Sürdürülebilirlik alanında çalışan uzmanlar olarak artık “Neden?” sorusuna cevap vermekte zorluk çekmiyoruz. Ardı ardına gelen çevresel ve toplumsal krizler ve sert regülasyonlar bu sorunun cevabını son derece açık bir şekilde ortaya koyduğundan beri artık hiçbir paydaştan “Neden bu işe girelim?” sorusu gelmiyor. Neden sorusunu bertaraf ettik, evet ama akıllarda en az onun kadar önemli bir soru kaldı: “Nasıl?”.İş modellerini ve sistemleri sürdürülebilir hâle getirmenin önündeki en büyük engel bu dönüşümün maliyeti. Dünyayı kullanış şeklimiz dolayısıyla artan endişelerin, sürdürülebilir kalkınma gündeminde bir kırmızı alarm vermesiyle beraber finansman kaynaklarının denklemin içindeki rolü arttı. Şu anda hedeflere ulaşma yolundaki en önemli kaldıraç yeşil finans. Yeşil finans, sermayeyi çevresel sürdürülebilirliği önceliklendirmiş projelere ve işletmelere tahsis etmeyi amaçlıyor. Çevresel finans ya da daha geniş bir çerçevede sürdürülebilir finans olarak da adlandırılan bu araçlar bütünü, şirketlerin finansal karar alma süreçlerine çevresel, sosyal ve yönetişimsel (ESG) kriterleri de entegre etmesini zorunlu kılıyor.Ölçme ve Raporlama ZorluğuGeleneksel finansta yatırımcılar şirketleri, çatısı çok uzun yıllar önce oluşturulmuş, net ve kati bir çerçeve üzerinden raporlanan finansal verilere göre değerlendiriyor. Ancak iş yeşil finansa geldiğinde tablo biraz farklılaşıyor, zira sürdürülebilirliğe ilişkin verilerin ölçülmesi ve raporlanması henüz gelişmekte olan bir alan. Yatırımcılar ESG performansının nasıl değerlendirildiği, yönetildiği ve raporlandığı konusunda soru işaretleri taşıyabiliyor. Bu da alanın hızla gelişmesi gerektiğini bir kere daha ortaya koyuyor. Bu alanda da zaman lineer değil, farklı bölgelerde ve ülkelerde farklı yüzyılları yaşıyor gibiyiz. AB başta olmak üzere alanın öncü ülkeleri geliştirdikleri çerçevelerle olgunluk çağına yaklaşırken, özellikle gelişmekte olan ekonomilerde konu ancak son beş yılda gündeme taşınmış durumda. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) 2014 verilerine göre Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak için gereken finansman açığı gelişmekte olan ülkelerde yılda $2,5 trilyon civarındaydı. Ancak pandemiden sonraki süreçte OECD tarafından raporlanan rakamlara göre Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri finansman açığı $4,2 trilyona ulaştı. Bu artışın yanı sıra zamanın da daralması nedeniyle özellikle son iki yılda finansman açığının kapatılmasına dair çabalara ağırlık verildiğine ve hem ölçüm-raporlama hem de finansman alanında yeni araçların geliştirildiğine tanık oluyoruz.Yeşil Finansman AraçlarıPeki nedir bu araçlar? Yeşil finans yatırım, bankacılık ve sigorta ürünleri gibi çok çeşitli finansal ürün ve hizmetleri kapsıyor. The Green Finance Platformu verilerine göre, 2022’de yeşil finans yüzde 45 yatırım, yüzde 22 bankacılık, yüzde 17 sigorta ve yüzde 16 diğer ürünler olacak şekilde dağılmış. Yeşil finansmanın temel araçları arasında yeşil tahviller, yeşil krediler, karbon piyasası araçları, sürdürülebilir yatırım fonları ve çevre dostu girişimleri desteklemek amacıyla tasarlanmış diğer finansal araçlar bulunuyor. Yenilenebilir enerji yatırımları, sürdürülebilir altyapı finansmanı ve yeşil tahviller, yeşil finansman faaliyetleri içinde en revaçta olanlardan. Alanda yenilikçi finansal çözümler geliştirilmeye devam etse de halihazırda en çok ilgi gören araç yeşil tahviller. Dünya Bankası tarafından ilk defa 2008’de ihraç edilen yeşil tahvillerin toplam değerinin 2008-2018 arasında yüz kattan fazla artarak $1,5 milyardan $167 milyar seviyesine yükseldiğini görüyoruz. Sürdürülebilirlik tahvilleriyse çevre dostu projelerin kapsamını aşarak bütün sürdürülebilirlik alanlarını kapsıyor. İlk sürdürülebilirlik tahvili 2014’te Unilever tarafından ihraç ediliyor. 