Bir marka hâline gelmiş isimleri, markalarıyla ayrılmaz biçimde bütünleşmiş girişimcileri düşünürsek, aklımıza kaçınılmaz olarak bir isim geliyor. Tabii ki hem risk alma hem de fırsatları görüp değerlendirme konusundaki hüneriyle kendine hayran bırakan lise terk girişimcilik efsanesi Richard Branson. Ayrıca farklı sektörlerde yeni bir iş kurarken kendisine ve çevresindeki insanlara güvenmeye yatkın biri.Bunları zaten biliyorsunuz.Ancak bu markayı inşa etmek için aldığı risklerin kelimenin tam anlamıyla ölüm kalım seviyesinde olduğunu bilmiyor olabilirsiniz.Branson muhteşem belgeseli Don't Look Down'da kameraya bakarken "Kendimi şimdiye kadar yapılmış en büyük sıcak hava balonunun içinde yapayalnız buldum." diyor.“Balonun pilotu çoktan atlamıştı.”“Hayatın bir film şeridi gibi gözümün önünden geçmesi klişesini yaşamadım. Sadece... Olağanüstü bir yalnızlık ve keder hissettim. Sıradışı bir hayat yaşamıştım ve görünüşe göre dünyadaki son birkaç dakikamdı. Çocuklarıma onları ne kadar çok sevdiğimi anlatan bir mektup yazdım. Ardından da atlamaya hazırlandım."Don't Look Down, Branson'ın dünyanın en büyük sıcak hava balonunu yapmasının, Virgin Air'ın kuruluşunu ve yükselişini duyurmak için planladığı okyanus ötesi yolculuğun hikâyesini anlatıyor. Kendisini Porto Riko'dan İngiliz Virgin Adaları'na giden bir American Airlines uçağına binmek için beklerken bulana dek bir havayolu şirketi kurmak Branson'ın aklına bile gelmemiş.American Airlines uçuşu iptal edince 28 yaşındaki Branson havalimanının arka bölümüne gitmiş ve bir uçak kiralamayı başarmış. Daha sonra bir pankart bulup üzerine "Virgin Adaları'na tek yön, 39 dolar" yazmış ve havaalanını turlayarak uçağı doldurmayı başarmış. Uçak indiğinde bir yolcu, "Servisi biraz geliştirirseniz havayolu işine girebilirsiniz." demiş.Ertesi gün Branson Boeing'i arayarak satılık ikinci el 747 model uçak olup olmadığını sormuş. Biriktirdiği parayla bir tane alabiliyormuş. Fakat yeni kurulan havayolu şirketinin pazarlamaya ayıracak neredeyse hiç parası yokmuş.Branson, “Gazetelerin arka sayfalarında yer alan ufak bir anekdot yeterli olmayacaktı.” diyor. “Bu yüzden, Virgin'i ön sayfalara çıkarmak için elimi taşın altına koymam gerektiğini biliyordum.”Bu nedenle, sıcak hava balonuyla Atlantik'i geçen ilk kişi olma fikri ortaya atıldığında Branson, "S***ler. Yapalım gitsin.” demiş, hem de daha önce deneyen altı kişiden beşi hayatını kaybetmiş olsa da… Branson daha önce hiç balon uçurmamış olsa da bunu sadece bir reklam değil, omuzlanabileceği ve kendini geliştirebileceği bir zorluk olarak görmüş. Ve işe balıklama atlamış.Yazı videodan sonra devam ediyor.ÖNE ÇIKAN VİDEORichard Branson’dan Özgüvene Dair 3 TüyoSadece balon uçurmayı değil, paraşütle atlamayı da öğrenmiş çünkü balonla yüksekte yaşanacak bir sorundan kurtulmanın tek yolu atlamak, daha yoğun havaya serbest düşüş yapmak ve ardından paraşütle suya inmekmiş. Hatta bu sürecin dahi tehlikelerle dolu olduğu söyleniyor. Filmde Branson'ın eğitim sırasında ana paraşütünü serbest bırakan ipi yanlışlıkla çektiği ve bir eğitmenin son anda uzanıp ikinci paraşütü açan ipi çekmesiyle kurtulduğu o an gösteriliyor.Ayrıca uçuş da başlı başına son derece tehlikeliymiş. Kalkış sırasında Branson ve yardımcı pilotu Per Lindstrand yakıt tanklarından birini kaybetmiş. İkinci gün ise, hiç yakıt kullanmadıkları hâlde balon yükselmeye devam etmiş. Tehlikeli irtifaya ulaşmalarına dakikalar kala, arızalı bir havalandırma menfezini açmayı ve nispeten güvenli bir seviyeye alçalmayı başarmışlar.Nihayet karaya ulaştıklarında İskoçya'nın Glasgow şehrine inmeye çalışmışlar. Fakat şehir bulutlarla ve sisle örtülüymüş. İniş çok riskli göründüğü için yakıt boşaltmaya ve denize inmeye karar vermişler. Ama yere çakılıp tekrar havaya yükseldikten sonra İrlanda denizine doğru sürüklenmişler. Sahile iniş yapmak isterken ıskalamış, ama nihayet kıyıya yakın bir yere inmeyi başarmışlar. Fakat bu sefer de kapağı açmak için kullanılan infilaklı cıvatalar çalışmamış. Lindstrand suya atlamış. Tam Richard da atlayacakken balon tekrar havaya yükselmiş. İşte bu yüzden dünyanın en büyük balonunda tek başına bulutlara doğru sürüklenirken "Hayatımda hiç hissetmediğim kadar yalnızdım." diyor.Hikâyenin bu noktasından itibaren yaşamak için birkaç dakikası kaldığını sanan Branson’ın neler düşünüp hissettiğine dair samimi ve gerçekçi bir bakış ediniyoruz.Bu maceradan sağ çıkan ikili daha sonra Pasifik'i uçarak geçmeye karar verdi. Branson’ın babasının onu bir şey yapmaktan vazgeçirmeye çalıştığı tek durum da bu. Fakat bu da sürükleyici ayrıntılarla ekranlara taşınan başka bir ölüm kalım hikâyesi.Don't Look Down, Branson'ın okyanus ötesi balon uçuşlarının iç yüzünü anlatmak için daha önce yayınlanmamış kayıtları ve tüm ana karakterlerle yapılan röportajları bir arada sunuyor. Aynı zamanda yetiştirilme tarzına, eşinin özgüveni ve başarısı üzerindeki etkisine, ortaklıkların ve sadakatin gücüne ve riske kucak açma eğilimine benzersiz bir bakış sunuyor.Sonuçta, bir şirket kurmak veya çığır açacak bir şey yapmak riskleri de beraberinde getirir. Risk hayatın bir parçasıdır. Branson’a göre de, işte bu tarz bir hayat iyi yaşanmış bir hayattır.Branson "Hayat zaten kısa." diyor ve ekliyor: "Sonunda yatağımda değil de bu maceralardan birinde ölürsem, çok daha dolu bir hayat yaşamış olacağımı düşünüyorum."Anlayacağınız üzere, Per Lindstrand ve Richard Branson sıcak hava balonuyla hem Atlantik'i hem de Pasifik'i geçen ilk insanlar oldu.Branson henüz dünya turuna çıkmadı ama bu son cümleyi okuduğunda eminim “Henüz çıkmadım.” diyerek beni düzeltecektir.Orijinal yayın tarihi: 10 Kasım 2016Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.