Roberto Angulo, akademik ağlarda ilan veren öğrenci ve mezunları işverenlerle buluşturan San Francisco merkezli AfterCollege'ın kurucusu ve CEO'su. AfterCollege 2012 yılında yaklaşık 7 milyon dolar kazandı. Angulo hikâyesini Inc.'den Leigh Buchanan'la paylaştı.1999 yılında büyükannemin cenazesi için Meksika'ya gitmiştim. Çocukluğumdan beri görmediğim büyük amcamla konuşurken altın saatinin üzerindeki GTE amblemini fark ettim. Dev telekom şirketi GTE, internet öncüsü işverenim Bolt Beranek and Newman'ı yeni satın almıştı. Oradaki deneyimini dinlemek istedim ve öğrendim ki amcam GTE tarafından yutulan daha küçük bir şirkette çalışıyormuş. Yaklaşık 40 yıllık serüvenin ardından, altındaki 4 bin kişiyi yöneten bir baş mühendis olmuş.Çok etkilenmiştim. Ama cenazedeydik ve ben faniliğimi ve pişmanlıklarımı düşünüyordum. Kendime şunu sordum: Ömrümün sonunda bu yeterli olacak mı? Bir altın saat? Amcamla kariyer yolculuğumuz hemen hemen paraleldi. Ama birden daha fazlasını istediğimi fark ettim. İşimden ayrıldım ve AfterCollege üzerinde çalışmaya başladım.AfterCollege'ı iki yıl önce, Stanford'da ekonomi okurken yurt odamda başlatmıştım. BBN'de, eğlence olsun diye ücretsiz bir hizmet olarak sunmaya devam ettim. AfterCollege’ın işe dönüşmesinde üç kişi etkili oldu. İlki kız arkadaşım, şimdiki karım. Benim ilk ortağımdı, ama strateji ve iş planı konularında hep çatışıyorduk. Birbirimizi öldürmeden birlikte çalışamayacağımızı anladığımızda, günlük operasyonlardan çekildi (ama hâlâ yönetim kurulumuzda).Yardıma ihtiyacım olduğu için Stanford'a döndüm ve biri satışları, diğeri de üniversiteler ve akademik bölümlerle ilişkileri yönetmek üzere iki yeni mezunu işe aldım. Üçümüz birbirimize kurucu ortakların olabileceği kadar yakındık. Tüm kararları oybirliğiyle, genellikle de birayla cilalayarak alırdık. Birlikte takılır, birlikte seyahat ederdik. Sabahın erken saatlerinde bir iş toplantısı için New York'a uçtuğumuzu ve bir otoparkta takım elbiselerimizi giymeye çalıştığımızı hatırlıyorum. Sonraki üç haftada Doğu Yakası’nı baştan aşağı gezdik. Bozuk paranız olmadığı için (yaşadığımız Kaliforniya'da paralı yol yok) otoyol gişesinde sıkışıp kaldığınızda ve arkanızdaki onlarca araba kornaya basarken yanınızdakilerle bağ kurmamak elde değil.Fakat farklı vizyonlar, en yakın ortaklıkları bile parçalayabilir. Geçtiğimiz on yılın ortalarında senelik büyüme ortalamamız yüzde 30’du. Bunun çok yavaş olduğunu düşünüyordum, yüzde 100 büyüyor olmalıydık. Çok hırslıydım. Kurucu ortaklarımdan biri de benimle aynı fikirdeydi ama diğeri gayet iyi gittiğimizi düşünüyordu. Acele etmememizi, içeride insanları aşağıdan yukarı yetiştirerek büyümemizi istedi. Ama hiçbirimizin iş dışında yönetici olarak dişe dokunur bir deneyimi yoktu. İçeride nasıl yeni yöneticiler yetiştirecektik ki? Ve bu ne kadar sürecekti?16 ya da 17 kişilik bir şirketin profesyonel bir yönetimle çalışmasının abartılı olduğu düşünebilirsiniz. Ama ben yukarıdan aşağıya doğru çalışmak, deneyimli insanları getirerek onların altlarındaki çalışanları geliştirmelerine ve organizasyonumuzu şekillendirmelerine izin vermek istedim. Otoriter davranmaya alışık değildim. Ama CEO bendim ve bu benim kararımdı.2007 ve 2008'de satış, mühendislik ve üniversite ilişkilerinden sorumlu direktörler işe aldım. O andan itibaren her şey değişti. Artık herkes her şeye karışmayacaktı. Direktörler kendi görevlerinden sorumlu olacaktı. Yeni işe alınanlar hızla kararlar almaya başladı ve görüşlerini verilerle destekledi. Bu adamlar gemideyken, şirket Star Wars gibiydi. Güç bizimleydi.Kurucu ortağım bundan hoşlanmadı. Artan hız, artan baskı anlamına geliyordu. Birkaç çalışanından vazgeçmek zorunda kaldı. Mutsuzluğunu gizlemiyordu ve ilişkinin nereye doğru gittiğini görebiliyordum. Ama bunu durdurmak için hiçbir şey yapmadım. Öyle bir noktaya gelmişti ki eski dostumla ofiste yan yana gelmekten kaçınmaya başlamıştık.2008'de kendi yoluna gideceğini söyledi. Nezaketimizi korusak da öfkeliydik. Doğu Yakası’na taşındı ve bir enerji şirketinde çalışmaya başladı. İki yıl boyunca hiç konuşmadık. Geçenlerde bir gün hâlâ elinde tuttuğu hisse senedi opsiyonları hakkında bir şeyler sormak için benimle temasa geçti. Önce resmi bir dille, sonrasında daha sıcak tonlarda yazışmaya başladık.Ya dostluk ya iş: Zor bir seçim. Bir CEO olarak şirketinizi seçmeniz gerektiğini düşünüyorum. Zamanla her ikisini de kazanma ihtimaliniz var.Orijinal yayın tarihi: 31 Temmuz 2012Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.