2018’de Avrupa Yatırım Bankası’nın (EIB şeklinde kısaltılan European Investment Bank) €500 milyon tutarında sürdürülebilirlik tahvili ihraç etmesiyle birlikte bu aracın kullanımının da yaygınlaştığını görüyoruz. Bunun dışında yeşil tahviller gibi sınırları çizilmiş bir alana odaklanan sosyal tahviller, yeşil krediler ve ESG kredileri gibi farklı araçlar da sıklıkla kullanılıyor.Sürdürülebilir Finansın GelişimiKüresel yeşil/sürdürülebilir finans piyasasının değeri 2022'de $4,2 trilyon olarak kayda geçti. Farklı kuruluşların raporlarına göre 2032-2034’e kadarki süreyi kapsayan dönemde yüzde 20 veya 22’lik bir CAGR bekleniyor. Öte yandan Avrupa Kalkınma Bankası verilerine göre Avrupa Birliği’nin 2030 iklim hedeflerine ulaşabilmesi için gereken yatırım tutarı yıllık €270 milyar seviyesinde. Böyle bir miktarın kamu kaynakları tarafından karşılanamayacağı gerçeği de sürdürülebilir finansın geliştirilmesi için harekete geçmeyi zaruri kılıyor. Avrupa Birliği’nin 2018’de yayınladığı “Sürdürülebilir Büyümenin Finanse Edilmesi Eylem Planı” da bu amaç doğrultusunda finansal kaynakların sürdürülebilir projelere kanalize edilmesinin önündeki engelleri kaldırmayı amaçlıyor.Bu engellerden biri finansal olmayan raporlama standartlarının olgunluk düzeyiydi. Bu konuda alınan hızlı aksiyonlarla Avrupa Komisyonu önce Nisan 2021’de sürdürülebilirlik raporlamasına ilişkin mevcut direktifin bir uzantısı olan Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi’ni (CSRD), sonrasında da 31 Temmuz 2023’te Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını (ESRS) kabul etti. Yatırımcıların daha sağlıklı kararlar alabilmesinin önünü açan bu standartlarla birlikte sektörün büyüme ivmesini arttıracağı tahmin ediliyor. Benzer bir motivasyonla geliştirilen AB Taksonomisi ile ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilir olarak nitelendirilme koşulları ortaya koyuldu. Bu sayede yatırımcılar yeşil yıkama riskinden korunurken sürdürülebilir finans piyasasının gelişimini sekteye uğratan unsurlardan biri de ortadan kaldırılmış oldu.Türkiye’de DurumTürkiye’de de yeşil finans piyasalarının geliştirilebilmesi için faaliyetlere başlamış durumdayız. Mevzuat altyapısının oluşturulması için atılan adımlarla 2020’de SPK Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi, 2021’deyse Hazine ve Maliye Bakanlığı Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanı, SPK Yeşil Borçlanma Aracı, Sürdürülebilir Borçlanma Aracı, Yeşil Kira Sertifikası ve Sürdürülebilir Kira Sertifikası Rehberi yayınlandı. Eş zamanlı olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından bir ulusal taksonomi oluşturulması yönünde yürütülen çalışmalar da devam ediyor. Mevzuat geliştirme sürecinin yanı sıra oluşturulan raporlama standartlarıyla da sürdürülebilirlik verilerinin ölçümü, doğrulanması ve raporlanması aşamalarında da mesafe katetmeye çalışıyoruz. Bu alanlardaki çalışmalar henüz başlangıç aşamasında. Fakat özellikle AB Yeşil Mutabakatı’nın etkisiyle yükselen uyumlanma talebi, tüm sektörlerde güçlü bir farkındalık, istek ve dolayısıyla hızlı bir gelişim trendi yakalanmasını sağlayacak gibi duruyor.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.