Geçtiğimiz mayıs ayında New York Times’da çıkan bir yazı oldukça ilginçti. Habere göre, kimse bagajının varış noktasına ulaşması konusunda havayollarına güvenmiyor. Hatta 2013’te yapılan bir araştırmanın verileri yolcuların yüzde 19’unun yalnızca el bagajıyla seyahat ettiğini gösterirken, yakın zamanda yapılan başka bir araştırmaya göre de yalnızca el bagajıyla seyahat eden bu grubun oranı geçtiğimiz yıl yüzde 41’e ulaştı.Herkesin yaşadığı bavul hazırlama stresi yaz sezonunda dahi hafiflemiyor… Hatta kayıp bagajlardaki yüzde 30’luk artış geçtiğimiz sezonun “kayıp bagajlar yazı” olarak adlandırılmasına bile sebep oldu. Bu yıl işler biraz daha iyi gidiyor gibi görünse de bagajınızı takip etmek hâlâ sürprizli bir iş.Peki çözüm ne? Tabii ki en basit yol, hiç bagaj teslim etmeyip hayatımıza el bagajlarıyla devam etmek. Tatilde parmak arası terliğini ve şortunu üzerinden çıkarmayan, rahatına düşkün babalar için bu kolay bir çözüm olabilir. Fakat şık etkinliklere katılacak girişimciler ya da moda tutkunlarının çözümü ne olmalı? Hem farklı seçeneklere sahip olup hem de iyi görünmek isterken koca bir valizi ağzına kadar doldurmamayı nasıl başarabiliriz?Tarzdan değil yükten ödün vermenin altın kuralıBunun mümkün olduğunu iddia eden stilist, moda tutkunu ve meraklısı yazar Kim Appelt, son dakikada çıkan sürpriz iş seyahatleri için nasıl bir çırpıda hafif çantalar hazırlamayı öğrendiğini Insider’a anlatıyor. Hatta yıllar içerisinde bir yandan dolabını renklendirip daha kullanışlı hâle getirirken bir yandan da her şeyi el bagajına sığdırmasını sağlayan basit kuralı paylaşıyor.Daha önce Inc.com’da bu konuda farklı yöntemlerle ilgili yazılar ele almıştık ama Appelt’inki çok daha kolay ve “üçlü kural” denen basit bir ilkeye dayanıyor.Insider’da yazılana göre “Appelt, hafif ve işlevli bir seyahat dolabı için en az üç farklı şekilde kombinlenecek parçalara sahip olmamız gerektiğini söylüyor. Örneğin, herşeyle uyacak nötr renkli keten bir blazer ceketi serin bir gecede kot pantolonun üzerine, daha fiyakalı bir pantolonla şık davetlerde ve son olarak da daha eğlenceli, gündelik bir görünüm için de şortla kombinleyebilirsiniz. Tabii ki bazı istisnalar da var. Farz edelim, bir düğüne gidiyorsunuz ve yanınızda o akşama özel bir elbise var. Hâliyle bu özel parça kısıtlı bir kullanım alanına sahip olacaktır. Ama Appelt daha resmi parçaları da yaratıcı bir şekilde kullanmanın mümkün olduğu konusunda ısrarcı.Stilistin altın kuralı şu: “Diyelim ki önemli bir toplantınız var ve o valize bir takım elbise girecek. O hâlde valize, takımın ceketi, pantolonu ya da kalem eteğiyle uyacak parçalar koyun.”Pratik demek sıkıcı demek değildirAppelt’ın üçlü kuralını takip edip karıştır-yakıştır yaklaşımıyla ana parçaları doğal renklerden seçerseniz çok sayıda kombin elde edebilirsiniz. Gözünüz korkmasın, nötr renkler ve sade parçalarla kombin yapıyorsunuz diye şıklığınızdan ödün vermeyeceksiniz.Appelt çok güzel bir kombin önerisiyle sözlerini şöyle somutlaştırıyor: “Kot pantolonla takabileceğiniz turuncu bir kaşkol düşünün. Aynı kaşkolu yeşil bir parkayla ya da kot ceketle de kombinleyebilirsiniz. Bunu, kolsuz turuncu bir üst için de deneyebilirsiniz. Üstüne herhangi bir mont ya da spor ceket, altına da nötr renkli bir pantolon ya da bir etek giyebilirsiniz.” Turuncuyu sevmiyor olabilirsiniz. Buna takılmayın. Fikre odaklanın. Hem giyim-kuşam hem de valiz hazırlama konusuna bakış açısının altında yatan bu taktik herkes için geçerli. Stilist onaylı bu yöntemi iyi uygularsanız “Bagajım da benimle birlikte havalimanına sağ salim varacak mı?” diye dertlenmeden tarzınızı her gittiğiniz yere kolayca taşıyabilirsiniz.Orijinal Yayın Tarihi: 30 Ekim 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.