İnsanlar bana “Nasıl mükemmel bir lider olabilirim?” diye sorduklarında başka bir soruyla karşılık veriyorum.“Neyi gerçekten iyi yapıyorsun?” diye sorarım. “Güçlü yönleriniz neler ve liderlik ettiğiniz kişileri en iyiye ulaştırmak için bunları nasıl kullanıyorsunuz?” Güçlü yönleri sorulunca genellikle insanların ağzından cevaplar dökülüverir. Sıklıkla Steve Jobs gibi kült isimlerin bütünsel, büyük resme odaklanan bir düşüncesiyle cevap verirler. Dünyanın dört bir yanındaki büyük ve küçük şirketlerden CEO’lar ve üst düzey yöneticilerle konuştum. Bu tecrübelerime dayanarak diyebilirim ki liderleri genellikle şaşırtan şeyler, zayıf yönlerini sorduğumda ortaya çıkıyor. Mesela:1)En çok zorlandığınız alanlar neler?2)Neleri geliştirmek istersiniz?3)Liderlikte en zayıf yönlerinizi nasıl kullanırsınız?Gerçekten büyük bir lider olmak için sadece güçlü yönlerinizden faydalanamazsınız. Zayıf yönlerinizi tanımalı ve nasıl kendi liderlik tarzınıza faydalı hâle getirebileceğinizi öğrenmelisiniz. Bu sayede, özgün ve yetkin görünebilirsiniz.Harvard Business School yönetim gurusu John Kotter’in belirttiği gibi, “Büyük liderlik, gerçeklikten kaçmak değildir. Bilakis, yaşadığınız zorlukları insanlarla paylaşmak, kriz anlarını çözmek için atacakları adımlarda onlara ilham verecektir..”Gerçek şu ki, bir lider olarak tek bir numarayla bütün gösteriyi sırtlanamazsınız. Liderliğin temel bileşenleri, sorumluluğunuz altındaki kişileri anlamak, onlarla iletişim kurmak ve harekete geçmeleri için ilham vermektir. Bu nedenle onların dilini konuşmalı ve sadece kendi çalışma yöntemlerinize güvenmemelisiniz. Bir örnekle durumu anlatalım: Mesela, sizin teori üzerinden açtığınız bir tartışma, hayatını dirsek temasıyla ya da insanlarla yan yana çalışarak kazanan birine hiçbir anlam ifade etmeyebilir.Farkındayım. Zaaflarımızla liderlik etmek kesinlikle kolay değil. Fakat bu, bir anlamada krizi fırsata çevirmeyi başarmak demek.Bunun aslında mümkün olduğunu bir örnek üzerinden göstermek istiyorum. Kendi danışmanlık şirketini yöneten ve liderlik konusunda tanınmış bir konuşmacı olan hem arkadaşım hem de iş ortağım Matt üzerinden… Matt daha çok beyninin sağ tarafını kullanan, sosyal ve kavramsal düşünmeye yatkın biri. Girişkenliğin yanında bu özelliğini de hemen fark edebilirsiniz. Şimdi zayıflıklarına geçelim. Yapısal veya süreç odaklı bir şekilde düşünmekte ya da davranmakta çok zorlanıyor. Bir dönüm noktası yaşadı ve sevdiği şeylere harcadığı zamanın karşılığını alamayınca bir şeylerin değişmesi gerektiğini fark etti. Güçlü yönlerini iki katına çıkarmak yerine, kriz anlarında neleri daha iyi yapabileceğine odaklandı. Sonunda iki çıkarımı oldu:Etrafına yapısal düşünme konusunda güçlü tercihleri olan insanlarla donatmak. (İnsanları bir araya getirmeyi sever). O günden beri onlara güveniyor.Kafasını toplamak ve yapması gereken işleri planlayıp tek seferde bitirmek için yola koyulmak. Bundan böyle Matt’in konuşmalarına katılan her müşteriye ayrıntılı bir gündem sunuluyor ve her etkinlikte Matt’in