Kısa süre önce Netflix’te yayına girip tüm dikkatleri üstüne çeken Kuvvetli Bir Alkış dizisinin bizdeki çağrışımları üzerine düşünmek ve düşündürmek istiyorum. Bu diziyi tanımlarken kullandığımız kelimeler diğer dizilere uygun gördüklerimizden çok farklı. Berkun Oya’nın son yapımını garip ve belki biraz da saçma bulabiliriz; izleyiciyi dizinin her anında şaşırtma becerisine şapka çıkarabiliriz. Kuvvetli Bir Alkış’ın zamanının ötesinde, yaratıcı ve çizgi dışı olduğunu görmezden gelmemiz zaten mümkün değil.Hayatın hangi alanında var olduğumuzdan bağımsız, ana akımda hâkim olan modellerin ve kabul gören yöntemlerin en iyi versiyonlarını yaparak dikkat çekmek ve başarılı olmak tabii ki mümkün. Diğer taraftan şunu da hatırlamak gerek: Gerçek anlamda değişim, merkezin içinde gerçekleşmiyor. İçine yerleştiğimiz alanların dışına çıkarak yeni kulvarlar yaratmadan kendimizi baştan var etmemiz mümkün olamıyor.Bugüne kadar nelerin alkış aldığını umursamadığımızda, kendi hayallerimizi kurduğumuzda ve o zor görünen eşiklerde vazgeçmeme cesaretini gösterdiğimizde yepyeni yollar açılıp mucize işler ortaya çıkabiliyor. Ancak buna benzer işleri yüzeyde kalmadan, derinlere inerek ve seçtiğimiz alanlarda yoğunlaşarak gerçekleştirebileceğimizi de unutmamalıyız.Büyük olasılıkla Kuvvetli Bir Alkış’ı beğenmeyen çok sayıda insan olacak. Elbette kendilerine göre son derece haklı nedenleri de vardır. Diziyi yurtdışındaki farklı formatlara benzetenler de olacak. İşte bu yüzden her şeyden önce, “Biz yeni ve farklı bir iş yapıyoruz.” demek için o işin dünyadaki ilk örneğini tüm insanlığa sunmak gibi bir zorunluluk olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Bu zamanda ve bu coğrafyada, dönemin diğer işlerine benzemeyen ve heyecan veren bir içerik sunmak başlı başına çok değerli.Ayrıca farklı kesimler arasında ilk bölümü bile bitirmeyenler varsa eğer, biz bu durumu da sadece normal ve güzel bulabiliriz çünkü buradaki konu, herkes tarafından beğenilen bir iş yapmak değil. Geniş kitleleri ortak beğenide buluşturmayı başaran işleri değerli ve ustaca bulmakla birlikte yaratıcı, yenilikçi ve cesur işlere imza atmanın da başka ve bir üst lig iş olduğunu kabul etmek gerekiyor.Berkun Oya’nın dizi formatında, hikâye anlatımında ve mizah anlayışında yaptığını hepimiz kendi alanlarımızda yapabiliriz. En azından yapmayı deneyebiliriz. Henüz herhangi bir alanda hiçbir adım atmamış olsak bile, işe doğru ve güçlü sorular sorarak başlayabiliriz. Mesela şu sorularla yola çıkabiliriz: “Ben kendi iş alanımda nasıl yeni bir değer yaratabilirim? Mutlaka herkes tarafından beğenilen bir iş yapmış olmayı önemsemediğimde başka neye cesaret edebilirim? Bugünü aynen geleceğe taşımak yerine geleceği bugünden yaşamaya nereden başlayabilirim?”Sorularımızın cevaplarını bulmak üzere yeni bir zihniyetle yola çıkarken, düşünmeye garip ve saçma algılanmaktan korkmayarak başlayabiliriz. İnsanları şaşırtmaktan keyif almayı deneyimleyebiliriz. Çizgilerin dışına uzanmak istiyorsak o çok sevdiğimiz alışkanlıklarımızı terk etmeye karar verebiliriz. En güzeliyse zamanın ötesine geçmenin tadına bakabiliriz. Neden olmasın?Beğenelim ya da beğenmeyelim, Kuvvetli Bir Alkış hepimize her alanda ilham ve cesaret veriyor.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.