Öfke veya hayal kırıklığıyla başa çıkmak için kan ter içinde kalana kadar spor yapıyorsanız yalnız değilsiniz. Katarsis teorisine göre içinizde köpürmeye başlayan öfke gibi olumsuz duyguları fiziksel yollarla açığa çıkarmak bu duyguları dışarı vurmanıza yardımcı olurken rahatlamanızı da sağlıyor. Kurtlarınızı döktükten sonra “Oh be!” çekmek gibi de düşünebilirsiniz. Çok öfkeli olduğunuzda ya da hayal kırıklığına uğradığınızda egzersiz yaparken performansınız nasıl da artıyor, hiç dikkat ettiniz mi? Bunun nedeni öfkenin kortizol ve adrenalin seviyelerini artıran savaş ya da kaç tepkisini devreye sokması. Bu durum da stresinizi artırır. (İlerleyen satırlanda bu konuya daha detaylı değineceğim.)Vücudunuz doğal olarak kaslarınıza daha fazla kan pompalar, bu da kaslarınıza oksijen yoluyla ekstra enerji gitmesi demek ve bam! Artık daha güçlü hissediyorsunuz. Hatta gerçekten güçlenmiş olabilirsiniz. Yakın zamanda Frontiers in Psychology dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre koşucular kendilerini kızdıracak bir film izledikten sonra yaptıkları kısa mesafe antrenmanını, nötr duygular uyandıran bir film izledikten sonra yaptıklarından daha hızlı bitiriyor.Ama aslında işler tam olarak öyle yürümüyor. Öfkenizi ya da hayal kırıklığınızı enerji harcamanızı gerektiren fiziksel aktivitelerle bastırmak çok da işe yaramıyor. Üstelik bu konuda yapılan bilimsel çalışmalar bu metotla durumu daha da kötüleştirdiğinizi gösteriyor.Clinical Psychology Review’da yayınlanan ve 150’den fazla klinik araştırmayı içeren bir meta-analiz çalışmasına göre koşu, halter, ip atlama ve pilatesten çuval yumruklamaya, bir şeyler fırlatıp kırmaktan yastığa bağırmaya kadar sayısız eylem öfkenizi hafifletmiyor. Yaptığınız aktivite agresifleştikçe savaş ya da kaç tepkisinin ortaya çıkması, kortizol seviyesinin yükselmesi, daha fazla stres hissetme olasılığınız da o kadar artıyor. Dahası fiziksel güçten ziyade kalp atış hızının artmasına yol açan aktiviteler (ağırlık kaldırmaya kıyasla koşu yapmak gibi) öfkenizi dindirmek şöyle dursun sizi iyice öfkelendiriyor. Yani çoğu zaman öfkenizi dışa vurmaya çalışırken boşa kürek çekiyorsunuz. Peki ne işe yarar?Araştırmacılar uyarılmayı azaltan (arousal-decreasing) aktivitelerin daha çok işe yaradığını söylüyor. Mesela meditasyon, farkındalık, rahatlama egzersizleri, yoga (beni biraz gerse de sıcak yoga) gibi. Merak edenler için söylüyorum, yapılan araştırmalara göre meditasyon, öfke ve hayal kırıklığını azaltmada birinci sırada geliyor. (Meditasyon konusunda beceriksiz olmam çok üzücü.)Bu araştırmaların sonuçlarına bakınca deneyimlerimle de ne kadar paralellik gösterdiğini gördüm. Kaç kez engellerle dolu parkurlarda bisiklet sürmeye çıktığımı ve kalbimde nefret duygusuyla pedal çevirmeye başladığımı hatırlamıyorum. Yanlış anlamayın, nefretimin sebebi sürüşün kendisi değil. Birinin bana söylediği veya yaptığı bir şey mesela. Ya da bana bir saygısızlık yapıldığını düşündüm ve önemsenmemiş hissettim. Beni boğan o korkunç hisleri açığa çıkarmak için yoğun bir kardiyo egzersizlerine sığındım.Kızgın ya da sinirli olduğumda bu duygular bende uzun bir antrenman yapma isteği uyandırıyorsa? Merak etmeyin, bunda bir gariplik yok. (Egzersiz bana iyi geliyor ve benim beslendiğim şey bu derim. Krizi fırsata çeviririm.)Zira uzun bir antrenman öfkemi ya da hayal kırıklığımı dindirmez. Aksine daha da körükleyebilir. Beni rahatsız eden durumla başa çıkmak için daha az agresif ve daha az tetikleyecek şeyler de yaptığım sürece bunda da sorun yok, zaten egzersiz bana her şekilde iyi geliyor.Tavsiyem, sinirlerinizi yatıştırmak ve daha da yıpratmamak için nörobilime kulak verin. Bu kadar insan yapıyorsa belli ki faydası var. Mesela meditasyon, dışarı çıkıp biraz yürümek ya da esneme hareketleri iyi gelebilir.Eğer herhangi bir aktivite yapamıyorsanız, sizi karanlık tarafa çeken şeylere bakışınızı değiştirmeye çalışın. Journal of Experimental Psychology’de yayınlanan bir araştırmaya göre, insanlar strese verdikleri tepkileri (kalp ve solunum hızının artması gibi) “vücutlarının zorluklara göğüs germesi” olarak yorumladığında damarları daralmıyor ve kan basınçları yükselmiyor. Aslında araştırmacıların “sevinç ve cesaret anları” olarak tanımladığı pozitif psikolojik durumların tezahürü de buna benziyordu. Stres hakkındaki düşüncelerinizi değiştirmek ve stresi olumlu bir şey olarak görmek, vücudunuzun vereceği tepkileri de değiştirebilir.Biri sizi kızdırırsa, hissinizi irdeleyin ve farklı açıdan bakmayı deneyin. Hatta bu durumu hayatınızda birçok konuda değişiklik yapmak için vesile olarak bile düşünebilirsiniz. Bu ilişkinizle ilgili bir şey olabilir. Belki de benzer bir durumla karşılaştığınızda bu duyguyla nasıl başa çıkacağınız konusuyla ilgilidir. Ya da elde etmeyi amaçladığınız sonuca yüklediğiniz anlam veya genel olarak beklentilerinizle. Olumsuz duyguları sadece birer duygu olarak görebilirsiniz ama bunlar aynı zamanda hayatınızda bir şeylerin değişmesi gerektiğine dair bir işaret de olabilir.İçinde bulunduğunuz durum hakkında ne hissettiğinize değil, durumu daha iyi hâle getirmek için ne yapacağınıza odaklandığınızda hem biyolojik hem de nörolojik olarak strese verdiğiniz tepkinin hemen azaldığını göreceksiniz. Elbette yapılan aktiviteye göre bazen çalışmak da işe yarayabilir.Ama ne yaparsanız yapın, kötü bir durumu iyileştirmeye çalışmak her zaman etkili.Orijinal yayın tarihi: 25 Haziran 2024Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.