Eskiden teknoloji dünyasında yaşanan ufacık bir gelişme gazetelerde manşet olur, sabahtan akşama kadar konuşulurdu. Fakat artık teknolojiye yetişmek mümkün olmadığından okuyup geçiyoruz. Bitcoin’in ilk çıktığı zamanları düşünün mesela. Nasıl ki 1850’lerde binlerce insan Kaliforniya ve Avustralya’da altın bulundu diye zengin olacağını sandı, Bitcoin’in de bundan farkı yoktu. Günümüz milyarderleri de 2010’larda paralarını Bitcoin’e yatırdı. Bu kaotik günlerin heyecanını bile özledim. Tam her şeyin sütliman olmasından şikâyet ederken Çin’den dünyaya bir yankı duyuldu. DeepSeek adlı küçük bir yapay zekâ şirketi piyasaya çıktı ve ABD borsalarından trilyon dolarlık pay kaptı. Gündemden düşmeyen DeepSeek haberlerini okurken aklıma lisedeki silik inek tiplerin birden ortalığı karıştırma anları geldi. Ummadık taş baş yarar diye boşuna dememişler. Görünen o ki DeepSeek fırtınası sürecek. Fakat endişeye mahal yok.Sakin olun.San Altman mısınız, size ne oluyor? Şayet Altman’sanız kasanızdaki parayı kontrol etmeli ve çalışanlarınızdan birkaç gece uykusuz kalıp saksıyı daha çok çalıştırmalarını isteyebilirsiniz.Çünkü Çin’den çıkan süprizle DeepSeek, OpenAI, Anthropic, Google, Microsoft ve Nvidia dahil herkesin işini elinden almaya geliyor olabilir.Bu burada biter mi sandınız?İspanya’da engizisyon mahkemesini kim beklerdi?Bu aslında bir espri. Ünlü komedi grubu Monty Python’ın Türkçeye İspanyol Engizisyonu olarak çevirebileceğimiz The Spanish Inquisition adlı skeçinden bir replik. Ummadığımız anlarda başımıza gelen olaylar için kullanıyor. Tıpkı DeepSeek’in ortalığı iki günde kasıp kavurması gibi.Sevgili okurlar, gerçekten her şey yolunda. Sadece beni ABD’den okuyorsanız birkaç hafta emeklilik fonlarınızı kontrol etmeseniz iyi olur. Şimdi şapkayı önümüze koyup düşünme vakti. Tarihin kim bilir kaçıncı tekerrürü? Yeni bir teknoloji çıkar ve tüm ezberleri bozar. Sonra bir yenisi, bir yenisi daha, derken gelişim işte böyle gerçekleşir. DeepSeek’in sahneye çıkışı da yapay zekâ alanında uzun zamandır beklediğimiz bir şeydi zaten. Şaka yapıyorum. Nasıl olsa Sam Altman’ın gelip bu yazıyı okuyacak hâli yok. Tabii ki zamanında Bitcoin alıp parayı kıramadım korkusunu, Amerikan Futbolu yıldızı Tom Brady’nin kripto övüşünü ya da NFT milyarderlerini de özlemiyorum. Bir dönem popüler olup ansızın unutulan dijital platformlar vardı. Mesela bir çeşit dijital selamlaşma platformu olan Yo, sosyal medyadaki etkinliğinizi gösteren Klout, müzik paylaşım programı Napster… (Pandemi dönemi Türkiye’yi kasıp kavuran Clubhouse’u hatırladınız mı?)Telif haklarını ihlal eden Napster’ı ekledim diye hemen caz yapmayın. Şarkı çalmak da çalmaktır. Bunu herhalde biliyorum. Ama cidden soruyorum. Yıl olmuş 2025. Temu ve Shein’in egemen olduğu bir dünyada, nasıl hâlâ kimse bir Çinli şirketin gelip aynı kalitede ürünü, çok daha düşük bir fiyata sunabileceğini hayal etmedi?DeepSeek yapıverdi işte… Ama dedik ya yıl olmuş 2025 diye, tam da o yüzden DeepSeek’in kerametinden emin olmak için bir değil, iki değil, belki de üç aşamalı doğrulamaya ihtiyacımız var. Yine de hepimizin içini kemiren o soruyu duyuyorum ve yüksek sesle dile getiriyorum:Tüm bu sistem gerçekten bu kadar az para ve donanımla yapılabiliyor muydu?DeepSeek düşük maliyetle bunu başarmış gibi görünüyor. Tabii bunun da üç, hatta beş aşamalı doğrulanması gerek. Fakat Çin’in içinde bulunduğu politik iklimi düşününce… Boşuna hayallere kapılmamak da lazım. Aslında bu mesele daha derin bir soruyu aklıma getirdi. Şu anda Sam, Dario, Sundar, Satya ve özellikle de Jensen’ın uykularını kaçıran o soruyu… Yazık, Jensen