çalışmalarından somut bir geri dönüş elde edilmesini sağlamak üzere eylem maddelerinden oluşan bir takip listesi hazırlanıyor. İyi bir takım çalışmasıyla Matt’in yapısal işleri kotarmada bir sıkıntı çektiğini fark etmeniz imkansız hale geldi. Gördüğünüz üzere Matt, güçlü yönlerinin yanı sıra zorluklarla başa çıkmak için bariz bir çaba sarf ediyor.Harvard Business Review bu stratejiyi yineleyerek, mükemmel liderliğe ulaşmak için güçlü yönleri geliştirmenin yanı sıra zorluk çektiğiniz yerlerdeki kaslarınızı da güçlendirerek çapraz eğitime eşdeğer bir süreç uygulamak gerektiğini ileri sürüyor.İşte mükemmel liderliğe giden yolda en çok zorlandığınız alanları keşfedip üstesinden gelmeniz için gerekenler: 1. Bir fikri savunmakta zorlanıyorsanız, analitik düşünmeyi sevmiyor olabilir ya da bu konuda iyi olmayabilirsiniz. Aklınıza gelen fikri bir düşünün ve kendinize “Bu hangi sorunu çözer?” ve “Hedeflerimize nasıl bir faydası olacak?” diye sorun.2. Eğer ayrıntılar sizi zorluyorsa, muhtemelen yapılandırılmış düşünmeye yatkın değilsinizdir. Planınızı, olması gerektiğini düşündüğünüz yerden beş adım ötesini kapsayacak şekilde ileriye taşımaya odaklanın. Ayrıca kendinize “Herhangi birinin bilmesi gereken tüm ihtimaller neler?” diye sorun.3. Kararlarınızın başkaları üzerindeki etkisini dikkate almıyorsanız, sosyal düşünme becerileriniz gelişmemiş olabilir. Bir fikri hayata geçirmeden önce çalışanlar, müşteriler veya hissedarlar arasında fikir birliği sağlamaya odaklanın. Ayrıca onlara “Bu sizi nasıl etkiler?” gibi sorular sorun.4. Kendi kendinize büyük resmi göremiyorsanız, muhtemelen kavramsal düşünebilen biri değilsiniz. Bir fikrin diğerine nasıl bağlanacağı konusunda beyin fırtınası yapmaya odaklanın ve bu fikirlerin bir, iki ya da beş yıl sonraki sonuçlarını hesaba katın.5. Doğuştan sessiz biriyseniz kendinizi ifade etmek, düşüncelerinizi ve duygularınızı başkalarına aktarmak için bir fırsat yaratıp yaratmadığınızdan emin olun. Eğer daha konuşkan biriyseniz de liderlik ettiğiniz kişileri bastıracak kadar çok konuşup konuşmadığınızdan emin olun.6. Doğuştan sakin mizaçlı biriyseniz, fikirlerinizi güçlü bir şekilde öne sürmekten çekinmeyin. Merak etmeyin, bunu saygılı bir şekilde yaparsanız zorba gibi görünmezsiniz. Öte yandan, rekabetçi ve yönlendirmeyi seven biriyseniz de başkalarının üzerine gitmediğinizden emin olun. Bunun yerine, mümkünse bir fikir birliği oluşturmaya çalışın.7. İşlerin amacına uygun ve direkt olmasını seviyorsanız, değişimin sürekli olduğunu bilin ve buna hazırlıklı olun. Zaman zaman plan değiştirmeye açık olun. Ancak değişimi zaten memnuniyetle karşılayabilen biriyseniz diğer kişilere bir şeyin neden değişmesi gerektiğine dair gerçek ve önemli gerekçeler sunduğunuzdan emin olun.Hepimizin doğuştan gelen benzersiz nitelikleri ve iyi olduğumuz şeyler vardır. İyi liderlik, sürekli iyi yapamadığımız şeyleri saptamak ve onları geliştirmek için uğraşmaktır.Orijinal yayın tarihi: 2 Ekim 2012Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.