İnsanlar Steve Jobs’ı bir belagat ustası olarak anıyor. Öyleydi de. Hikâye anlatımı söz konusu olduğunda birçok teknoloji şirketinin CEO’sundan fersah fersah ilerideydi.Apple’ın bu kadar başarılı olmasının bir nedeni de bu olabilir. Jobs, dinleyiciyi içine çeken ve anlattığı şeyin hayatlarını değiştireceğine ikna eden özgün bir yeteneğe sahipti.İlginç olan şu ki Jobs’ın kalabalıklar önünde böyle iyi konuşma yapmasını sağlayan şey karizması değildi. Bir dünya karizmatik insan var, ama söyleyecek değerli bir şeyleri yoksa ya da dinleyiciyle iletişimde başarılı değillerse kim dinlesin onları! Kısacası, mükemmel bir konuşma yapmanın sırrı karizmatik olmakta saklı değil. Mükemmel bir sunuma giden yol da karizmadan geçmiyor. Bir konuşmayı mükemmel kılan, hikâyeyi oluşturan parçaların bir arada uyum içinde sunulabilmesi. Görüldüğü üzere Jobs’un bu konuda rakibi yok. Konuşmalarını izlediğinizde sizi etkisi altına alacak şey gösterişli sahneler olmaz. Hatta Jobs birçok konuşmasını tek bir ekranın olduğu simsiyah bir sahnede yapıyor. Yani işin sırrı süslü videolarda ya da slaytlarda değil. Jobs’un seyirci önünde çok iyi işler çıkarmasının ve merakını uyandırabilmesinin arkasındaki sihir, bu parçaları bir araya getirilişinde saklı. Ve tabii ki bol bol pratik yapmakta! Bu arada pratik yapmak çok küçümseniyor. İnsanlar iyi iletişim kurma becerisini seyircinin karşısına çıkıp onları güldürebilmeye, ağlatabilmeye ya da en azından ilgilerini çekebilmeye indirgiyor. Bu çok anlamsız. Asıl yetenek doğaçlama konuşuyormuş gibi görünecek kadar pratik yapmaktır.Ken Kocienda, Yaratıcı Seçilim isimli kitabında Apple’ın internet tarayıcısı Safari’yi tanıttığı 2003 MacWorld etkinliğine Jobs’un nasıl hazırlandığını anlatıyor:“Steve prova yapmaya genellikle konuşmadan 3-4 hafta önce başlardı. Bunun için Infinite Loop kampüsündeki Town Hall oditoryumunu ya da Apple’ın herhangi bir yerini seçer, slaytlarından küçük bölümlerle provalar yapardı. Gün be gün çalışarak etkinlikte yapmak istediği konuşmayı adım adım var ederdi. Steve’in en büyük sırrı da buydu. Prova yapıyordu, çalışıyordu. Hem de çok. İstediği şekle getirene ve konuya hâkim olana kadar tekrar tekrar sunumun üstünden geçerdi.”Her şey zihninde iyice oturduğundaysa provalara son vermez, tam istediği gibi olması için üzerine çalışmaya devam ederdi. Kocienda devam ediyor:“Steve sunuma başladığında konuşmacı personasına geçerdi. Ses tonu, duruşu, jestleri ve her şeyiyle ağzına kadar dolu bir salona konuşur gibiydi. İşler istediği gibi gittiği sürece devam eder, ihtiyaç olursa durur ve karakterden çıkarak ses tonunu alçaltırdı. Hatta bazen ön sıradaki yöneticilere -mesela Uluslararası Pazarlamadan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Phil Schiller’e- sunumun dili ve fikirlerin uyumu hakkında sorular sorardı. Geribildirimleri alır, birkaç saniye sonra konuşmacı personasına geri dönüp devam ederdi.” Jobs kullandığı her kelimenin sunumun bütünüyle uyumuna özellikle dikkat ederdi. Fark etmişsinizdir, çoğu insan bunu pek de umursamaz. Kendi kendine prova yaparken bile bir topluluğa konuşuyormuş gibi yapan Jobs’u usta bir konuşmacı yapan da buydu. Aslında en çok prova yapanlar genelde mükemmel bir şekilde doğaçlama yapıyor gibi görünen insanlar oluyor. İşin ironisi de şu ki, prova yapma konusunda daha iyi hâle geldikçe hiç pratik yapmıyormuş izlenimi bırakıyorsunuz. Pratik yapmanın bir başka artısı da işler kötü gittiğinde paniklemenizi engellemesi. Bir sonraki adımları zaten bildiğiniz için sunum sırasında bir terslik olsa bile yola devam edebilirsiniz. Meramınızı nasıl anlatacağınızı bilecek kadar pratik yaparsanız doğaçlama yapmanız gerektiğinde bile gayet özgür hissedersiniz. İyi haber şu ki herkes fazladan pratik yapabilir. Bir toplantıda konuşma ya da sunum yapmanız gerekiyorsa daha etkili olmanın en basit yolu pratik yapmaktır. Bir de geribildirimleriyle hitabetinizi geliştirmeye yardımcı olabilecek güvendiğiniz birinin önünde prova yapmak da yardımcı olacaktır. Kısacası, insanlar anlattığınız şeyi ciddiye alsın istiyorsanız önce siz pratik işini ciddiye almalısınız. Orijinal Yayın Tarihi: 24 Şubat 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.