Steve Jobs artık aramızda olmayabilir, ama Apple’ın kurucu ortağı ve teknoloji dahisi olarak yarattığı etki, gelecek nesillere ve daha sonrakilere yayılacak. Jobs, verdiği bir röportajda çoğu başarılı insanın sahip olduğu ve pek de yaygın olmayan bir özellikten bahsediyor ve şu hikayeyi anlatıyor:“Bir gün, 12 yaşımdayken, (Hewlett-Packard’ın kurucu ortağı) Bill Hewlett’ı aradım. ‘Merhaba, adım Steve Jobs, 12 yaşındayım. Liseye gidiyorum. Frekans sayıcı geliştirmek istiyorum. Sizde kullanabileceğim fazla parçalar var mı acaba?’ diye sordum. Hewlett güldü ve istediğim parçaları bana verdi. Ve o yaz bana Hewlett-Packard’da (HP) staj teklif etti… Adeta cennette gibiydim.”Bu hikayeden çıkarılacak dersi kaçırmış olabilirsiniz, şaşırtıcı değil. Neyse ki Jobs röportajın devamında açıklıyor:“Çoğu insan telefonu eline alıp da birini aramıyor, bir şey istemiyor. İşte, bir şeyleri gerçekleştiren insanlar ile gerçekleştirme hayalleri kuranlar arasındaki fark tam olarak bu.”İsteyin.Jobs, HP’teki bu deneyimi yaşamasaydı teknoloji dünyası için yaptıklarını yapabilir miydi? Belki evet, belki hayır. Bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Ama bildiğimiz bir şey var: Bir telefon konuşması Jobs’ın hayatını muazzam ölçüde etkiledi. Bir neslin en büyük girişimcilerinden birine, bir şeye ihtiyacı olduğunda bunu isteyebileceğini öğretti.Bu durum insanların başkalarından yardım istemekten çekindiği işyerleri için de geçerlidir. Günümüzde birçok işletmede insanlar mevkidaşlarından ve çalışma arkadaşlarından yardım istemekten ve istedikleri bir şeyi dile getirmekten korkuyor. Sosyal psikolog Heidi Grant, iş arkadaşlarının birbirine verdiği desteğin yüzde 75 ila 90’ının talepte bulunmakla başladığını söylüyor.Bu noktada sorulması gereken soru, çalışanlarınıza sunduğunuz ortamın bu özgürlük ve güvenlik hissini destekleyip destekleyemediği. Aslında pek çok insan yardım etmeye istekli. Bir araştırmaya göre, bir iş yerinde insanların birbirine yardım ettiği durumların yüzde 90’ı, bir kişinin talep etmesi karşılığında yaşanıyor. Fakat asıl sorun şu ki, çoğu insan ihtiyaç duyduğu yardımı istemiyor ve bu, müdürleri ve yöneticileri tarafından teşvik edilmiyor. Dolayısıyla, ne yazık ki böyle bir şey (genelde) gerçekleşmiyor.Verici-AlıcıMichigan Üniversitesi’nden sosyolog Wayne Baker, “All You Have to Do Is Ask: How to Master the Most Important Skill for Success” başlıklı bir kitap yayımladı. Bu kitap için yaptığı araştırmasında, “Verici-Alıcı” dediği kişilerin (sık sık birilerine yardım eden ve birilerinden yardım isteyen kişi) işyerinde en üretken ve en çok saygı duyulan kişiler olduğunu saptadı.Yöneticiler ve liderler için işin sırrı, insanları hem yardım isteme hem yardım etme konusunda özgürleştirecek bir ortam yaratmak. Mevkidaşlarından ve profesyonel çevrelerinde tanıdıkları insanlardan sık sık yardım isteyebilmelerini ve bu kişilere yardım etmelerini sağlamak…Verici-alıcı olmanın kariyeriniz açısından da epey faydası var. Baker’ın araştırmasına göre, başarılı pek çok insan bir şeye ihtiyaç duyduğunda bunu istemekle ilgili sorun yaşamıyor. 12 yaşındaki Steve Jobs bunu yapabildiyse, siz de yapabilirsiniz.Orijinal yayın tarihi: 20 Nisan 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.