Sizi bilmem ama ben kendi sınırlarımı da şirketimin sınırlarını da çok zor yoldan öğrendim - onları aşarak! Bu tabii ki sancılı bir yol ama gelecekteki bilgeliğin de hammaddesi.Şahsen bu bilgi birikimini hevesli girişimcilere aktarmayı seviyorum. Dizimdeki mecazi “sıyrıklar” belki bir genç girişimciyi aynı hataları yapmaktan kurtarabilir. Yarım düzine kitap yazmamın ve Airbnb, Burning Man ve Zappos gibi çeşitli kuruluşların genç CEO'larına mentorluk yapmamın bir nedeni de bu.Kuruluşundan bu yana Çiftlik olarak anılan Stanford'da öğrenciyken, okulun yakınlarındaki bir çiftlikten buzağıları beslemek için kullanılan iki litrelik şişelerden satın aldım, içkiyle doldurdum ve maça gelen taraftarlara sattım. Fakat asıl girişimcilik kariyerim 26 yaşında, Amerika'nın ilk butik otellerinden biri olan Joie de Vivre'yi kurmamla başladı. San Francisco’da açtığım bu işletme, CEO'su olarak geçirdiğim 24 yıl içinde 52 otellik bir zincire dönüştü. 3 bin 500 çalışanı olan bu şirketi psikoloji ve iş dünyasının kesiştiği bir laboratuvar olduğu için seviyordum. Sürekli kültürümüzü, stratejimizi ve müşteri hizmetleri yaklaşımımızı yenileyen fikirler üretiyordum.Bu süreçte egom da şirketim gibi hızla büyüdü. İnsanlar bana “Chip, nasıl gidiyor?” diye sorunca kendimden değil şirketimin büyümesinden söz ederdim. Bir gün, yönetici koçu arkadaşım Vanda beni omuzlarımdan tutup gözlerimin içine bakarak Hayır Chip, ben seni sordum, şirketini değil.” dediğinde durumun farkına vardım. Fakat bu farkediş, dergilerin kapağında resmimi gördüğümde ve TED Talks’ta konuşmam istendiğinde dağılıp giderdi.Evet, her otel ya da restoran gibi benimkinin de başarısızlıkları oldu. Ben bu başarısızlıkları kıymetli tecrübeler olarak adlandırıyorum. Otellerimden birinde Amerikan mutfak kültürüne yeni bir soluk getireceğine inandığım San Francisco usulü bir fondü restoranı açtım. Bir de lüks ve kampı birleştiren “glamping” kavramı meşhur olmadan daha 7 yıl önce bir butik kamp tesisi açtım. İkisi de feci şekilde başarısız oldu.Maalesef 2000’lerin ilk on yılını kasıp kavuran üç büyük olaya, yani dot-com krizine, 11 Eylül saldırısına ve 2008-2012 küresel ekonomik krizine hiç hazırlıklı değildim. Duygu durumum şirketimin kaderine o denli bağlıydı ki sinir sistemim, hiç mola vermeden yola devam eden bir tren gibiydi. İki yıl içinde, üçü girişimci olmak üzere beş arkadaşım intihar etti. Aynen onlar gibi, daha fazla dayanamayacağımı hissettiğim bir akşamüstü Golden Gate Köprüsü’ne doğru giderken beni Vanda durdurdu. Atlama konusunda ciddiydim. Çünkü içinde bulunduğum koşullardan ve bitmek bilmeyen olumsuz duygulardan beni kurtaracak başka seçeneğim olmadığını düşünüyordum.Vanda, zihnimin kör noktalarında saklanan tüm seçenekleri görmemi sağladıysa da hayatımdaki sıfırlama düğmesine basabileceğimi ve köprüden atlamama gerek olmadığını anlamam için küçük bir ilahi müdahale gerekti. St. Louis'de sahnede bir konuşma yaptıktan kısa bir süre sonra antibiyotiğe karşı alerjik bir reaksiyon gösterdim ve kalbim 90 dakika içerisinde tam dokuz kez durdu. Tam otelcilere yaraşır, tokat gibi bir ikazdı. Ölümle burun buruna gelmek, hayatınızı nasıl yaşayacağınıza dair dikkate değer bir aydınlanma sunabilir.Şirketi kurarken aradığım yaratıcılık, inovasyon ve özgürlük gibi değerlerin, artık büyük ama sermayesi yetersiz bir şirket olduğumuz için, parmaklarımın arasından kayıp gittiğini fark ettim. Gündelik hayatımda bu değerlerin oldukça uzağında yaşıyordum ve bundan son derece mutsuzdum.Ölümün kıyısına gelmemden yaklaşık iki yıl sonra, ekonomik krizin en derin noktasında, şirketimi Hyatt zincirinin varislerinden birine sattım. Bunu yaparken çok zorlandım çünkü şirketi 50 yıl boyunca yönetmek gibi bir hayalim vardı. Satış gerçekleştiğinde ise şirket kurulalı henüz 24 yıl olmuştu. Fakat bir birey olarak, kişisel gelişimimi şirketimin büyümesinden ayrı tutulabileceğimi fark ettim. Artık şirketimden ibaret değildim. Kendimdim. Meğer yana yakıla aradığım rahatlama buymuş.2018’de hayatının ikinci baharını yaşayanların öğrenci olarak kabul edildiği bir okul kurdum: Modern Elder Academy ya da kısaca MEA (Modern İhtiyarlar Akademisi). Ve okulumda, ancak 50’lerimde idrak ettiğim bir prensibi öğretiyorum: aynı tohum, farklı toprak. Kimisi canımızı yaksa da hayat ve kariyer yolculuğumuzda öğrendiğimiz dersleri birer armağan kabul etmeli, ve bu onları, yuva bellediğimiz yeni çevreye dahil etmeliyiz. 