Bu hikâye, Oprah Winfrey ve birkaç kız arkadaşının bir süre önce Japonya’ya yaptığı geziyi anlatıyor. Bir de hayatın karşınıza çıkardığı zorluklar ne olursa olsun, iç huzurunuzu nasıl sağlayabileceğinizi. Peki bu iki hikâye birbiriyle nasıl bağlantılı?Rüya gibi bir yolculuk ters gidiyor Konuyu anlamak için Oprah’nın Asya kaçamağıyla ilgili biraz bilgi sahibi olmakta fayda var. Bir süre önce Oprah Daily programında, arkadaşlarıyla birlikte Japonya’ya gidip özellikle mart ayında açan meşhur kiraz çiçeklerini görmeyi umduklarını açıkladı. Fakat hava şartları buna engel oldu. Oprah şunları söylüyor: “Herkes son beş yıldır çiçeklerin hep 25-29 Mart tarihleri arasında açtığını söylüyordu. Bu yıl öyle olmadı. Hava soğuk ve yağmurluydu. Üstelik kiraz çiçekleri dedikleri sakuralar Kyoto’daki son günümüzde pembe pembe açıp zarafetini gözler önüne serdi.”Fakat Oprah somurtacak, havaya sövecek biri değil. Aksine, 10 günlük gezinin üçüncü gününde, ağaçlardan ümidi kesince Japonya’nın diğer güzelliklerini keşfetmeye ant içti. Arkadaşlarına “Buraya geliş amacımıza belli ki ulaşamayacağız. Ulaşabileceklerimize odaklanalım, çiçekleri zaten göremeyeceğiz.” demiş. Kiraz çiçeklerinin o bilindik manzarasının tadını çıkaramadıkları için hayal kırıklığına uğrayan grup, Japon kültürünün diğer güzelliklerini keşfetmeye koyulur. Karşısına çıkan manzara Oprah'yı hayrete düşürmüş. Oprah duygularını şu kelimelerle anlatıyor: “Size şu kadarını söyleyebilirim ki kültürleri bizi büyüledi. İnsanların en küçük işleri yaparken bile duydukları gurur ve dinginlik hissi, ister bir fincan çay içmek olsun (az sayıdaki kadın çay ustalarından biriyle tam bir çay ritüeli seremonisi yaptık) ister banyo yapmak olsun, her deneyimde tamamen var olmanın, odaklanmanın ve bütünleşmenin verdiği huzuru hissediyorsunuz. Güzellik, yaptıkları her şeyin hassasiyetinde ve hazırlanışında mevcut.”“Çözümü uzaklarda aramayın, kendi içinize bakın”Birçok insan Japon kültürünün görkemiyle yetinebilirdi. Ama Oprah sıradan bir gezgin değildi. Öğrendiklerini bambaşka bir seviyeye taşıdı.Oprah (TLC’ye selam göndererek) “Kiraz çiçeklerinin peşine bir dahaki düşüşümde önce kendi bahçeme bakmam gerektiğini öğrendim." diye vurguluyor. Sadece altı kelimeyle, aslında bir yığın nörobilimci tarafından desteklenen çarpıcı bir ders veriyor: “Çözümü uzaklarda aramayın, kendi içinize bakın.”Oprah ve arkadaşları kiraz çiçeklerini görmek istedi çünkü bu büyüleyici bir deneyim. Gayet mantıklı. Birçok araştırma hayranlık duygusunun mutluluk ve huzur için çok faydalı olduğunu gösteriyor. Stresi azaltıyor, bizi daha fazla empati sahibi ve daha az narsist yapıyor ve temelde zihinsel sağlığımızı güçlendiriyor. Daha ikna olmadıysanız UC Berkeley’den bir psikoloji profesörünün yazdığı şu kitaba göz atabilirsiniz.Pek çok kişi bu anlamlı faydalardan yararlanmak için derin, anlamlı ve zor deneyimlere ihtiyacımız olduğunu düşünür. Mesela bir milyarderin roketine binip dünyayı uzaydan izlemek, Yosemite seyahati yapmak veya güçlü bir teleskop satın alıp samanyolunu seyretmek. Ama Oprah’nın Japonya’da öğrendiği şey, hayranlığın ne gördüğünüz değil nasıl gördüğünüzle ilgili olduğuydu. Yani önemli olan gidilecek yerler listesi yapıp üzerine çizik atmak değil, dünyadaki mucizeleri görme biçiminiz, zira hayranlık duygusunu nerede olursanız olun deneyimleyebilirsiniz.Bilim de bu konuda Oprah’yı destekliyor. San Francisco’daki Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, katılımcılardan mahallelerinde yapacakları hızlı bir yürüyüş esnasında gündelik hayatlarında hayranlık uyandıracak şeyler bulmaları istendi. Hayranlık ve saygıya dayalı bir bakış açısı benimsedikleri sürece, 15 dakika boyunca sadece renkli yapraklara ya da çiğ damlalarına bakmak bile çok daha derin bir deneyim yaratarak, büyük hayranlık uyandıran diğer deneyimlerle aynı faydayı sağladı. Çay içmeyi ya da banyo yapmayı bile bir güzellik ve hayranlık unsuru olarak gören Japonlar bu bilgilere muhtemelen şaşırmaz. Ve artık bu ülkeyi ziyaret ettiğine göre Oprah da şaşırmayacak. Nitekim hayranlık duygusunun içimizde de var olduğunu, neye yönelik olursa olsun bir parça huzur getirebileceğini öğrendi. Orijinal yayın tarihi: 5 Haziran 2024Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.