Son dönemde tümü Silikon Vadisi’nden çıkan ve adlarının ilk harflerinden hareketle kısaca GAFAM olarak adlandırılan Google, Apple, Facebook, Amazon, Microsoft gibi şirketler yeni nesil benzerleri LinkedIn, Tesla, Stripe gibi teknolojik şirketlerin geleneksel rakiplerini büyük bir hızla ekarte ederek her anlamda dünyayı domine ettiğini gözlemliyoruz. Söz konusu şirketlerin piyasa değerleri incelendiğinde milyar hatta trilyon dolarların havada uçuştuğunu görüyoruz. Tüm bu gelişmeler tabii ki tesadüf değil. Silikon Vadisi’nde son 60 yıldır süregelen bir iş yapma kültürünün sonucu. Söz konusu iş yapma kültürünün doğru ve sistematik biçimde uygulandığı takdirde semeresinin misliyle alındığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Son dönemde bu trendin hız kazanmasında şüphesiz bazı katalizör faktörler var. Bunlar arasında son 10-15 yılda yazılımın tüm dünyayı yutuyor olması, yapay zekânın günümüzde tüm sektörlerde yıkıcı etkisini göstermesi, bulut bilişimin her alanda maliyet verimli biçimde etkin kullanımının çok çeşitli süreç ve pazarlama otomasyon kurgularını kolaylaştırması gibi faktörler olarak sayılabilir.Silikon Vadisi yaklaşımına dönecek olursak yukarıda bahsedilen iş kültürünü en çok içselleştiren simaların vadinin en önemli kurumlarının başında olduğunu söyleyebiliriz. Silikon Vadisi’nin saygı duyulan isimlerinden biri, dünyada bilinen ilk grafik tarayıcı (browser) Mosaic ve ardılı Netscape’in kurucusu Anderssen Horowitz. Ortağı olduğu Anderssen Horowitz yatırım şirketi üzerinden Facebook, Twitter ve benzeri birçok şirkete daha ilk kurulduklarında yatırım yaparak söz konusu şirketlerin vizyon ve stratejilerinin gelişmesinde kilit rol oynamış.PayPal mafyası olarak anılan şirketin kurucu ekibinden birçok isim milyar dolarlık girişimlerin itici gücü. Elon Musk ve Peter Thiel’in başı çektiği bu grubun adı birçok başarı hikâyesinde olduğu gibi başarısızlık hikâyelerinde de geçiyor. Son dönemde adından söz ettiren Sam Altman da, Amerika’nın en meşhur girişim hızlandırma programı olan Y-Combinator’ın eski yöneticisi. Linkedin patronu Reid Hoffman’ın 61 farklı başarısız denemesinden sonra tutmuş 62’nci girişimiydi.İş kültüründe başarısızlıklar zaten öngörülen ve işin doğasında olduğu kanıksanmış bir olgu. Tam da bu nedenle Google, kervan yolda düzülür düsturuyla, doğru kurguyu ya da iş modelini bulma yolculuğunu, kaçınılmaz olarak yapılan güzel hatalar süreci olarak adlandırıyor.Silikon Vadisi Zihniyeti Tüm Dünyaya yayılıyorSilikon Vadisi’nde yeşermiş, yarım yüzyıldan beri uygulanagelen bu zihniyet, “Müşteri Geliştirme (Customer Development)” felsefesi ve “Yalın Yeni Girişim (Lean Startup)” metodolojisi iş planı yerine “İş Modeli Üretimi” gibi kavramlarla 2010’ların başından itibaren tüm dünyaya ihraç ediliyor. Son yıllarda Londra’dan Berlin’e, Amsterdam’dan New York’a ve İstanbul’a dünyada farklı bölgesel startup hub’ların öne çıkması da bu sürecin bir parçası. Çin’den çıkan ve tam da Silikon Vadisi zihniyetiyle yol alan TikTok, günümüzde Instagram’ı geçme yolunda emin adımlarla ilerliyor. Tüm bu gelişmeler bu zihniyetin dünyaya mal olduğunun bir göstergesi. Gelin şimdi Silikon Vadisi yaklaşımının özünü anlamaya çalışalım.Silikon Vadisi’nin Özünü AnlamakSilikon Vadisi yaklaşımı, yeni (ve işin çuvallamasına neden olabilecek) bir iş fikrine dair hipotezin olabildiğince erken sınanmasını sağlayan deneysel ve bilimsel bir yaklaşımla test edilmesine dayanıyor. Aslında işin özü, sınırlı kaynakların etkin kullanımı diyebiliriz. Bu durumu bir örnekle açıklayalım. Bir girişim ekibinin hiç para kazanmasa dahi motive biçimde ve bir arada çalışabileceği 12 ayı ve 100 