkes geribildirim almak ister. Böylece yaptığı işte kendine çeki düzen verebilir. Tabii bunun için sınırlı sayıda da olsa öncü göstergeye ihtiyaç duyar. Karışıklığı önlemek için eski göstergeleri ortadan kaldırın. Gereğinden fazla bilgi yüklenmesini engelleyin. Stratejilerinizin kalbe dokunup akılda kalması için hikâyeleştirin. Hikâye anlatımıyla stratejiye bir bağlam ve duygu katın. Böylece insanların temel mesajı hissetmelerini ve hatırlamalarını kolaylaştırırsınız. Herkes hedefe ulaşma yolunda katkıda bulunmak için yapacağı seçimlerin bilincinde olmak ister.Görece önemsiz işleri dahi özenle yapın. Asıl hedefinize giden yolda sadece büyük işlere kendinizi sınırlı adayıp başarılı olamazsınız. O kadar önemli olmayan işlere bile kendinizi yüzde 100 verin. Ekibinizin de bunu yapması gerek. Buradaki asıl amaç “Ne olursa olsun bunu başaracağım.” düşüncesini pekiştirmektir. Ancak o zaman, iş tam anlamıyla sahiplenilmiş ve strateji yayılıp benimsenmiş demektir.Başkalarına olan inancınızı artırmak istiyorsanız çıkarlarınızın ötesine geçin. Başarının anahtarı inançtır. Yol boyunca küçük başarıları kutlamak, insanları asıl hedefe ulaşabileceklerine dair yüreklendirir. Başarı kendini gerçekleştiren bir kehanettir ve insanları daha derinlemesine araştırmaya, irdelemeye; zor zamanlardan sonra daha hızlı toparlanmaya ve yola daha uzun süre devam etmeye motive eder.İşletmeniz büyüdükçe karmaşıklık artar. Bunun önüne geçin. Karmaşıklık organizasyonların en büyük performans katilidir. En verimli çalışma ortamını yaratmak için sadeliği benimseyin. Stratejinizi en iyi şekilde hayata geçirmenize yardımcı olacak en iyi uygulamaları ve araçları bulun.Alışkanlıklar karar verme zorunluluğunu ortadan kaldırır. Verdiğimiz her bilinçli karar, mental gücümüzü zorlar. Karar vermeniz gereken çok fazla şey olduğunda bu güç tükenir. Yeni işinizin ilk gününde ne kadar yorulduğunuzu hatırlayın. Küçük kararlar hızla alışkanlığa dönüşür. Ekip alışkanlıklarıysa şirket kültürünüzü oluşturur. Haftalık ritminizi bulun. Günlük ritim veya program geliştirmek daha hızlı alışkanlıklar oluşturur. Fakat bu çoğu iş ortamında gerçekçi değildir. Yedi günlük bir ritimse düzenli aralıklarla işlerin üstünden geçmenizi, kontrol etmenizi. Ayrıca daha normal bir iş akışına uygundur. Karar alma süreçlerini aynı hizaya getirin ve herkesin haftalık programında strateji için yer açın.Hiçbir zaman bitiş çizgisine ulaşamayacak gibi görünen harika fikirlere sahip işletmeler ve yeni girişimler görmeyeniniz yoktur. Diğer taraftan daha sıradan çözümlere sahip olanların başarıya giden gizli bir yol izlediği görülüyor. Tıpkı De Flander’inki gibi, benim deneyimime göre de, fark sunulan çözümden ziyade lider ve onun stratejisiyle, bunu nasıl hayata geçirdiğiyle ilgilidir.Potansiyel bir müşteri veya yatırımcıyla bir dahaki sefere konuştuğunuzda, uygulama dinamiklerinize daha fazla, ürün sunumuna daha az zaman ayırın. Bunun, en azından yeni girişiminizin ilk aşamasına ve muhtemelen uzun vadeli iş başarısına giden bir kısayol olacağını düşünüyorum.Orijinal yayın tarihi: 24 Mart 2024Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için bir takım değişiklikler yapılmıştır.