Bir soruyla başlayalım. Sizce kaç işletme, birinci nesilden ikinci nesle başarılı bir şekilde devrediliyor?A. Yüzde 7B. Yüzde 30C. Yüzde 50D. Yüzde 61Cevap B. İşletmelerin üçte birinden azı bir sonraki nesle geçişi başarıyla tamamlıyor. Eğer bu sayı size düşük geldiyse, bir de şunlara göz atın:Sadece yüzde 12'si üçüncü nesle ve sadece yüzde 4'ü dördüncü nesle ulaşabiliyor.Bir işletmede “1927'den beri” yazılı bir tabelaya rastladığınızda durup bu olağanüstü ailenin girişimcilik yeteneklerini takdir edin. Çünkü böylesine uzun ömürlü bir işletme en az Halley kuyruklu yıldızı kadar ender görülür.Peki, neden?Görünüşe göre bir işletmenin büyümesi, gelişmesi ve nesilden nesile sürdürülebilmesini engelleyen pekçok faktör var. İlk girişimciden bir sonraki kuşağa aktarılan işletmelerde kişisel çıkar çatışmaları, yetenek farklılıkları, kardeş rekabeti ve maddi sorunlara diğer zorluklar da eklenince tablo karanlıklaşıyor.Babacığımın biz dört kardeşe bıraktığı halı işinde bunu bizzat tecrübe ettim. Ne ben ne de kardeşlerim, bir halı dükkânına sahip olmak istemiştik. Hepimizin kendi planları ve hayalleri vardı. Babamın yılların birikimiyle ince ince işlediği yol haritasına rağmen kardeşlerim ve ben en nihayetinde şirketi genel müdüre sattık. Eminim babam dükkânının geleceğinin böyle şekilleneceğini tahayyül etmemişti.Peki bir aile şirketi nesilden nesile başarıyla nasıl aktarılabilir? Araştırmalara göre kuşaklar boyu ayakta kalmayı başaran şirketler aynı aile sırlarını paylaşıyor.1. İş meselesi başka, ailevi meseleler başka…Birkaç aile işletmesiyle çalıştım, koçluk yaptım ve hatta birkaçına doğrudan dahil oldum. İçlerinden bazılarında işler çok iyi giderken bazıları operasyonel sorunları bir türlü aşamıyordu. Peki aralarındaki fark neydi?İlk olarak en iyi aile şirketleri, işle özel hayatı birbirinden ayrı tutmaya ve kişisel meseleleri mümkün olduğunca dışarıda bırakmaya çalışır. Elbette bunu tam anlamıyla başarmak mümkün değil. Ancak başarılı bir aile işletmesinde herkesin iş tanımı ve görevleri bellidir. Ve ailenin fertleri evdeki rollerinin iştekinden farklı olduğunun bilincindedir.Bu noktada, kişinin aile içindeki rollerine saygı duyulması çok önemlidir.2. Girişimcilik hikâyeleri sonraki kuşağa aktarılır.Uzun yıllardır faaliyette olan bir işletmenin başarısını sonraki nesilde de devam ettirmesinin önündeki en büyük engel, yola çıkarken sahip olunan motivasyonun zamanla kaybolmasıdır. Girişimcinin içindeki fitili ateşleyen ihtiyaç, fikir ve tutkuyu yenmek veya taklit etme kolay değildir. Bunun doğal sonucu olarak da kurucuda bulunan iştiyak bir sonraki nesle aktarılamaz.İşte tam bu noktada ailenin girişimcilik hikâyesi devreye girer. Kurucunun ilham veren hikâyesini sonraki kuşakla paylaşmak ve elde edilen başarıları birlikte kutlamak önemlidir. Böylece geçmişle bağları kuvvetlenen yeni nesil, ata mirası işletmeyi yarına taşımak için teşvik edilmiş olur. 3. Aile üyelerinin yeteneklerini keşfeder, uygun şekilde eğitim almasını sağlar ve doğru pozisyonlarda konumlandırırlar.Büyük bir aile, birbirinden farklı yeteneklere sahip insanlardan oluşur. Asırlık aile işletmeleri de her kuşaktan üyeinin yetenek ve becerilerinden ayrı ayrı faydalanır. Bu, işlerin yıllar boyunca aynı geleneksel yollarla yürütülmesinin önüne geçer ki bu aile şirketlerinde çok yaygın görülen bir sorundur.İşin monotonlaşması gibi insanların da zaman geçtikçe yerinde sayması beklenmedik değil elbette. Ama çok nesilli aile işletmeleri, yeni kuşağın taze enerjisini lehine çevirerek bu duraklamayı engelleyebilir. Bu da genellikle önceki neslin, gençlere yenilikçi adımlar atma ve yeni fikirleri deneme fırsatı sunmasıyla mümkün olur.4. Çocuklar erken yaşta işe dahil edilir. Girişimci aileler, işletmeleri nesillerdir yaşıyor olsun ya da olmasın, çocukları erken yaşlardan itibaren işe dahil etmeye gayret eder. Bu tecrübe aidiyet hissini güçlendirirken gelecek vizyonunun da erkenden kazanılmasına yardımcı olur.5. Çocukların çok yönlü eğitim almaları teşvik edilir.Üst kuşaklar, sonraki neslin işe dahil olmadan önce dünya hakkında fikir sahibi olmasını ve kapsamlı bir eğitim almasını ister.6. Bir işletmenin yalnızca tek bir sahibi olur.Şimdi anlatacağım durum, çok nesilli işletmelerin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun olabilir. Kurduğu işletmeyi iki evladına bırakan birini düşünelim. Sonra onların da ikişer çocuk sahibi olduğunu ve nihayetinde aile işletmesinin bu dört kişiye miras kaldığını… Sonuç olarak elimizde her biri yüzde 25 hisseye sahip dört ortaklı bir işletme var ve bu büyük bir mesele.Birkaç nesil boyunca varlığını sürdüren birçok aile şirketi bu sorunun üstesinden tek bir kişiyi başa getirerek gelir. Yukarıdaki örnekte, ikinci nesil sahiplerin dördünün de günlük operasyonların sorumluluğunu eşit üstlenmesi hâlinde ortaya çıkacak sorunları bir düşünün. Bu felaketi önleyecek reçeteyse, sorumluluğu bir kişide toplamaktır.Evet, işinizi çocuklarınıza devretmek mümkün, ancak nesiller boyu varlığını koruyacak işletmelerin asırlık çınarlara dönüşebilmesi için özen ve dikkatle yönetilmesi şart.Orijinal yayın tarihi: 26 Aralık 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.