Basketbol oyuncusu olmaktan oyunculara liderlik etmeye ve onlara akıl hocalığı yapmaya geçişinizde sizi motive eden neydi?Küçük yaştan itibaren basketbolcu olmak istediğimi biliyordum. Çocukluğum küçük bir kasabada geçti ve çevremdeki insanlar “Yapma demiyorum, hobi olarak yine yap. Ama ekmeğini basketboldan çıkaramazsın.” dediğinde dahi en büyük tutkum basketbolun peşinden gideceğimden ve yolun sonunun antrenörlüğe çıkacağından emindim. Aslında tüm hayatımın gidişatı bugün vardığım yeri işaret ediyordu. Aktif sporcuyken de üst seviyede antrenörlük yapmamı sağlayacak sınavları geçip diplomalarımı alıyordum. Dolayısıyla profesyonel sporculuk kariyerimden sonra antrenörlük mesleğine geçmek istediğimin hep bilincindeydim.Bugünkü koçluk vizyonunuzun şekillenmesinde payı olan isim ya da isimler var mı?Biraz daha geçmişe gidecek olursam, beni basketbolla babam tanıştırdı. Küçük çocuklara antrenörlük yapardı, ben de peşinden hiç ayrılmazdım. Sonrasında, 16-17 yaşlarında Alain Jardel’le tanıştım, kendisi Fransa Milli Takımı antrenörlüğü görevini üstlenmişti. Sporculuk kariyerimde tarzımı şekillendiren kişi olmasının yanı sıra, nasıl bir antrenör olmak istediğimi onun sayesinde keşfettim. Bugün özellikle jenerasyon farkının da etkisiyle oyuna başka pencerelerden bakıyor olsak da bugünlere Alain Jardel’den el alarak geldim.Fenerbahçe kadın basketbol takımının koçu olarak kişisel vizyonunuzu Fenerbahçe’nin değerleri ve vizyonuyla nasıl uyumlu hâle getiriyorsunuz?Her şeyin aynı hizada ve vizyonda olmasının elzem olduğunu düşünüyorum; kulüp, yöneticiler, personel ve oyuncular. Benim çalışma tarzım, emir-komuta zincirinden ziyade ortak katılımı esas alıyor. Bir projeyi ve sezonu sporcularla birlikte inşa edip hayata geçirebiliyoruz. Projeyi anlattığınızda, neyin neden olduğunu açıkladığınızda ve hedeflere bir anlam kattığınızda, sporcuların projeye katılımı da daha kolay oluyor. Bugün sporcularımızla da bu şekilde çalıştık; beraber inşa ederek, paylaşarak. Sporcularınız da inşa ettiğiniz projeye katıldığında bir antrenör olarak işiniz çok kolaylaşıyor.Sahanın ötesinden bakan biri olarak sizce basketbolun genç sporcuların sosyal hayatta güçlenmesi ve gelişmesine katkısı nedir?Bugüne dek muhteşem sporcularla çalışma fırsatı yakaladım. Harika birer sporcu olmalarının yanı sıra harikulade birer insan olduklarının altını çizmeliyim. Karaktere çok önem veren biriyim. Sporun da kadınların gelişimine katkı sağladığına inanıyorum. Onların saha içindeki ve gündelik hayatlarındaki yükselen özgüvenlerine şahit olduğumda tutkularının karakterlerini geliştirdiğini görüyorum.Valérie Garnier röportajını Inc. Türkiye YouTube kanalından izleyebilirsinizTakım sporlarında ekip içi iletişimin etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?Elbette ortak bir tutku paylaştığınızda, kolektif bir sporun parçası olduğunuzda kendi aranızda mecburen bir dil geliştirmeniz gerekiyor. Baktığımızda, takımda iletişim olmasaydı bu sezonki başarılarımızı elde edemezdik. İletişim olmadan bir adım ileri gidemezsiniz. Bu sadece sporla da sınırlı değil, şirketlerde veya gündelik hayatınızda da insanlar arası iletişim, huzur için olmazsa olmaz bir detay.Teknoloji ve veri analitiği sporu giderek daha fazla şekillendiriyor. İnovasyonu koçluk ve takım performansı vizyonunuza nasıl entegre edersiniz?Tabii ki günümüzde performansı artırıcı pek çok teknoloji bulunuyor. Her ne kadar benim için insan olgusu merkezde olsa da teknoloji, veri, istatistik, video analiz ve rakamlar işimizin bir parçası. Çünkü gözle görmek, iletişim kurmak, takım içinde yaşananlar gibi insani boyutlara daha çok inansam da performansı artırmak için rakamları da biraz kullanmak lazım. Herkes kendi alanında yetkin ve herkesin kendi tercihleri bulunuyor. Her konunun bir uzmanı var ve ben rakamların uzmanı değilim. Birlikte en iyiye ulaşmak için herkes kendi uzmanlığındaki konu başlıklarını masaya getiriyor. Vizyonunuzun sınavdan geçtiği bir anı paylaşabilir misiniz? Hedeflerinizin peşinden koşmaya devam etmek için bu zorlukların üstesinden nasıl geliyorsunuz?Bu sezon muhteşemdi. 