bin doları olduğunu düşünelim. Ekibin başlangıçta yola çıkmasına neden olan ve aşık olduğu o mükemmel iş fikrinin pazarda müşterilerce “olduğu gibi” kabul görmesi ihtimali istatistiklere göre sadece yüzde 5! Yani yüzde 95 ihtimalle girişim yola çıktığı andaki hipotezlerde küçük ya da radikal birtakım değişimlere gitmek zorunda… Durum böyle olunca ekibin kapalı kapılar ardında söz konusu parayı ve zamanı sadece bir fikre adaması çok mantıklı değil. Silikon Vadisi mantığı tam da bu noktada devreye giriyor. “Yalın girişim” metodolojisine göre ekibin birim zamanında daha çok sayıda deney tasarlıyor olması kritik önemde. Bir başka deyişle yıl içinde bir değil belki de onlarca farklı iş fikri için her biri kendi içinde tutarlı ve nitelikli biçimde deneyler tasarlayarak söz konusu fikirlerin potansiyeli ayrı ayrı sınanabilir. Minimum Çalışır Ürün (Minimum Viable Product – MVP) adı verilen bu deneylerde ürünün özünü minimal özelliklerle yapmak söz konusu olabileceği gibi tamamen dinamik biçimde “çalışıyor(muş)” algısı veren ve nihai ürünün deneyimini yaşatan ancak sonuçta “tıklanabilir PDF dökümanından ibaret” olan prototipler de geliştirilebilir. Yeter ki ekip kendini kandırmayıp potansiyel erken benimseyici müşterilerden gerçekçi geribildirim alacak ve potansiyel söz konusuysa rahatlıkla yatırım kararı alınabilecek nitelikte deneyler gerçekleştiriyor olsun.Silikon Vadisi zihniyetinde çok benimsenen diğer bir kavram da “pivot etmek”.Yani girişimci ekip, basketboldaki pivot kavramı misali vizyon ve ekip konusunda sabit kalarak taktiksel değil de stratejik olarak radikal biçimde yön değiştirme konusunda fazlasıyla esnek olmalı. Pivot etmek, müşteri segmentlerinde olabileceği gibi ürün ya da platform pivotu şeklinde de olabilir. Gelen geribildirimler ışığında ekip zoom-in pivot ya da zoom-out pivot gerçekleştirebilir. Pivot ÖrnekleriÖrneğin Twitter ilk olarak “sesini tüm dünyayla paylaş, herkes duysun” mottosuyla yola çıktı. Günümüzde de bu vizyon değişmedi ancak ilk ürün gerçekten de sesli yayın (podcasting) platformuydu ve büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı. Dağılmak üzere olan ekip son bir hamle olarak her şeyi çöpe atıp sadece 140 karakterlik tweet’lerden ibaret bir platform olmayı yeğledi ve hikâye herkesin bildiği Twitter hikayesine evrildi. YouTube ilk çıktığı aylarda tamamen flört amaçlı bir video yükleme sitesiydi. Bir süre sonra ekip platformu neden flört dikeyine hapsettiklerini sorgulayıp zoom-out pivot yapmaya karar verdi. Hızla büyüyen şirket birkaç ay sonra Google tarafından satın alındı. Flickr başlangıçta çok sayıda kişinin aynı zamanda oyun oynayabildiği bir online oyun sitesiydi. Platforma yeni bir özellik olarak resim yükleme fonksiyonu eklenince kullanıcı etkileşiminde yaşanan olağanüstü artışı inceleyip analiz eden ekip tamamen kendinden emin biçimde zoom-in pivot yaptı.Tüm bunlar anlatması kolay ve mantığa uygun gibi gelse de belli bir sistematiği takip etmeyi zorunlu kılıyor. Bir startup ekibine (Flickr örneğinde olduğu gibi) radikal yön değişikliğini gözünü hiç kırpmadan yaptıran şey, ekibin öncül nitelikteki “kuzey yıldızı” metriğini tayin ettikleri ve ekibi yeni deneyler yapmaya teşvik eden işlevsel bir “yalın analitik” test ortamının varlığıdır. Girişimin ilk aylarında, tıpkı bir oyun hamurunda olduğu gibi, ekip ürünü her gün bambaşka bir şekle sokabilir. Üssel olarak büyüyen ve unicorn olan girişimlerin hemen hepsinde söz konusu anlayış ve sistematiğin kurulu olduğunu görmek mümkün. Büyüme korsanlığı (Growth Hacking) kavramının başlangıç noktası da bu zihniyeti benimsemektir. Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.