50’mi devirmeden önce, hayatımın en güzel günlerini henüz yaşamadığımı bilmiyordum. 2013 yılında 50'li yaşlarımın başındaydım ve modern iş ortamında çağı nasıl yakalayacağımı çözmeye çalışıyordum. Airbnb'nin üç genç kurucusundan beklenmedik bir telefon aldım. Şirketin henüz çok az bilindiği bir zamanda “konaklamayı demokratikleştirmelerine” yardımcı olmamı istediler. Onların kadrolu “modern ihtiyarı” oldum. Benim gibi teknofobik birinin bir teknoloji şirketinin konaklama ve strateji departmanını yönetmesi garibime gidiyordu. Bu yeni toprağa tohumlarımı ektim. Yani esnek bir kültüre ve karşı konulmaz bir markaya sahip bir şirket kurup hızla büyütme konusundaki deneyimimi aktardım. Artık, spot ışıkları altında olmak yerine, arkadan sufle veriyordum. İşim, bu zeki kurucuların liderlik becerilerini geliştirmekti. Egomu kontrol altına almama da yardım ediyordu. Ayrıca evet, Airbnb hikâyesi çok güzel sonuç verdi.Peki, bu süreçte çıkardığım dersler neydi? Hiç şüphe yok ki gelişimin her koşulda iyi olduğu! Gelişim, sizi iş kurmada daha mahir kılarken aynı zamanda doğru yolda olup olmadığınızı anlamanızı sağlayan bir göstergedir. Ancak kendi varlığınıza, şirketinizinkini baz alarak değer biçmemeye özen gösterin. Tam da şirketimi piyasanın çok altında bir fiyata satarak kendi değerimi azalttığımı hissettiğim anda, tecrübelerimi bana büyük bir anlam kazandıracak şekilde paylaşmamı sağlayan yeni bir kapı açıldı. Bu sayede kendime biçtiğim değerde inanılmaz bir artış oldu.İşte şirketinizin hızlı büyümesinin olumlu ve olumsuz yanlarını keşfederken kendinize sorabileceğiniz üç soru:1. En başta şirketinizden ne bekliyordunuz? Mesela ben yaratıcılık, inovasyon ve özgürlük bekliyordum. Bugün hâlâ bu değerleri yaşatıyor musunuz? Eğer cevabınız hayırsa, bunların yerini alan ve sizi tatmin eden yeni değerler var mı?2. Zor zamanlarınız için ihtiyacınız olan duygusal desteği size kim sağlıyor? Evinizin tehlikeye karşı korunması için gayrimenkul ve mali sorumluluk sigortaları yaptırıyorsunuz. Fakat işinizden ibaret olmadığınızı anlamanızı sağlayan kişisel bir emniyet kemeriniz var mı?3. Bu tecrübeler size ne tür bilgelik kazandırıyor? İşte bu gelecekteki başarılarınızın tohumları. Joie de Vivre deneyimim Airbnb'de çalıştığım süre boyunca etkili bir temel oluşturdu. Alanınıza ilişkin bilgileriniz zamanla güncelliğini kaybetse de kendinize ve başkalarına dair bilgeliğiniz yaşamınız ve kariyeriniz sürdükçe değer kazanır.Inc. Masters Baja için Şimdi KaydolunNisan 2024’te, Inc.'in en özel etkinliğinde Chip Conley ile yüz yüze görüşebilirsiniz: Inc. Masters Baja.Conley ve Inc. Genel Yayın Yönetmeni Scott Omelianuk tarafından ortaklaşa düzenlenen her şey dahil bir inziva deneyimi sunan Inc. Masters Baja, Inc. 5000'de yer almaya hak kazanmış inovatif kurucular ve CEO'lar için etkili bir networking ve işbirliğini teşvik etmek üzere düzenleniyor. Beş gün, beş gece sürecek programda rehberli yoga ve meditasyonun yanı sıra hem Inc. hem de Conley's Modern Elder Academy tarafından tasarlanan atölye çalışmaları, dersler ve egzersizler yer alacak. Hepsinden önemlisi, Inc. Masters Baja, birbirlerinin iş başarılarını optimize etmeye, ekiplerini şekillendirmeye ve hatta hayatlarını değiştirmeye yardım etmeye kararlı, benzer düşünen girişimcilerden oluşan bir topluluğu bir araya getirecek.Inc. Masters Baja çok özel bir deneyim. Gelecek yılki etkinlik sadece 22 kurucuyu ağırlayacak. Yerinizi şimdiden ayırtın. Daha fazla bilgi için inc.com/masters-baja-2024 adresini ziyaret edebilirsiniz.Orijinal yayın tarihi: Inc. Dergisinin Eylül 2023 SayısındanKöşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.