Well-being ya da artık alıştığımız Türkçesiyle esenlik sözcüğü iyilik, saadet, sağlık anlamlarıyla karşılık buluyor. Aslında ifade edilmek istenen kişinin bütünsel iyi olma durumu. Bu da fiziksel, zihinsel ve ruhsal açıdan eşzamanlı olarak yaşamakla mümkün. Bu nedenle esenlik tek bir açıdan iyi olmayı değil kişinin bir bütün olarak sağlık ve iyiliğini kapsar.Bu akımın iş hayatındaki etkilerini görmeye başladığımız dönemde çalışan sağlığı ve dolayısıyla şirket sağlığı ve esenliği için faydalarını tatmak isteyen kurumların sayısı gün geçtikçe artmaya başladı. Peki kurumsal esenlik kapsamında şirketler ne tür uygulamalar deniyor? Gelin bu uygulamalara yakından bakalım.Uzaktan ÇalışmaEsenlik odaklı çalışmalarda çalışan kişinin bütünsel sağlığı önceliklendirildiği için kültürel doyumu artırmak, kişisel ve profesyonel gelişime katkı sağlamak ve hobilerine zaman ayırmasına imkân yaratmak ilk seçenek olabilir. Çalışanların zihinsel olarak rahatlamasını ve stresle daha etkin bir şekilde baş etmesini mümkün kılan sosyal süreçler verimliliklerine de doğrudan katkı sunuyor. Bu bağlamda yılın belirli dönemlerinde uzaktan çalışma uygulamalarının artırıldığını ve bunun için çeşitli teşvikler uygulandığını görmek mümkün. Bunlara bir örnek olarak hobi ve ilgi alanları için kullanılabilecek bütçeleri verebiliriz. Çalışanlar uzaktan çalışma sürecinde bu bütçelerle spor, sanat, tatil ve kişisel bakım gibi alanlarda harcamalarını yaparak kendilerini iyi ve özel hissedebilecekleri aktivitelere katılma fırsatı buluyor.Bu yenilikçi yaklaşım, çalışanlara işlerini istedikleri yerden yönetme özgürlüğü tanıyarak daha fazla esneklik sağlıyor. Böylece yaz mevsiminin keyfini çıkarırken iş hayatlarını da verimli bir şekilde sürdürebiliyorlar. Spor TeşvikiBazı şirketler günlük iş süreçlerine spor etkinliklerini dahil ediyor. Ya da anlaşmalı spor salonlarında çeşitli üyelik avantajları sağlıyor. Bu sayede çalışanların birlikte spor yapabilecekleri, iletişimlerini güçlendirebilecekleri etkinlik alanları oluşturuluyor. Ayrıca sağlığa paralel olarak verimlilik de artıyor. Örneğin Hollanda’da yapılan bir araştırmada çalışan yetişkin nüfusun yüzde50’sinin işyerinde her gün dört saat ve daha uzun süre oturduğu tespit edilmiş. Farklı çalışmaların bulgularını inceleyen bir çalışma sonucundaysa fiziksel aktivite alışkanlığının kendini iyi hissetme ve iyi olma hâlinin artması, anksiyete ve depresyonun azalması gibi olumlu etkileri beraberinde getirdiğinin yazında genel kabul gördüğü bildirilmiş. (Ströhle, 2009).Sağlıklı Beslenme Alışkanlığı Maliyetli de olsa özellikle mesai saatleri içerisinde şirketlerin sunduğu yemek hizmetleri, çalışanlara sağlıklı yemek alışkanlığı kazandıracak şekilde düzenleniyor. Uzun vadede hastalıklardan korunma yöntemi olarak yatırım yapılan beslenmenin, işe ayrılan zamanı ve verimi artıracağı düşünülüyor. Bu düşüncenin kökenindeyse sağlıklı beslenmeyen bireylerin hastalanarak işten uzaklaştığı, iş kazalarının arttığı ve dolayısıyla verimin düştüğü yatıyor. Ruhsal SağlıkBir kurumda mutlu ve huzurlu çalışanların olmasının önkoşulu, çalışanların ruh sağlığını gözetilmesinden geçiyor. Bu kapsamda şirketlerin çalışanlarına sağladığı psikolojik destekler de esenlik akımının bir büyük bir parçası olarak görülüyor. MIT’nin yeni bir araştırması, işteki sağlığımızın ve mutluluğumuzun arka planda yer almadığını, aksine bir işi kabul etme, işte kalma veya bırakma kararımızda önemli yer edindiğini buldu.Takım ÇalışmalarıBireysel başarının yanı sıra ait olma ihtiyacının getirdiği takım olarak başarma güdüsünün güçlenmesine imkân sağlayan takım çalışmaları, çeşitli koçluk ve atölyelerle güçlendiriliyor. İçinde bulunduğu takımla güçlü bağı olan çalışanların verimliliğinin arttığı da sonuçlar arasında.Tüm konu kapsamında pandemiyle birlikte gelen yeni çalışma sistemleri alışageldiğimiz iş-özel hayat dengesini yerinden oynatıp başka pencereden bakmamız gerektiğini bize gösterdi. İşe ayırdığımız zamanda evlerimizde olmamız, ailemizle vakit geçirirken işimiz ilgili gelen bir bildirim bu dengeyi bozan örnekler. Sonuç olarak iş verimliliğini artırmanın yolunun çalışan sağlığı ve esenliğinden geçtiğini görüyoruz.Tüm bu yaklaşımların -mış gibi değil içinin doldurularak uygulanmasını umuyor, odağa insanı alan bir bakışla verimliliği hedeflemenin gerçekçi bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.