Patagonia’yı Patagonia yapan yolculuktaki en büyük adımlardan birini 90’ların ortalarında attık, ürünlerimizde kullandığımız pamuğu organik pamukla değiştirdik. Peki organik pamuk sürdürülebilir bir ürün müydü? Hayır, kesinlikle değil, en azından Patagonia’nın ilk çalışanlarından olan, şimdi Felsefe Direktörü olarak görev yapan Vincent Stanley’ye göre. Şirketin kurucusu Yvon Chouinard ve Stanley’nin birlikte yazdığı The Future of the Responsible Company: What We've Learned from Patagonia's First 50 Years adlı kitapta Stanley bu değişime dair konuşuyor ve organik pamuğa geçişin ardından şirketin Dünya’nın kaynaklarını daha az tükettiğini ve böylece ayak izini azalttığını ifade ediyor. Buna rağmen Patagonia, hâlâ gezegene geri verebileceğinden çok daha fazlasını tüketiyordu, yani gerçek anlamda sürdürülebilirlik için atılması gereken çok adım vardı.Patagonia sürdürülebilir kelimesine hâlâ bayılmıyor. Chouinard'ın şirketin yüzde 98’ini iklim kriziyle mücadele eden kâr amacı gütmeyen bir kuruluşa bağışlamasıyla, Patagonia “dünya için doğru olanı yapma” gayesine kendini tamamen adamış oldu. Ama yine de sürdürülebilir kelimesi dağarcığında çok yer bulmadı.Stanley “Yapabileceğimiz şey, sorumlu olmak.” diyor. Bundan kastı şu: Yaptıklarınızın farkında olmak, çıkardığınız dersleri benimsemek ve mümkünse tüm bunları sistemli bir şekilde prensiplerinize işlemek. Ona göre işletmelerin, bu prensiplere uyma konusunda sorumluluk üstlenmeleri gerek.İşte Patagonia’nın yolculuğunu şekillendiren dört prensip:1. Amacınız eylemlerinize yansımalı.Patagonia tırmanma ekipmanı geliştiren bir şirketti, amacı basitti: Dağ tırmanışı yapan sporcular için kaliteli karabinalar üretmek. 1972’de en popüler ürünlerinden biri yeniden kullanılabilen, sert çelikten yapılma tırmanma çapalarıydı. Bunlar iplerin halkasına geçirilen birer çivi gibiydi ve kayalardakiçatlaklara sabitleniyordu.Chouinard Yosemite Ulusal Parkı’nın popüler tırmanış rotalarından biri olan El Capitan Dağı’na tırmanırken bir şey fark etti: Ürünleri kayaları ciddi şekilde deforme ediyordu. Patagonia, ne kadar popüler olduğuna bakmaksızın bu çapaların satışını durdurdu ve kayalara daha az zarar verecek bir çözüm arayışına girdi. Bulduğu çözüm, elle takılıp çıkarılabilen alüminyum nutlar oldu. Bu ürün hızla popülerleşti zira hem daha hafif oldukları için tırmanışçılar daha fazla nut satın alıp taşıyabildiği için şirkete getirisi daha fazlaydı hem de ürünlerin çevreye etkisi çok daha azdı. Stanley, her işletmenin önce amacını belirlemesi gerektiğini söylüyor. Nasıl bir kurucusunuz? Temel değerleriniz neler? İşletmenizin güçlü yönleri neler? Peki sizinkiler? Bu soruları yanıtladıktan sonra yaptığınız işle gurur duymanın yollarını bulun.2. İnsanlara kanıt sunun.Organik pamuğa geçişten söz etmiştik. İlk başta çok popüler bir karar değildi. Hatta Stanley’e göre çalışanlar arasında bir isyana bile neden oldu. Çünkü bu değişim daha uzun çalışmalarını; yeni tedarikçiler, iplik üreticileri, denetçiler bulmalarını gerektirecek ve şirketin yalnızca üretim sürecini değil, tedarik zincirini de değiştirecekti. Üstelik bu değişim talebi müşterilerden gelmemişti. Hâliyle pek çok çalışan “Ne gerek var?” diye sorgulamaya başladı.Stanley, günümüzün küresel ekonomisinde üretim ve tüketimin milyonlarca kilometre uzakta gerçekleştiğini vurguluyor ve böyle bir bağlamda üretimdeki kimyasal kullanımının zararları hakkındaki verilere kulak tıkayıp “ama herkes böyle yapıyor” diye düşünmenin kolay olduğunu söylüyor. Chouinard ile çevresel meselelerden sorumlu ekibinin fikrini değiştirmesi de öyle hemen olmamış. Kaliforniya’da bulunan ve pamuk üretiminin kalbi konumundaki Orta Vadi’ye gittiklerinde endüstriyel tarımın çevreye etkilerini görmüş ancak o zaman bir şeyleri değiştirmeye karar vermişler. Stanley “Kimyasalların kokusunu almakla kalmadılar, toprağın geldiği verimsiz hâli de gördüler.” diyor. İşte ondan sonra herkes değişimin zorlayıcı olacağına ama bu adımı atmak zorunda olduklarına ikna olmuş. İşletmenizin aksiyon almamasının yol açacağı olumsuz etkilerle çözümünüzün getireceği olumlu sonuçları gösterirseniz karşınızdakiler bunu görmezden gelemez. 3. Yerel düşünün. Patagonia’nın dünyasında sorumluluk önce kendi etrafından başladı. Elbette ticari anlamda odaklandıkları kitle uçurumlarda dolaşan tırmanışçılardı, ama şirket, kendi topluluğunu da önemsedi ve bu kitleye dair sorumluluk üstlendi. Örneğin çalışanlarına hayatlarını sürdürmelerine olanak tanıyacak bir ücret paketi sunmak, kapsamlı sağlık sigortası yapmak ve şirket tesislerinde kreşler açmak attıkları ilk adımlardandı. Ardından ofisi, Kaliforniya’ya adını veren nehrin bulunduğu Ventura River’a taşıdılar ve burayı genel merkez ilan ettiler. Şirket burada da nehri iyileştirmek için çeşitli adımlar attı. Atılan her adımda “yerel” ifadesiyle kastedilen alan büyüdü. Şirketin boyutu da azmi de arttıkça doğru yolda olduğuna dair inancı da pekişti. Hâliyle sorumlu yönetime yapılan yatırımın geri dönüşü de… Chouinard bunu Inc. için kurduğu şu cümleyle açıklamıştı: “Kulağa biraz delice gelse de gezegenin iyiliği için aldığım her kararda şirket para kazandı.”Stanley her işletmenin bunu yapabileceğine inanıyor. İşletme sahipleri ve kuruculara, yerel ekonomilerini güçlendirmek için çokuluslu büyük şirketlere bel bağlamak yerine dönüp çevrelerine bakmalarını tavsiye ediyor. Böylece daha güçlü bir yerel topluluk yaratmak ve insanların çevreleri için mücadele etmelerini sağlamak mümkün olabilir. 4. Vazgeçmeyin.Stanley, Patagonia’nın tarihsel anlamda durduğu yeri doğru tespit etmesini istiyor. Çevre krizi her geçen gün daha zor ve karmaşık bir hâl alıyor. İnsanlar bu sorun karşısında artık kolaylıkla inancını kaybediyor. Ama Stanley iyimserliğini koruyor: “Patagonia’da çalışan sıradan insanlar, 80’lerde ve 90’larda kesinlikle imkânsız olduğunu düşündüğüm şeyleri yapıyor.”Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.