İngiliz Kraliyet ailesi, geleneksel medyanın yanı sıra dijital platformlarda da büyük ilgi odağı. Bu durum, geçtiğimiz haftalarda merkezinde Kate Middleton’ın bulunduğu bir skandalla daha da belirgin hâle geldi. Her şey Galler Prensesi Kate Middleton’ın bir süre ortalarda görünmeyişiyle başladı. Halihazırda İngiltere Kralı Charles’ın hastalığıyla çalkalanan medya, 2024’e girdiğimizden beri ortalarda görünmeyen Middleton’ın nerelerde olduğuna dair komplo teorilerine zemin hazırladı. Dijital evren bir soruyla çalkalandı: Kate Middleton’a ne oldu?Ülkemizdeki haber kanallarına da sıçrayan bu gizem devam ederken ortaya çıkan bir görsel, özellikle sosyal medya kullanıcılarının dikkatini çekti. Çünkü üç evladıyla bir arada poz veren Middleton’ın bu fotoğrafının yapay zekâyla hazırlandığı konuyla bir şekilde ilgilenen herkes tarafından kolaylıkla fark edildi. Bunun üzerine Galler Prensi William ve Middleton’ın yaşadığı Kensington Sarayı’ndan yapılan açıklamada, “Evet, bu fotoğraf gerçek değil ama fotoğraf üzerindeki düzenlemeleri Kate Middleton kendisi yaptı.” demesiyle yankılar daha da büyüdü. Pek tabii, teknolojiyle içli dışlı olmaları bile soru işaretleri yaratan kraliyet ailesinin birdenbire yapay zekâya merak sardığına kimse inanmadı.Her şeyin üstüne, geçtiğimiz günlerde Middleton açıklama niteliğinde bir video yayınladı. Bu video şimdilik hem sosyal medyadaki merakı giderdi hem de alevleri göğe kadar çıkan bu dedikodu ateşinin biraz dindirdi. Bir süredir ortalarda olmadığını belirten Middleton, kendisine kanser teşhisi konulduğundan ve tedavi sürecinin devam ettiğinden bahsetti.Olaylar yatışadursun, insanların aklındaki bir soru hâlâ cevapsız: Yapay zekâ nasıl oldu da insanlık tarihinin en nüfuzlu ailelerinden birine kadar yayıldı? Yapay Zekâ Nasıl Bu Kadar İçimize İşledi?Yapay zekânın etkileri, özellikle dijital platformlar ve sosyal medya üzerinden milyarlarca insanın günlük hayatına entegre olmasıyla daha da belirginleşti. Sosyal medya kullanıcılarının paylaşımlarını anlık olarak milyonlarca insanlar buluşuyor. Üstelik bu paylaşımlar haber değeri dahi taşıyabiliyor. Fakat bu haberlerin doğruluğu konusunda şüphe uyandıran bir gelişme var: Yapay zekâ tarafından üretilen ve gerçekmiş gibi sunulan görseller. Bu görseller, insanların algısını etkileme ve olayların anlamını değiştirme potansiyeli taşıyor. Özellikle bir olay veya skandalın ardından sosyal medyada hızla yayılan bu görseller toplumsal tepkileri beraberinde getirebilir. Dahası, kurumların itibarına da zarar verebilir.Bu popülerliğin arkasında birkaç temel faktör yatıyor. Teknolojik ilerlemeler sayesinde yapay zekâ algoritmaları ve uygulamaları daha güçlü ve verimli hâle geldi. Bu yapay zekânın daha geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından benimsenmesine olanak tanıdı. Dijital platformların ve sosyal medyanın böyle yaygın kullanılması yapay zekânın hızla yayılmasını sağladı. Mesela sosyal medya platformları, kullanıcıların tercihlerini analiz etmek ve kişiselleştirilmiş içerik sunmak için yapay zekâ algoritmalarını kullanıyor. Bu da yapay zekânın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. Hatta bunun da ötesinde, artık yapay zekânın toplumun her kesimine ulaşabildiği varsayımında bulunabiliriz zira otomasyondan sağlık hizmetlerine, eğitimden eğlenceye kadar birçok farklı alanda kullanılıyor.Yapay Zekâ Çağında Marka-Tüketici İletişimiYapay zekâ insana benzer yetenekleriyle çok çeşitli alanlarda kullanılıyor. Örneğin, doğal dil işleme teknikleriyle metinleri analiz edebilir, çeviri yapabilir ve yazı yazabilir. Görüntüleri tanıyıp sınıflandırabilir, fotoğrafları düzenleyebilir ve gerçekçi görseller oluşturabilir. Bununla da bitmiyor, ses tanıma ve konuşma sentezi gibi teknolojilerle sesli komutları algılayabildiği gibi yanıtlayabiliyor. Ayrıca oyun geliştirme, müzik oluşturma, video düzenleme gibi birçok farklı alanda da kullanılıyor.Yapay zekâyla oluşturulabilecek materyaller sadece medyayla da sınırlı değil. Örneğin, sağlık sektöründe hastalık teşhisi yapabilir, ilaç keşfi süreçlerini hızlandırabilir ve hasta verilerini analiz ederek kişiselleştirilmiş tedavi planları oluşturabilir. Otomotiv endüstrisindeyse otonom araçlar için geliştirilen sürüş sistemlerine entegre edilebilir ve trafik akışını optimize etmek için kullanılabilir. Tarımda verimliliği artırabilir, ürün yetiştirme ve hasat süreçlerini iyileştirebilir. Bu teknoloji, özellikle e-ticaret, finans, sağlık, otomotiv ve pazarlama gibi sektörlerde büyük bir değişim yarattı ve bu doğrultuda oluşan pazar hareketlenmeleri, işletmelerin bu pazarlarda tutunma hevesini alevlendirerek aralarındaki rekabeti artırdı. Fakat bazı markaların yapay zekâ trendini sadece bir pazarlama aracı olarak görmesi ve gereksiz yere, abartılı şekilde vurgulaması tüketiciler arasında tepkiye neden oldu. Örneğin, Türkiye’den Falım, Tofita, Şıpsevdi gibi atıştırmalık markalarına ev sahipliği yapan Mondelēz’in Cadbury için oluşturduğu reklam kampanyasını ele alalım. Bu reklam kampanyası dahilinde Bollywood yıldızı ShahRukhKhan'ı gösteren, kişiselleştirilmiş videolar oluşturmak amacıyla yapay zekâyı kullanma fikri, her ne kadar yenilikçi ve son kullanıcı odaklı bir strateji olsa da bazı izleyiciler bu videoları ürkütücü ve yapmacık buldu. Bollywood tarihinin en ünlü ismine yer veren ve hatta ödüller bile toplayan bu kampanya, günün sonunda uluslararası pazarlamada tartışmalara yol açtı ve tüketici nezdinde karmaşık duygular yarattı.Yapay zekâ kullanımının artmasıyla birlikte, kişisel gizlilik endişeleri ve veri güvenliği konuları daha fazla ön plana çıkıyor. Bu durumda, markaların yapay zekâ teknolojisini sorumlu bir şekilde kullanması ve kullanıcıların güvenini kazanması şart. Güvenilir ve şeffaf bir yaklaşım benimseyen markalar, tüketici endişelerini hafifletebilir ve yapay zekânın gerçek potansiyelinden tam anlamıyla faydalanabilir. Ayrıca bu teknolojinin sadece bir pazarlama aracı olmadığını göstermek ve insan yaşamını olumlu yönde etkileme potansiyelini vurgulamak da önemli.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.