bir gecede $20 milyar kaybetti. Diğerlerini ne siz sorun ne ben söyleyeyim.Bu teknofeodaller kaç milyar dolar kaybetti öğrenmezsem benim de uykularım kaçar diyenler için amme hizmeti. Malum soruyu sonra açıklayacağım. Burada ne işimiz var?Ya da şöyle sorayım: Yapay zekâ nereye gidiyor? Bu gördüklerimiz gerçek mi?Durun durun, şöyle soracağım: Yapay zekâ üreticilerinin geliyor gelmekte olan dediği o günler nerede? Trafik ışıklarına mı takılmış? Yoksa yapay zekâ duvarına mı?Birkaç yıldır yapay zekâ nedir, ne değildir diye sizlere anlatıyorum. Bildiğiniz gibi 2010’dan beri yapay zekâ üzerine çalışıyorum. Tabii ki yapay zekâ kâhini değilim. Fakat parçaları birleştirdiğimde hikâyeyi anlayacak kadar bilgim var. Yapay zekânın mantığı basit. Bir dizi koşul ve sonuç (IFTTT) hesaplamasından oluşuyor. Tek farkı, bunu çok hızlı yapıyor olması. 2010’da yapay zekâ yine aynı şeyi yapıyordu ama çok daha yavaştı. Üstelik karşınızda insan varmış gibi hissettiren bir üslubu da yoktu.Yapay zekâ basit bir mantık işleminin hızla yapılmasından ibaret. Büyüsü bu. Delinin biri kuyuya taş atmış misali, siz ortaya bir buluş koyduğunuzda popülerleşir. Hâliyle popülariteden ve ve pastadan pay almak isteyenlerin sayısı da artar. İşgücünü azaltıp makinelerin verimliliğini hayal bile edemeyeceğimiz bir hızda artırabilecek bir cevher varken, ona yatırım yapan şirketlerin ortaya çıkması işten bile değil.Yapay zekâdan beklentimiz çok yüksek. Geçen Hacker News’te yapay zekânın beklediğimiz gibi neden yazılım verimliliğini 10 kat artırdığına dair bir yazı okudum. Tekrar ediyorum: Yıl olmuş 2025. Teknoloji dünyasından beklentileri ve hayal kırıklıklarını okurken gözümden yaş geliyor. Endişeye mahal yokDie Hard filmindeki o ikonik sahneyi hatırlayalım: Polisler geldiğinde Hans Gruber çıkıp “Olacağı belliydi. Kaçınılmaz sonu yaşadım.” demişti.DeepSeek çılgınlığından sonra hepimizin oturup düşünmesi gerek. Tüm bu büyük yatırımların, enerjinin ve işten çıkarmaların sonucunda şirketler de durup düşünmeli.Bu arada Çinlilerin yaptığı yazılımı kullanmamanızı tavsiye ederim. TikTok yasağına karşı isyan eden ABD’li çocuklar gibi olmayın. Verilerinizi gizlice toplayıp biriktiren ve kullanan bir şirkete daha fazla veri vermeyin.Özetle Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak lazım. Zor, biliyorum. Fakat söz konusu hem toplumun hem de bireylerin zarar görmesi olduğu için iki kere düşünün derim.Şunu hatırlayın: Kuş bile yumurtalarını aynı sepete koymuyor. Bir yırtıcı hayvan saldırır, tufan olur, biri gelip ağacı keser diye. Siz neden tüm paranızı, enerjinizi ve her şeyinizi bu yapay zekâ sepetine koyuyorsunuz? Neden buna bu kadar bel bağladınız?Teknolojinin geleceği için büyük bir kırılma anındayız. Yapay zekâya duyduğumuz aşırı güveni sorgulamalı ve ABD’nin bu alandaki kibirle karışık gücüyle yüzleşmeliyiz. Gerçek teknoloji devrimleri böyle başlar. Daha iki-üç gün oldu. DeepSeek yapımı işlem algoritmasıyla borsayı manipüle etmekle ilgili adım adım talimatlar veren dolandırıcılardan sosyal medya paylaşımları görmeye başladık bile. Eminim kripto zamanı hazırladıkları bir yazının üstünden sadece kelime değiştirdiler. Ya da ChatGPT’ye yazdırdılar. İkincisiyse çok gülerim.Tüm bu gürültü patırtı bitene kadar sakin kalmakta fayda var. Sonra nereye yatırım yapacaksınız, hangi uygulamayı kullanacaksınız kararınızı verirsiniz. Ben yakın takipteyim. Yapay zekânın gidişatı hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz bültenime abone olabilirsiniz.Orijinal yayın tarihi: 28 Ocak 2025Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.