Son zamanlarda bahşiş meselesi, tüketicinin tahammül edemediği bir stres kaynağı hâline geldi. Her ne kadar böyle bir mecburiyet olmasa ve hizmet kalitesi kötü de olsa bahşiş konusunda kafalar karışık. Üstelik Amerikalı tüketicilerin çoğu bahşiş baskısından yaka silkmiş durumda. Öyle ki bu konuda detaylı bir anket bile yapılmış. Sonuçlara göre, katılımcıların yaklaşık yüzde 60’ı hizmet sektörü çalışanlarına daha fazla maaş ödenmesi gerektiğini söylüyor. Neden mi? Çünkü hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmeler çalışan maaşlarını müşterilerin bırakacağı bahşişi göz önünde bulundurarak belirliyor. Yani işveren, eksik verdiği maaşın üstünü müşterinin bahşişle tamamlanmasını bekliyor.Kendimizi eve kapatıp aramızdaki fiziksel mesafeyi açtığımız pandemi dönemi, hem iş yaşamımızı hem de alışkanlıklarımızı altüst etti. Eskiden çoğu Amerikalı için sıradan olan dışarıda yemek yemek, bar veya kafelerde vakit geçirmek gibi keyifli aktiviteler kısıtlamalarla birlikte değere bindi. Kısıtlamaların gevşemeye başladığı ilk günden itibaren eski alışkanlıklarına kavuşan insanlar, bu aktivitelerin kıymetini anladı. Hâliyle mutluluğunu, pandemi döneminde hasret kaldıkları mekânlarda kahve ya da yemek servisi yapan çalışanlara nasıl göstereceğini şaşırdı. Hâtta bu durum öyle bir hâl aldı ki, resmen bir kültür yarattı. Pew Araştırma Merkezi’nin “bahşiş kültürü” olarak adlandırdığı bu trend, insanların menüde yazan fiyatların dışında belli bir meblağı bahşiş olarak bırakma hevesine işaret ediyor. Oysa başta içten gelerek yapılan bu alışkanlık son zamanlarda biraz tat kaçırmaya başlamış gibi görünüyor.CNBC’ye göre, tüketiciler artık “bahşiş yorgunluğu” yaşıyor. Üstelik dayatılan “suçluluk bahşişine” de tepkililer. Bahşiş istenilen yerlerin sayısındaki artış insanları bıktırmış durumda. Birçok tüketici bu duruma “bahşiş enflasyonu” diyor. Ankete katılanların çoğu, işletme sahiplerinin çalışanlara daha iyi maaşlar vermesi gerektiğini, böylece müşteri üzerindeki bu haksız baskının kalkacağını söylüyor. Kişisel finans şirketi WalletHub tarafından yapılan ankette, katılımcıların yüzde 74’ü “bahşiş verme kültürünün kontrolden çıktığını” düşünüyor. Yüzde 57’siyse bunun sebebini, “işletmelerin çalışan maaşlarını bahşişle kompanse etmesine” bağlıyor. Katılımcıların yarısı bahşiş verneyi sosyal baskı nedeniyle bıraktığını, üçte biriyse artık bahşişi “bırakmak zorunda oldukları” bir şey olarak gördüklerini söylüyor. Sonuçlara baktığınızda ankete katılanların yüzde 80’inin neden “servis ücretlerinin yasaklanması gerektiğini” düşündüğünü anlayacaksınız. Bu durum, Avrupa’daki birçok restoran ve kafede yaygın olan hesaba eklenen yüzde 15’lik bahşiş uygulamasının Amerikalılar için pek de cazip olmadığını gösteriyor.Her yerde gördüğümüz bahşiş kutuları veya ödeme ekranlarında sürekli çıkan bahşiş miktarı seçenekleri tüketiciyi kelimenin tam anlamıyla “tüketti”. Bu durumdan rahatsız olan katılımcıların dörtte birinden fazlası, ödeme ekranında çıkan bahşiş önerilerinden daha az miktar bıraktığını söylüyor. Bir de üstüne kendilerine iyi hizmet verilmediği hâlde bahşiş istenmesi insanların sabrını zorluyor.Bakın WalletHub anketinin girişinde ne yazıyor: “Bahşiş kültürü hızla yayılıyor. Hiç insan teması olmayan kasiyersiz kasalarda bile bahşiş isteniyor. Artık sadece garson, kapı görevlisi veya barmenlere değil, normalde bahşiş bırakılmayan birçok yerde de bahşiş adı altında ekstra ücret bekleniyor.”Anket sonuçları açıkça gösteriyor ki, pandemi sonrası gösterdikleri gönülden gelen iyi niyetli cömert davranış tüketicileri işletmelerin gözünde bahşiş vermeye zorlayan bir baskı unsuruna dönüşmüş. Hâliyle tüketiciler, artan beklentiden son derece rahatsız. Katılımcıların çoğu bunda en büyük payın işverenlerde olduğunu söylüyor. İşveren müşterinin cömertlik veya sorumluluk duygularını istismar ederek, çalışanlarına hak ettikleri parayı “kalabalık fonlaması” yoluyla verme eğiliminde. İşin en can sıkıcı kısmıysa, artık her tüketici etkileşiminin bir bahşiş bırakma fırsatı olarak görülmesi.Tennessee, Clarksville’daki Austin Peay Üniversitesi’nden konaklama ve seyahat hizmetleri bölümü öğretim üyesi Tim Self, CNBC’ye verdiği demeçte “Geleneksel ve dijital uygulama tabanlı hizmetlerde (araç paylaşımı, teslimat uygulamaları gibi) müşterilerden bahşiş bekleniyor. Bu da ‘Her yerde bahşiş isteniyor’ algısı oluşturuyor. Bir bakıma da doğru… Sonuçta bahşiş verme kararı tüketiciye kalmış bir şey. Bence bundan sonra insanların çoğu bahşişe daha rahat ‘hayır’ diyebilecek. En makul seçenek bahşiş kutuları kullanmak olacaktır.” diyor.Orijinal yayın tarihi: 1 Aralık 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için bir takım değişiklikler yapılmıştır.