Yakın zamanda yaşanan bir sponsorluk olayı, hem havacılık hem de spor dünyasında tüm dikkatleri üzerine çekti. Çok değil daha geçen yaz Avrupa Şampiyonu olan ve sayısız başarıyla bizleri her zaman gururlandıran A Milli Kadın Voleybol Takımı turnuva için gittiği 13 saatlik Amerika uçuşunda kendilerini ekonomi sınıfında buldu. Bu durum sultanlarımızın sosyal medya paylaşımlarıyla yayılarak, sponsorlukların sorumlulukları üzerine ateşli bir tartışmayı başlattı.Neden bu kadar tartışıldı? Bahsettiğimiz herhangi bir takım değil, milli gururumuz Filenin Sultanları. Bu herhangi bir uçuş da değil, bizzat kendilerine sponsor olan havayolları tarafından işletiliyor. Bu olay, aslında spor sponsorlukların kritik doğası üzerine, özellikle havacılık ve spor alanlarının iç içe geçtiği bir ortamda, güçlü bir vaka çalışması.Havayolları ve sponsorlukHavayolları spor takımlarıyla yaptıkları sponsorluk anlaşmalarıyla onları sadece bir noktadan diğerine taşımanın ötesine geçiyor, aynı zamanda prestij ve itibar değerlerini de sunuyor. Yani onları hem gerçek hem de mecazi anlamda yukarıya taşıyorlar Örneklerle açıklamak gerekirse Etihad veya Emirates gibi büyük taşıyıcılar Manchester City ya da Real Madrid gibi futbol devlerini sponsor olarak desteklediklerinde sadece reklam alanı satın almıyor. Bir yandan da kendilerini disiplin, takım çalışması, ulusal gurur gibi değerlerle özdeşleştiriyorlar. Bu stratejik hamle, havayollarının logoları formalar üzerinde yer edinirken markalarının da küresel başarı, azim ve mükemmellik kavramlarıyla anılmasını sağlıyor. Her galibiyet ve her kupa sponsorun prestijini de aynı oranda yükseltiyor. Yani aslında bir takıma sponsor olan marka, o takımın ruhunu ve başarısını kendi markasıyla bütünleştirme sözünü veriyorMesela Delta Havayolları, ABD Kadın Futbol Takımı ile yaptığı sponsorluk anlaşmasıyla kadınların güçlendirilmesi ve toplumda çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık ilkelerinin desteklenmesi konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor. Bu stratejik ortaklık yalnızca spor dünyasında değil, aynı zamanda iş hayatı ve toplumun her alanında kadınların başarılarını kutlamayı, fırsat eşitliğini teşvik etmeyi ve farklı geçmişlere sahip bireylerin katkılarını takdir etmeyi amaçlıyor. Delta'nın bu girişimi cinsiyet eşitliği ve kapsayıcılığı destekleme yolunda önemli bir adım atıyor ve kadın futbolunun görünürlüğünü artırıyor.Eylemler sözlerle çeliştiğinde ne olur? Türk Hava Yolları (THY) ve A Milli Kadın Voleybol Takımı arasında geçen bu olayda havayolu şirketi, “Uçuş detayları federasyonun sorumluluğunda.” şeklinde bir açıklama yaptı. Fakat pazarlama dünyasında algı, gerçekliği gölgede bırakır. Yani bunun gibi olaylarda kazanan haklı olan değil, daha iyi hikâye anlatan olur. Dolayısıyla bu olayda detayları açıklamaya çalışırken havayolu, hatası olsun ya da olmasın halkın gözünde milli kahramanları yüzüstü bırakan kurum olarak görülüyor.Peki markalar bu olaydan nasıl dersler çıkarabilir?Sponsorluklar verilen sözlerdir: Anlaşmada yer verilen maddelerin gerçek hayatta karşılık bulması elzem. Markalar vaatlerine sadık kalmalı. Havayolları sponsoru olarak destekledikleri takımlara ayırdığı uçaklardan tahsis ettiği koltuklara kadar sorumludur ve bu alandaki her etkileşimin marka için sonuçları olur.Kriz yönetimi anahtardır: Sorunlar ortaya çıktığında sorumluluktan kaçınmak ters teper. Özellikle sporcuların taraftarlarla doğrudan bağlantılarının olduğu günümüz sosyal medya çağında, markalar krizlere çeviklik ve empatiyle yanıt vermeli.Eylemler sözlerin önüne geçer: Görkemli törenler ve logo yerleştirmeleri artık yeterli değil. Müşteriler topluma ve çevreye somut, olumlu katkılar yapan, sözlerini eylemleriyle destekleyen kuruluşları takdir ediyor. Yani, gerçek değişim yaratan ve vaatlerini tutan kurumlar daha çok saygı görüyor.Sözün özü, sponsorluklar özellikle havacılık gibi gözler önündeki sektörlerde basit birer finansal anlaşma değil, verilen değer sözleridir. Bu sözler, bazıları ekonomi sınıfında uçarken diğerleri birinci sınıfta rahat ederken, yalnızca diz mesafesini değil güveni, sadakati ve marka bütünlüğünü de tehlikeye atar. Bu olay bize şunu öğretiyor: Pazarlamada tıpkı voleybolda olduğu gibi, sadece galibiyet veya mağlubiyet değil, oyuna gösterdiğiniz saygı ve tutarlılık sizi şampiyon yapar.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.