7,5 ay, 57 maç, 55 galibiyet, 4 kupa. Her sezon böyle geçmiyor. Bir antrenörün kariyerinde çok zor anlar olabiliyor. Mesela ben, Fransa Milli Takımı’nın başantrenörüyken 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda Japonya’ya karşı kaybettiğimiz anı unutamam. Olimpiyatta turları geçmek için maçları kazanmamız gerekiyordu. Olaylar çok hızlı gelişiyordu ve biz iyi bir maç çıkarmıyorduk. Kızlardaki şüpheyi görüyordum. Mental çatışma ve kavgayı benimseyen bir antrenörlük tarzım yok fakat bronz madalyayla dönmek adına o gün takımı sarsmam gerektiğini biliyordum. Yarı finallerde yenildik ama bronz madalyayı kazanmayı başardık.Verdiğiniz aranın ardından yola Fenerbahçe’yle devam etme konusunda temel motivasyonunuz neydi?Olimpiyatlardan sonra bir sene sahalardan uzak kaldım. Sonrasında bir erkek basketbol takımından teklif geldi. Değişikliğe ihtiyacım vardı, kabul ettim. Bu profesyonel erkek basketbol takımına antrenörlük yapmaktan inanılmaz keyif aldım. Erkek takımıyla çalıştığımda oyunun daha hızlı, iletişimin direkt olması çok iyi hissettirdi. Sonrasında 15 Ağustos 2023’te Fransa’nın Tours takımıyla sezonu açtım ve sekiz gün sonra FIBA Hall of Fame’e dahil olmak için Manilla’ya seyahat ettim. Oradayken Fenerbahçe’den bir telefon geldi. Sadece Fenerbahçe beni kadın basketboluna geri döndürebilirdi. Çok az düşündüm çünkü Fenerbahçe demek, Avrupa’nın hatta bazıları için dünyanın en iyi oyuncularına sahip olma, şampiyonluklar kazanma, özellikle de benim hiç kazanmadığım Euroleague’i kazanma fırsatı sunan kulüpte olmak demekti. Böylece kendimi Fenerbahçe’de buldum.Takımın koçu olarak ilk kez göreve geldiğinizde ligin bitmesine üç hafta vardı ve takım sezonu şampiyon olarak tamamladı. Son ana kadar mücadele etmenin vizyonunuzun bir parçası olduğunu söyleyebilir miyiz?Fenerbahçe hikâyemin başladığı 2018 sezonu, meme kanseri tedavimin sonuna tekabül ediyor. Dolayısıyla benim için oldukça zor bir zamandı. Fenerbahçe beni almaya gelmişti ve takım da hassas bir dönemdeydi, ligde üçüncü sıradaydı. Euroleague Çeyrek Finali’nde turnuvaya veda etmişti. İşime çok istekli ve pozitif bir şekilde başladım, benim de ilk yurtdışı deneyimimdi. Gardı inmiş bir takım, üzgün oyuncular, mutsuz bir ekip ve zor bir sezon geçiren bir takımla karşılaştım. Ben de insanlara kulak verdim, o sezon ne yaşadıklarını dinledim, problemleri tespit etmeye çalıştım ve bazı sonuçlara vardım. Sporcularım için hazır olduğumu onlara hissettirdim ki şevklerini geri kazanabilsinler. Sezonun sonunda da Lig Şampiyonluğu’nu kazandık. 2019’da Fenerbahçe kadın basketbol takımıyla yollarınızın ayrıldığını telefonunuza gelen bir SMS’le öğrendiğinizi söylemiştiniz. Ardından 2023’te tekrar takımın başına geçtiniz. O dönemki ayrılık sürecini sizden dinleyebilir miyiz?Bu benim için çok önemli bir anı çünkü ilk sezonumdu. Yine Lig Şampiyonluğu’nu ve Türkiye Kupası’nı kazandığımız ikinci sezon, kontratımın da sonuydu. Bir mesajla da önümüzdeki sezon birlikte çalışmayacağımız beyan edilmişti. Mesaj bana Fransa Milli Takımıyla EuroBasket’e başlamadan önceki akşam geldi. Ama bu bir basketbol antrenörünün hayatının bir parçasıdır. Kontratınızın sonundayken kulüpler sizinle yolları ayırma tercihinde bulunabilirler. Gelecek sezonun takımı için çalışmaya başlamıştım ama bu böyledir. Böyle şeyler yaşamayı kabul edemiyorsanız antrenörlüğe soyunmamanız gerekiyor.