Geçenlerde 11’incisi düzenlenen Brand Week’te bir konuşma dinledim: Domino’s Pizza'nın Türkiye macerasını anlatan Aslan Saranga’nın, şirketi sadece bir pizza zinciri olarak değil, bir foodtech (gıda teknolojileri) markası olarak tanımladığı konuşması. İşte o zaman, kafamda yeni bir düşünce filizlendi. Foodtech deyince aklıma hemen geleceğin gıdalarını üreten, belki de laboratuvar ortamında et geliştiren şirketler geliyordu. Ancak Saranga'nın vizyonunda Domino’s teknoloji, internet ve hızlı teslimatın oluşturduğu modern bir aşk üçgeninin içindeydi.Hızın Gücü: “30 dakikada kapında. Yoksa anında bedava.” 1996'da Türkiye'ye adım atan Domino’s, paket teslimat hizmeti veren ilk fast food markasıydı. "30 dakika veya bedava" sloganıyla tanıdığımız bu marka, teknolojiyle hızın mükemmel uyumunu simgeliyordu. Z kuşağı dışında, bu yazıyı okuyan herkesin aşina olduğu o eski modem bağlantı sesi gibi, Domino’s da hayatımıza hızla giriş yaptı. İlk faks siparişlerinden bugüne, WhatsApp'tan Facebook'a, Trendyol'dan Yemeksepeti'ne kadar geniş bir dijital platform ağında varlık gösteriyor. Bu, sipariş verdiğiniz anda restoranın siparişinizi gördüğü ve pizza hamurunu açmaya başladığı anlamına geliyor.E-Ticaretten Kocaman Bir Dilim: Müşteri Verilerinin GücüDomino’s lezzetli pizzaların ötesine geçerek bir e-ticaret devine dönüştü. Müşteri verilerini analiz eden, sadakat programları geliştiren ve dijital reklamlarla farklı kitlelere ulaşan bir marka hâline geldi. Pazarlama duayeni Peter Drucker'ın dediği gibi, "İşletmelerde en önemli şey müşteridir." Domino’s bu felsefeyi benimseyerek, 18 yaşındaki üniversite öğrencisinden dört kişilik aileye kadar farklı segmentlere özel stratejiler geliştiriyor. Bu, Domino’s’u sadece bir pizza zinciri olmaktan çıkarıp foodtech şirketi olarak konumlanmasını sağlıyor.Peki bundan sonra ne olacak?Aslan Saranga'nın yeni girişimi Coffy, herkese uygun fiyatlı kahve sunmayı hedefliyor. İster pizza ister kahve olsun, temeli dijitalleşmeye dayanan ve büyüme stratejilerini bu temel üzerine kuran markaların geleceği parlak. Domino’s'un hikâyesi, teknoloji ve geleneksel iş modellerinin nasıl etkileyici bir birleşim yaratabileceğinin canlı bir örneğini sunuyor.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.