Kurumsallaşma diyet yapmaya benzer. Hani herkesin hevesle başladığı ama çok azının başarabildiği o diyetlere… Kişinin sağlık durumu, boyu, kilosu gibi faktörler gözetilerek özel olarak hazırlanır. Kimi cesaret edemez, kimi inanmaz, kiminin işine gelmez, kimi bedel ödemek istemez, kimi de hep doğru zamanı bekler. Yapmayanlar içinse hazin son bellidir: Kurumsal Obezite! Ya yersin ya da yersen!Üst düzey yöneticilerin dilinden hiç düşmeyen kurumsallaşma, her söylemin merkezindedir ve bütün sorunların, kendisinin eksikliğine bağladığı bir kavramdır. Öte yandan çalışanlar da bir kurumsallaşma beklentisindedir. Onlar da belirsizliklerin ve karmaşanın bu yolla çözüleceğime inanır. Hatta o şirkette çalışmayanlar bile bu beklentidedir. İşe alım mülakatlarında adayların çoğu hayallerinin ve şirket tercihlerindeki en önemli faktörün “kurumsal bir şirkette çalışmak” olduğunu ifade eder. Ancak bu süreci inşa etmek, hayata geçirmek ve sürdürmek çok fazla çaba gerektirir. Bazen istemek, hayal etmek, beklenti içerisinde olmak yetmez. Herkesin istemesinden ziyade önce hazır olması, sonrasında niyetli olması ve nihayetinde sorumluluk alması gereken bir süreçtir. Kurumsallaşma süreci yöneticiler için bazı yetkilerinden vazgeçmeyi, çalışanları için sorumluluk almayı, çaba göstermeyi ve uyum sağlamayı; işe girmek isteyenler için de doğru yetkinliklere sahip olmayı şart koşar.Kurumsallaşma hazır olma hâlidirKurumların faaliyetlerini sürdürürken kişisel uygulamalar yerine kurumun kendi gözlenebilir süreçlerini, iş yapma yöntemlerini ve ölçülebilir verilerini standartlaştırması kurumsallaşmanın en önemli göstergeleridir. Kalıcılık ve sürdürülebilirlik için bireyden bağımsız, ancak kuruma ve sisteme bağımlı bir bakış açısı geliştirmek gerekir. Bunun için de işe temel prensipler ve ilkeleri oluşturmakla başlanmalıdır. Bu durum sürekli veri toplamayı, ölçmeyi, analiz etmeyi, değerlendirmeyi, raporlamayı, yeniden düzenlemeyi ve takip etmeyi gerektirir. Stratejik olgunluk, operasyonel yetkinlik ve kültürel hazır olma hâli kurumsallaşmanın olmazsa olmazlarıdır. Kişilerin değil, sistemin ve bileşenlerinin kapasitesine ve yeteneğine güvenmek kurtuluş yoludur. Ancak bu süreç zorlu, dikenli, zahmetli ve hepsinden öte, nefis mücadelesi güdülen bir imtihanıdır. Kolaydan kaçmayı ve çoğu zaman da vazgeçmeyi gerektirir.Kurumsallaşma sonu gelmez bir yapılandırma eylemidirAslında kurumsallaşma, yazının başında paylaştığım diyet örneğinde olduğu gibi değer oluşturmayan unsurlardan, yani fazlalıklardan kurtulmak anlamına gelir. Kişinin fit olması için nasıl sık ve yoğun antrenman, fedakârlık, çaba, kararlılık, disiplin, irade, sabır gerekliyse kurum açısından da sadeleşmek, yalınlaşmak, çevikleşmek, düzene girmek ve standartlaştırmak için aynı şeyler gereklidir. Kararlı başlangıç, sahiplenme, disiplinli çalışma, sağlam irade, sabır, motivasyon ve süreklilik olmadan ne fit olabilirsiniz ne de şirketinizi kurumsallaştırabilirsiniz. Bunlar olmadan daldığınız kurumsallık hayali, kişilere de kurumlara da büyük zarar verir. İşi çözecek zor ama alternatifsiz kısmıysa sonunu hayal etmekten ziyade sürece odaklanmaktır.Kurumsallaşma azalarak çoğalmaktırKurumsallaşma azalarak çoğaltır, sadeleşerek zenginleştirir, standartlaştırarak etkinleştirir. Günü kurtarmak için değil geleceği inşa etmek için, gizlemek değil şeffaflaşmak için, kişiler değil süreçler için tercih edilmelidir. Peki kurumsallaşamazsak ne olur? Başlangıçta çabuk yol alırız. Fakat ulaşacağımız tek yer çıkmaz sokaktır. İlk etapta nefsimize hoş gelir. Ama yavaş yavaş suçluluk kendini göstermeye başlar. Şiştikçe şişeriz ama bir türlü doymayız. Değiştiğimizi zannederiz ama gelişemeyiz. Hızlandığımızı hissederiz ama yol kat edemeyiz. Büyüdük deriz ama sağlıklı olamayız. Direksiyonu bırakmayız ama kontrolü çoktan kaybetmişizdir. Çalıştığımızı zannederiz ama maalesef sadece oyalanıyoruzdur.. Mevcut yapıya sahip çıkıp oyalanan yöneticiler, çalışanlar, sistemler ve süreçlerden kurtulmak kurumsal obeziteyi de önleyecektir. Maalesef fazlalık yağlar, çalışan kasları da görmemizi engeller.Kurumsallaşmaya ne zaman başlamalı?Yetkileri, görevleri, sorumlulukları, süreçleri tanımlamadan ortama kattığımız her bir yeni unsur, ister yeni bir süreç ya da sistem, ister yeni bir insan ya da görev olsun işi daha da karmaşık hâle getirir ve sorunu büyütür. Unutmayın, umursamadığınız o kar tanesi kartopuna, kartopu çığa dönüşür. En kötüsü de kurumsallaşmamanın başlangıçtaki hızlı ve tatlı kazanımları durumun farkına varamızı engeller. Maalesef fark ettiğimizde iş işten geçmiştir. Yükün çoktan altında kalmış biri bizi bulup çıkarsın diye bekleriz. Önce işleri toparlayayım sonra kurumsallaşırım demekse çok büyük bir yanılgıdır. Acı ama gerçek. İş hayatının başlangıçta tanımlayamadığımız hiçbir şeyi ilerisinde tanıtmamız da kolay değildir. Bu nedenle, doğru zaman geçmeden, hemen şimdi başlamak gerek.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.